Gebze Meydanı'nda asgari ücret protestosu!

Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından yapılan açıklamada, “Asgari ücreti bile sahte enflasyon oranlarının altında arttıranların niyeti gayet açıktır. Hedef tüm çalışanları sefalete, 19. Yüz yıl kölelik koşullarına mahkûm etmektir” denildi.

Gebze Meydanı'nda asgari ücret protestosu!

Asgari ücrete yapılan yeni zam Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri tarafından bu akşam Gebze Kent Meydanı’nda yapılan basın açıklamasıyla protesto edildi. Basın açıklamasını Eğitim-Sen Kocaeli 2Nolu Şubesi Eğitim Sekreteri Hatice Oral yaparak, “Ülke olarak dün iki büyük felaket yaşadık. Dün Balıkesir Karesi’de bir mühimmat fabrikasında meydana gelen patlamada, 8’i kadın 3’ü erkek toplam 11 işçi arkadaşımız hayatını kaybetti. Buradan bir kez daha hayatını kaybedenlerin yakınlarına başsağlığı ve sabır, yaralılara ise acil şifalar diliyoruz. Ne yazık ki ülkemizde işçilerin, emekçilerin canı, kanı üzerinden beslenen bir tablo ile karşı karşıyayız. Bu tablo çalışma hayatını kuralsız hale getiren, çalışanları korumasız bırakanların eseridir. Sağlıklı ve güvenli bir ortamda çalışmak işçisiyle, kamu emekçisi her çalışanın hakkıdır. Bu temel hakkı yeniden kazanmanın tek yolu vardır.

“Emekçiler için bir bataklık”

O yol da işçi cinayetlerini yaratan, emekçiler için bir bataklık olan bu sisteme, kapitalist sisteme karşı mücadeleden geçmektedir. Ülke olarak ikinci büyük felaketi ise sözde Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun dün akşam saatlerinde yaptığı açıklama ile yaşadık. Emek karşıtı Şer İttifakı; İktidar-IMF-İşveren Konfederasyonları ittifakı 2025 yılı asgari ücretini açıkladı. Asgari ücreti çocuklarına ‘harçlık’ diye verenler, çocuklarına harçlık veremeyecek hale getirdikleri milyonların 2025 yılında alacağı asgari ücretin 22 bin 104 TL olmasına karar verdi. Böylece iktidar, önümüzdeki günlerde 16 Milyon emeklinin, 5 milyon kamu emekçisinin maaşlarında yapılacak artışa ilişkin tutumunun sinyalini de vermiş oldu.
Geçtiğimiz yıllarda devasa artışlar yaptığı kendi bütçesinin üzerine bu yıl yüzde 40 artış daha koyan, her 1 dakikada 2 asgari ücret harcayan Saray, asgari ücretin yüzde 30 artırılmasına ‘Hayırlı Olsun’ twitti ile memnuniyetini gösterdi.

Gebze Meydanı'nda asgari ücret protestosu!

“Ezim ezim ezildiğini ispatlamakta”

Böylece en tepeden en aşağıya mevcut iktidar kime hizmet ettiğini, kimin çıkarlarını koruduğunu, kimleri yok saydığını bir kez daha ispatlamıştır. Tüm kamuoyunun da bildiği üzere ülkeyi 22 yıldır yönetenler her ağızlarını açtıklarında ‘işçiyi, memuru, asgari ücretliyi enflasyona ezdirmedik’ nutukları atmaktadır. Ancak her şey apaçık ortadadır. Yıllardır TÜİK vasıtası ile Ali Cengiz oyunları oynanmakta, çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyonun yarısına bile denk gelmeyen suni rakamlar önümüze resmi enflasyon olarak konulmaktadır. Öncesi bir yana, sadece son 5 yılda TÜİK vasıtası ile açıklanan enflasyon ile yaşadığımız gerçek enflasyon arasındaki fark ücretlerimizin nasıl buharlaştırıldığını, işçisi, kamu emekçisi, emeklisi, asgari ücretlisi ile hepimizin gerçek enflasyonla nasıl ezim ezim ezildiğini ispatlamaktadır.

