Eğitim-Sen’den GTÜ açıklaması “Öğrenciler tarikatlara mı mecbur bırakılıyor?”

Eğitim-Sen Kocaeli 2Nolu Şubesi Yürütme Kurulu tarafından yapılan açıklamada Gebze Teknik Üniversitesi’nde eğitim gören öğrencilerin yurt sorunuyla ilgili olarak, “Çevredeki tarikat ve cemaatlerin potansiyel olarak gördüğü üniversite öğrencileri yakında bulunan HÜDAİ yurdu dahil olmak üzere, erkek öğrenciler bu yurtlara bilerek mi mecbur bırakılıyor?” denildi.

Eğitim-Sen’den GTÜ açıklaması “Öğrenciler tarikatlara mı mecbur bırakılıyor?”

Gebze Teknik Üniversitesi’nde eğitim gören öğrencilerin yurt sorunuyla ilgili olarak Eğitim-Sen Kocaeli 2Nolu Şubesi Yürütme Kurulu açıklamada bulundu. Yapılan açıklamada, “AKP iktidarının akıl ve bilimden uzaklaştığı her geçen gün öğrencilerimize daha çok mağduriyet yaşatılıyor ve nihayetinde gençliğimiz okuyamıyor. İktidara geldiği ilk günden beri Yükseköğretim kurumlarına her türlü saldırıyı gerçekleştiren ve eğitimi niteliksizleştiren ve piyasalaştıran AKP iktidarı; barınma, ulaşım ve beslenme gibi temel ihtiyaçları karşılamadığı gibi ülkeyi sürüklediği karanlığın içine gençlerimizi de çekerek, memleketi ileriye değil, geriye götürerek, gericileştiriyor! Özellikle 2018 yılı sonrası Yükseköğretim kurumlarında eğitim gören öğrencilerin en temel sorunları arasında barınma geliyor. Barınma sorununu ise bilinçli bir şekilde çözmeyen AKP iktidarı, bu alanı ilk olarak piyasaya ve özellikle tarikat ve cemaat yurtlarına bırakıyor.

“Başka tarikatlara teslim ediyor”

Bu alanı da yarattığı eğitimdeki fırsat eşitsizliği gibi bu yapıların arka bahçesine çevirerek, ülkenin gençlerini köhnemiş zihniyetin eline itiyor. Eğitimdeki teslimiyetçi anlayışını yakın dönemde benzer bir şekilde 17-25 Aralık dönemi öncesinde ve hatta 15 Temmuz 2016 kalkışmasına kadar Fethullahçılara teslim eden AKP iktidarı, şimdi ise kendisine kol kanat geren başka tarikatlara teslim ediyor. Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda fırsat eşitliği ve eğitime ulaşma hakkı devletin ödev ve görevleri arasındadır. Anayasanın 42. maddesinde ‘eğitim ve öğrenim hakkı ve ödevi’ olan kurallar ise yok sayılarak, ülkenin geleceğini tesis edecek üniversite gençliğinin barınma sorunu ve koşulları bilerek ve istenerek yok sayılarak, yani anayasal hükümler uygulanmayarak, anayasa işlevsiz bırakılıyor. Bununla beraber Anayasanın 130. maddesinde Yükseköğretim kurumlarının kurulması ve her yönüyle yönetilmesi de yine devletin sorumluluğunda olduğu açık bir şekilde tanımlandığı halde, bu alan yine sahipsiz bırakılıyor.

“Tarikatlara teslim ediliyor”

Binlerce üniversite gençliği ise ‘BARINAMIYORUZ’ diye parkta uyumaya mecbur bırakılıyor ve güvensiz alanlarda tarikatlara teslim ediliyor. Ülkenin içine düştüğü ekonomik durgunluk ve enflasyondan (stagflasyon) en çok etkilenen; işsizler, asgari ücretliler, emekliler kadar, okumaya çalışan üniversite gençliğidir. En zor şartlarda istedikleri bölümleri kazanmak için her türlü fırsat eşitsizliğine rağmen yıllarca hazırlanan üniversite gençliği, nihayetinde kazandığı bölümlerde okuyabilmek için bu seferde hayatının en temel mücadelesini vermek durumunda kalarak; barınma, beslenme, ulaşım ve nitelikli bilimsel bilgiye ulaşma Haklarından mahrum bırakılıyor. Bir şekilde hayatla olan kavgalarını ve ilk sınavlarını bu köhnemiş düzenle vermek durumunda bırakılıyor. Bu durumun son bir örneği ise Gebze Teknik Üniversitesi öğrencilerine yaşatılıyor.

