İşçiler için önemli kampanya Green Transfo önünde start aldı
Emek Partisi (EMEP) Genel Merkezi, işçilerin acil taleplerini içeren bir kampanya başlatma kararı aldı ve bu kampanya bugün Kocaeli Çayırova’da işçilerin grevde olduğu Green Transfo önünde başlatıldı

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın verileri Türkiye’de 16 milyon 864 bin 733 işçiden sadece 2 milyon 524 bin 547’si sendika üyesi olduğunu ve sendikalı işçilerin sadece yüzde 5’nin sözleşmeli çalışabildiğini gösterdi. Emek Partisi Genel Merkezi, bu verilerin açıklanmasının ardından “Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş” sloganıyla yeni bir kampanya başlattı.

Sendikalar destek verdi
Kampanya, bugün Birleşik Metal-İş Sendikası üyesi işçilerin 37 gündür grevde olduğu Kocaeli Çayırova’daki Green Transfo önünde geniş bir katılımla başlatıldı. Grev alanında EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, EMEP İstanbul Milletvekili İskender Bayhan, EMEP Genel Başkan Yardımcısı Arzu Erkan, Birleşik Metal-İş, Türk-İş'e bağlı TEKSİF, Petrol-İş üyesi Novares işyeri temsilcileri, DİSK/Genel-İş, DİSK Emekli-Sen, Basın-İş ile Emek Partisi Kocaeli, Gebze, Darıca, Körfez ve Tuzla üye ve yöneticileri de yer aldı.

Barajsız sendika yasaksız grev
"Barajsız sendika yasaksız grev", "Grev haktır yasaklanamaz", İş ekmek özgürlük" ve "Green işçisi yalnız değildir" sloganlarının atıldığı ziyarette konuşan EMEP Genel Başkanı Seyit Aslan, "Türkiye’de son birkaç yıldır işçi sınıfımız yakın tarihin en büyük saldırılarından biriyle karşı karşıya" diyen Aslan, "Temelleri 12 Eylül darbesiyle atılan, ülkeyi yerli ve yabancı tekeller ve sermaye sınıfı için dikensiz bir gül bahçesine çevirmek isteyen; örgütsüz, güvencesiz ve ucuz emek gücüne dayanan bir ekonomik büyüme modelini hayata geçirmek adına işçi sınıfının bütün kazanımlarını hedefe koyan saldırı dalgası, bugün Erdoğan-Şimşek programı adıyla en vahşi biçimini almış durumdadır" ifadelerini kullandı.

Grevdeki fabrika önünde
Sendikalaşmanın önünde ciddi engellerin bulunduğunu belirten Aslan, "Sermaye güçlerinin Sistemli olarak yürüttüğü saldırılar karşısında, işçi sınıfımız birleşerek, örgütlenerek, mücadele ederek taleplerini kazanabilir" dedi ve şunları söyledi: "Sendikal hak ve özgürlükler mücadeleyle kazanmamız gereken en önemli ve acil haklar olarak önümüzde durmaktadır. Bu hepimizin ortak sorumluluğudur. Bu anlayış ve tutumla Parti olarak bugün 'Barajsız sendika, yasaksız grev, güvenceli iş' talebiyle bir çalışma, bir kampanya başlatıyoruz. Bu kampanyayı grevde olan bir işyerinde başlamak bizim için çok önemli ve anlamlı. Neden böyle bir kampanya ve çalışma. Yasalarda olan ama silikleştirilen iş güvencesini yeniden kazanmak istiyoruz. Sermayenin işçileri köle gibi kullanıp atmasına karşı, gerçek bir iş güvencesi talebiyle yola çıkıyoruz. İşten atmaların yasaklanması, sendikal örgütlenme nedeniyle işten atmaların son bulması, işçilerin alın teri ve emekleriyle çalıştıkları işyerlerinde sermayenin yüz kızartıcı kodlarla işçilerin işten atılması karşısında güçlerimiz birleştirmeliyiz. Gerçek ve kalıcı bir iş güvencesi istiyoruz. İşçilerin örgütlenmesinin önündeki en büyük engellerden birisi olan, işyeri, işletme ve ülke barajları kaldırılmalıdır. İşçilerin sendika seçme hakkı referandumla belirlenmelidir. İşyeri yetkisi, işletme yetkisi ve sendika seçmede işçinin beyanı esas alınmalı, yani işçilerin iradelerine başvurularak referandumla tüm süreçler çözülmelidir. İşverenlerin mahkeme süreçlerinde sendikaları tasfiye süreçlerinin önüne geçilecek demokratik ve işçileri koruyan yasalar çıkarılarak, sermayenin işçi ve sendika düşmanı tutumunun önüne geçmek için barajsız sendika istiyoruz.“