“Refah payı’ diye yutturmak istendi”

Yıl 2020: iktidarın ücretlerimizi, maaşlarımızı baskılama aracına dönüşen TÜİK’e göre enflasyon yüzde 14,6 olarak açıklandı. Ama bağımsız iktisatçılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubuna yani ENAG’a göre 2020 yılı enflasyonu yüzde 36,72. Yıl 2021: TÜİK enflasyonu yüzde 36,08 ama ENAG’a göre enflasyon yüzde 82,81. Yıl 2022: TÜİK enflasyonu yüzde 64,27 ama ENAG’a göre enflasyon yüzde 137,5. Yıl 2023: TÜİK enflasyonu yüzde 64,77 ama ENAG’a göre enflasyon yüzde 127,21. Yıl 2024: Kasım ayı itibari ile TÜİK enflasyonu yüzde 47,9 ama ENAG’a göre enflasyon yüzde 86,76. 22 yıllık iktidar seçim öncesi dönemler dışında ücret artışlarını TÜİK’in sahte enflasyon oranları ile sınırlamıştır. Seçim öncesi dönemlerde ise bunların üzerine eklediği üç, beş puanı ‘refah payı’ diye yutturmak istemiştir.

“En büyük yalanlarından biri”

Patronlar ise asgari ücretin sadece bir tık üzerinde ücret verdikleri çalışanlarına ‘siz asgari ücretin üzerinde bir ücret alıyorsunuz’ diyerek ücret artışlarını asgari ücret artış oranının altında belirlemeye devam etmiştir. Yıllar boyunca izlenen bu emek karşıtı politika sonucunda, dünya genelinde tamamen vasıfsız çalışanlara işe başlangıç aşamasında ödenen, dolayısıyla istisnai bir ücret olan asgari ücret Türkiye’de adım adım ortalama ücrete dönüştürülmüştür. Bugün Avrupa Birliği ülkelerinde çalışanların sadece yüzde 4’ü asgari ücrete yakın ücretlerle çalışırken, OECD ülkelerinde ise bu oran yüzde 5 civarındadır. Türkiye’de ise her iki çalışandan biri asgari ücretlidir. Her üç çalışandan ikisinin aldığı ücret, asgari ücretin sadece yüzde 20 fazlasını, bugünkü rakamla 20 bin 400 TL’yi geçmemektedir.
Tüm bunlara rağmen siyasi iktidar son bir yıldır gelmiş geçmiş en büyük yalanlarından birine sarılmış, hemen her gün çalışanların ücretlerindeki artışın enflasyonu körüklediğini iddia etmiştir.

Gebze Meydanı'nda asgari ücret protestosu!

“Koskoca bir yalandan ibaret”

Tekrar altını çiziyoruz. Ücret artışlarının enflasyonu körüklediği iddiası koskoca bir yalandan ibarettir. Nitekim bu iktidarın akıl hocası IMF bile çalışanların ücretlerinin enflasyona etkisinin yüzde 5 ile sınırlı olduğunu açıklamıştır. IMF yazarlarının geçtiğimiz yıl yayımlanan raporunda enflasyonu asıl körükleyen şeyin holdinglerin, şirketlerin, işverenlerin yüksek kar oranları olduğuna dikkat çekilmiştir. Kısacası gözünü daha fazla kar hırsı bürüyen sermaye çevreleri ürünlerini, hizmetleri enflasyonun çok üzerinde fiyatlandırarak enflasyonu tırmandırmaya devam etmektedir. Dolayısıyla Türkiye’de enflasyon ücretler arttığı için artmamaktadır. Tam tersine ücretler artan enflasyona yetişmeye çalışmaktadır. Ancak TÜİK’in çarpık rakamlarına göre artırılan ücretler, maaşlar her seferinde yaşanan gerçek enflasyonun altında kalmaya devam etmektedir.