Eğitim-Sen’den GTÜ açıklaması “Öğrenciler tarikatlara mı mecbur bırakılıyor?”

“Öğrencilerin tepkilerini çekiyor”

GTÜ öğrencilerimiz bir süredir yukarıda ifade ettiğimiz bu temel sorunlar karşısında, kamuoyuna ve ilgili bakanlığa seslerini duyurmaya çalışıyor. Barınma, ulaşım ve beslenme gibi ilk insanlıktan bugüne insanoğlunun yaşadığı en temel sorunları, 21. Yüzyıl Türkiye’sinde ve Cumhuriyetin ikinci yüzyılında AKP iktidarı ve onun bakanlığı tarafından ise çözülmüyor. Üniversite öğrencilerinin Muallimköy ve Körfez yurtlarından üniversiteye ulaşımları uzun bir süredir zaten çözülemiyor. Özellikle sınav haftalarında kampüs içinde kütüphanelerde çalışmak durumunda kalan öğrenciler için adeta çözüm bulmak istemiyorlar. Geçtiğimiz yıllardan beri ise özellikle Muallimköy’de bulunan KYK yurdunda (Gençlik ve Spor Bakanlığı tarafından yönetiliyor) deprem güvensizliği yapılan performans analiz raporlarıyla ortaya konan yurt binaları öğrencilerin tepkilerini çekiyor.

“Yurtlar ‘sözde güçlendiriliyor!”

Çünkü güçlendirme projesi ile yurtlar ‘sözde güçlendiriliyor!’ Ancak bu sözde güçlendirme projesinin kim tarafından çizildiği, yönetmeliğe uygun olup olmadığı, hesaplamanın yapıldığı programın bu koşullara haiz olup olmadığı bilinmiyor. Güçlendirme projesinin imalatının kimler tarafından denetlendiği ve/veya denetlenip denetlemediği de bilinmiyor. Tüm bu nedenlerle KYK yurtlarında barınmak durumunda kalan üniversite öğrencileri ise deprem güvensiz yurtlarda kalmak istemediklerini haykırarak, bir süredir seslerini duyurmaya çalışıyor. Biz Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Kocaeli 2 Nolu şube olarak ise öğrencilerimizin seslerini duyuyor ve onların her koşulda bu haklı mücadelesinde yanlarında olduğumuzu göstermek için bugün buradan tüm ülke kamuoyuna, ilgili bakanlığı ve yurt müdürlüğünü şikâyet ediyoruz.

“Öğrencileri ne çabuk unuttunuz!”

Daha önce o yurt asansörlerinde hayatını denetimsizlik ve/veya yanlış proje uygulaması ile kaybeden üniversite öğrencilerini ne çabuk unuttunuz! Güçlendirme yapılan yurt binasında; Taşıyıcı sistemler (perde ve kolon) delinerek içinden geçirilen mekanik tesisatları ve birçok kolonda korozyona uğramış donatılarla beraber taşıyıcıların sıvasız bir şekilde açık bırakıldığını ve daha önce içinden tesisat geçirilen kolonların üstleri sadece sıvanarak kapatıldığını görünce de ‘deprem güvensiz yurtlarda’ kalmayı öğrencilerimiz tabi ki istemeyeceklerdir. Aslında onların bu yurtlarda kalmak istememesi değil, onları hala deprem güvensiz bu yurtlarda yaşamaya mecbur bırakan AKP iktidarı ‘kamuda tasarruf paketi ile gençlerin önüne koyduğu derinleşen ekonomik krizi, olası Marmara Denizi depremlerinde ölüme terk etmek dışında bir çözümsüzlük bırakmıyor.

