Kocaelili oda başkanından depremin yıldönümünde çağrı

Kocaeli İç Mimarlar Odası Başkanı Mehmet Murat Sevindik 6 Şubat depreminin 2. yıldönümünde yaptığı açıklamada “Kamuoyunu, yetkilileri ve tüm kurumları, afetlerde sadece binaların yıkılıp yıkılmayacağını değil, iç mekanlarda insanların nasıl hayatta kalacağını düşünmeye ve çözüm üretmeye davet ediyoruz. Unutulmamalıdır ki yapılar ayakta kalabilir, ama içindekileri koruyamazsa bu bir başarı değildir” dedi

Kocaelili oda başkanından depremin yıldönümünde çağrı

Kocaeli İç Mimarlar Odası Başkanı Mehmet Murat Sevindik 6 Şubat depreminin 2. yıldönümünde yaptığı açıklamada “Kamuoyunu, yetkilileri ve tüm kurumları, afetlerde sadece binaların yıkılıp yıkılmayacağını değil, iç mekanlarda insanların nasıl hayatta kalacağını düşünmeye ve çözüm üretmeye davet ediyoruz. Unutulmamalıdır ki yapılar ayakta kalabilir, ama içindekileri koruyamazsa bu bir başarı değildir” ded. Kocaeli İçmimarlar Odası Başkanı Mehmet Murat Sevindik, 6 Şubat depreminin yıl dönümünde afet güvenliği konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Sevindik, afetlerde yalnızca binaların dayanıklılığına odaklanmanın yeterli olmadığını, iç mekan güvenliğinin göz ardı edilmesinin can kayıplarını artıran en kritik faktörlerden biri olduğunu vurguladı.

Kocaelili oda başkanından depremin yıldönümünde çağrı

“Çok daha geniş bir kavramdır”

“6 Şubat 2023’te yaşanan Kahramanmaraş merkezli depremler, ülke olarak ne kadar büyük bir felaketle karşı karşıya olduğumuzu bir kez daha gösterdi. Bu depremde on binlerce vatandaşımızı kaybettik. Ancak sadece yıkılan binalar değil, ayakta kalan yapılardaki iç mekan düzenlemelerinin yetersizliği ve yanlış malzeme kullanımı da birçok insanın hayatına mal oldu. Çöken kaçış yolları, devrilen eşyalar insanların kurtulma şansını büyük ölçüde düşürdü. Ne yazık ki, Türkiye’de afet güvenliği denildiğinde akla yalnızca binaların dayanıklılığı geliyor. Oysa afet güvenliği, binanın içindeki insanların nasıl hayatta kalacağının da düşünülmesi gereken çok daha geniş bir kavramdır.

“Tespit edildi”

Bu durum, geçtiğimiz ay Bolu Kartalkaya’daki otel yangınında da kendini trajik bir şekilde gösterdi. 78 kişinin hayatını kaybettiği bu olayda, otelin kaçış yollarının yetersiz olduğu, yangın güvenliği standartlarına uyulmadığı ve gerekli denetimlerin yapılmadığı tespit edildi. Kaçış yolları yanlış planlanmış, yangın kapıları işlevsiz bırakılmış, iç mekan organizasyonu tamamen ihmal edilmişti. Bu ihmallerin bedelini masum insanlar hayatlarıyla ödedi. Eğer iç mimarlar bu süreçte sorumluluk alsaydı ve projeler doğru bir şekilde denetlenseydi, bu tür felaketlerde can kaybı büyük ölçüde azalabilirdi.

Biz iç mimarlar olarak yalnızca estetik kaygılarla değil, aynı zamanda güvenlik odaklı tasarımlar yapıyoruz. Afet anında ve sonrasında en kritik soru şudur: Binanın içindeki insanlar nasıl hayatta kalacak? Yanlış yerleştirilmiş mobilyalar, hatalı iç mekan tasarımları, işlevsiz kaçış yolları ve yangın kapıları, hayat kurtarmak yerine ölüm tuzağına dönüşebilir. Depreme dayanıklı bir bina inşa etmek elbette önemlidir, ancak içerideki insanların hayatta kalmasını sağlayacak düzenlemeleri yapmazsanız, can kayıplarının önüne geçemezsiniz.

“Önüne geçmek mümkün olacaktır”

Göreve geldiğimizde, Kocaeli İçmimarlar Odası olarak Deprem ve Doğal Afetler Komisyonu’nu kurarak Kocaeli, Düzce ve Sakarya’daki yetkililerle görüşmeler gerçekleştirdik. Bu görüşmelerde iç mimarların afet güvenliğindeki rolünü anlattık ve yeni yapılacak ya da yenilenecek tüm binalarda iç mekan organizasyonunun afet güvenliği açısından denetlenmesi gerektiğini vurguladık. Bunun için yetki talep ediyoruz. Çünkü biliyoruz ki, binaların içindeki insanların hayatını korumak bizim sorumluluğumuz. Eğer iç mimarlar projelerde aktif bir şekilde yer alır ve denetim süreçlerine dahil edilirse, bu tür ihmallerin önüne geçmek mümkün olacaktır.

“Afetler kaçınılmaz olabilir”

Afetler kaçınılmaz olabilir, ancak insanların hayatını korumak bizim elimizde. Kamuoyunu, yetkilileri ve tüm kurumları, afetlerde sadece binaların yıkılıp yıkılmayacağını değil, iç mekanlarda insanların nasıl hayatta kalacağını düşünmeye ve çözüm üretmeye davet ediyoruz. Unutulmamalıdır ki yapılar ayakta kalabilir, ama içindekileri koruyamazsa bu bir başarı değildir. İç mimarların aktif rol almasıyla, bu tür felaketlerde can kaybını en aza indirmek mümkün olacaktır.”

Kaynak: bülten