“Boğazımız düğüm düğüm…”

Sermayenin, patronların, paradan para kazanan finans çevrelerinin, faizcilerin, bankaların aşırı karını denetlemek, sınırlamak bir yana bu çevrelere teşvikler yağdıran siyasi iktidar çalışanlara yüzde 30’luk sefalet artışını reva görmüştür. Değerli Basın Emekçileri, söyleyeceğimiz çok sözümüz var. Boğazımız düğüm düğüm… TÜİK’in sanal verilerine göre bile enflasyon yüzde 47’dir. ENAG verilerine göre ise enflasyon yüzde 86,76’ya ulaşmıştır. 2025 Yeniden Değerleme Oranı yani 6 gün sonra vergi ve harçlarda yüzde 44 artış yapılacaktır. KESK’e bağlı BES Araştırma Birimi rakamlarına göre kasım ayı itibari ile 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 29 bin 200 TL, yoksulluk sınırı 78 bin 617 TL, tek bir çalışanın yaşam maliyeti ise 39 bin 341 TL’ye ulaşmıştır. Buna göre dört kişilik bir alenin tüm fertleri asgari ücretle çalışsa dahi haneye giren tutar yoksulluk sınırının 10 bin TL altında kalmaktadır.

Gebze Meydanı'nda asgari ücret protestosu!

“Yaşam savaşı vermek zorunda”

Aralık ayında kiralar TÜİK’in 12 aylık ortalama enflasyonuna göre yüzde 60,45 arttırılmıştır. Buna göre örneğin geçtiğimiz ocak ayında bir asgari ücretli eline geçen ücretinin 12 bin TL’sini, yani yüzde 70’ini kiraya ayırıyorsa bu ay 15 bin TL’sini yani yüzde 90’nını kiraya ayırmak zorunda kalmıştır. Ocak’tan itibaren ise ücretinin yüzde 91’ini sadece kiraya ayırıp geriye kalan 2 bin TL ile yaşam savaşı vermek zorunda kalacaktır. Öte yandan 2024 yılının ilk altı aylık TÜİK enflasyonu yüzde 24,73 olarak açıklanmıştır. 17.002 TL olan asgari ücrette Temmuz’da 6 aylık enflasyon oranında artış yapılmış olsaydı 4.205 TL artışla 21.207 TL olacaktı. İktidarın yıl sonu hedefi olan yüzde 45 enflasyon hedefi tutsa dahi 2024 ikinci altı aylık enflasyonu en az yüzde 16 olacaktır. Asgari Ücret bu sanal TÜİK oranına göre arttırılsaydı 3.393TL artışla bugün zaten 24.600 TL olacaktı.

“Hedef sefalete mahkûm etmek”

Dolayısıyla dün 22 bin 104 TL olarak açıklanan asgari ücret; çarşıda, pazarda, mutfakta yaşadığımız gerçek enflasyonun en az yarısını yutan TÜİK enflasyonuna göre artışın bile 2.496 TL altında (yüzde 15) kalmıştır. Bugün Türkiye tüm çalışanlar için bir asgari ücretliler ülkesine çevrilmiş, asgari ücret geldiğimiz noktada bırakalım ortalama ücreti temel ücrete dönüştürülmüştür. Asgari ücret artış oranı tüm ücret, maaş artışlarında temel bir kriter haline getirilmiştir. Dolayısıyla ister kamu işçisi olsun ister kamu emekçisi ister emekli olsun ister özel sektör çalışanı hiçbir kişinin ‘asgari ücret artışı beni ilgilendirmiyor. Ben asgari ücretli değilim’ deme lüksü yoktur. Hedef tüm çalışanları sefalete, 19. Yüz yıl kölelik koşullarına mahkûm etmektir. Bunun için biz Gebze Emek ve Demokrasi Güçleri olarak asgari ücretlisinden emeklisine, işçisinden kamu emekçisine hepimiz için insanca yaşamaya yetecek bir ücret başta olmak üzere emeğin hakları için mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz” dedi.