“İMO’yu göreve çağırıyoruz”

İktidarı maruz görün’ ilkel komünal toplumdan beri mağaralarda başlayan barınma sorununu çözemediğini bir kez daha gösteriyor. 17 Ağustos 1999 depremi sonrası, Cumhuriyet tarihinin en ölümlü afeti AKP iktidarı döneminde yaşanıyor. Birçok kamu kurumu ve eğitim binaları ise depremde yıkılıyor ve büyük ölçüde hasar görüyor. Tüm bunlara rağmen hiçbir doğal tehlikeyi kendisine sorun etmeyen AKP iktidarı, deprem güvensiz yurtlarda yaşamak zorunda bıraktığı ülkenin aydınlık gençliğini, büyük bir risk altında bırakıyor. Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası Kocaeli 2Nolu şube olarak buradan tüm ülke kamuoyuna, Gebze Teknik Üniversitesi Rektörlüğüne, TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Kocaeli Şube ve Gebze Temsilciliğini’de göreve çağırıyoruz. Ülke gençliğinin başına taş değerse, sorumlusu önce AKP iktidarı ve sonra bu sorunu görüp de çözüm üretmeyen eğitim kurumları ve meslek odaları olduğunu bildiriyoruz.

“Üniversite rektörlüğüne soruyoruz”

Kocaeli Gençlik Spor İl Müdürlüğü’nden gelen yetkililer ise öğrencilerin gösterdiği/gösterebildiği alanlardaki yapısal unsurlara bakarak, ‘bu kolonda bir şey yok!, bu sağa yatmış, bu sola bakmış ve nihayetinde bu binalar güçlendirilmiş’ daha ne istiyorsunuz, diye öğrencilere bilim, teknik ve akılla izah edilemeyecek çözümsüzlüğü dayatıyor. Bazı öğrencilerin iddiası ise “deprem güvensiz yurt” iddialarını sürdürmeye devam edenlere farklı türden yaptırımların uygulanacağı yurt müdürü tarafından aba altından sopa gösterilerek, bir tehdit unsuruna dönüştürülüyor. Bir diğer yandan ise sendikamızın 3 Eylül 2024 tarih ve2024/300/96 sayılı GTÜ kampüsü içinde yapılan yeni yurt inşaatına neden hala yanıt verilmediğini de üniversite rektörlüğüne soruyoruz. Neden Cumhuriyet devrimleriyle karma eğitimi merkeze alan eğitim modeli uygulanırken, iki farklı bloka sahip yurtlarda başlangıçta hem erkek hem de kız öğrenciler için yapıldığı duyurulan yurt binalarına ‘güya pozitif ayrımcılık’ denilerek, erkek öğrenciler alınmıyor.

“Deprem güvensiz bırakır”

Erkek öğrenciler Muallimköy yurtlarında neden ölüme terk ediliyor? Bildiğimiz şudur ki; çevredeki tarikat ve cemaatlerin potansiyel olarak gördüğü üniversite öğrencileri yakında bulunan HÜDAİ yurdu dahil olmak üzere, erkek öğrenciler bu yurtlara bilerek mi mecbur bırakılıyor? Yurt kapasitesi 1000 kız öğrenci için fazla iken, neden erkek öğrencilerin deprem güvensiz yurtlarda barınması isteniyor? GTÜ Rektörlüğü’ne Gençlik ve Spor Bakanlığı ile görüşüp, üniversite öğrencilerine sahip çıkmaya davet ediyoruz. Bir öğrencimizin kılı incinirse tüm sorumlularının ensesinde olduğumuzu kamuoyuna duyuruyoruz. Eğitim-Sen olduğu sürece eğitimdeki fırsat eşitliği her yerde haykırılacak ve GTÜ öğrencileri bu yolda asla yalnız yürümeyecektir. Eğitim-Sen yaşatır, AKP iktidarı ve yandaşları ise deprem güvensiz bırakır” denildi.