Ağıralioğlu’ndan gazetemize sert açıklama “BEN ŞOVMEN DEĞİLİM”

Parti kurma hazırlığında olan Yavuz Ağıralioğlu, gazetemizin sorusu üzerine CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığını Alevi olması nedeniyle istemediği söylemlerine yanıt verdi

Ağıralioğlu’ndan gazetemize sert açıklama “BEN ŞOVMEN DEĞİLİM”

2023'te İYİ Parti'den istifa eden ve parti kurma hazırlığında olan Yavuz Ağıralioğlu, 29 Ekim'de partisinin tanıtım toplantısını düzenleyecek. Bu anlamda Ağıralioğlu bugün Emex Otel’e geldi. 'Sivil Toplum Kuruluşları ve İş İnsanları Kocaeli Buluşması' etkinliği için gelen Ağıralioğlu partisinin vizyonunu paylaşacak.

“BEN DAYATMAYI KABUL ETMİYORUM”

Ağıralioğlu programı öncesi gazetemizin sorusu üzerine CHP 7. Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Alevi olduğu için mi aday gösterilmesine karşı olduğu görüşüne yanıt vererek şunları söyledi: “Ben dedim seçimlerin kaybına sebep olacak bir taassup görüyorum. Seçimlerin kaybına sebep olacak taassup şudur. Kemal Bey geçen seçim Muharrem İnce'de aklına gelmediği adaylığı, getirmediği adaylığı ekmelesin İhsanoğlu'nun da aklına getirmediği adaylığı memlekette seçim almak, kazanmak, milletin Yürümek bu kadar elimizdeyken, bu ümidi, bu taassupla bize dayattığı için bu seçimi kaybedeceğiz dedi. Ve ben bu dayatmaya razı olmuyorum. İyi Parti'nin emeklerinin üzerinde diğer küçük partilerin de hevesleri üzerinden pusulanarak bu dayatmayla seçimin kaybına uğrayacağını düşünüyorum. Ben bu dayatmayı kabul etmiyorum dedim Sizin sorunuz elde ederim sizi. Sonra benim bu hassasiyeti seçimi kaybetme hassasiyet. Bu dayatmayı doğru bulmuyorum.

PKK’YA MEDET UMACAK ADAMLAR DEĞİLİZ

Seçimi kazanmak için PKK da dahil herkesle beraber olabileceğimiz münasebetsiz bir ilkesizlik alanına razıyız. Itirazımı Kemal Kılıçdaroğlu'na Alevi olduğu için itiraz ediyor diyenler dedim alçaktır. Kim diyorsa ki dedim Yavuz Ağıroğlu, Kemal Kılıçdaroğlu'na itirazını Alevi olduğu için yapıyor, alçaktır diyorum. Yavuz Ağrılıoğlu, Alevi'ye kurban olsun diyorum. Sonra dedim ki ben HDP'yle ilgili hassasiyetlerimi, memleket millet bütünlüğünü haleldar ettikleri için söylüyorum. Biz memleket yönetimini almak için PKK'nın alçaklığına sessiz kalacak, onlardan gelecek bir oyla kazanmaya, medet umacak adamlar değiliz dedi. Sonra da ekledi. Kim diyorsa gidelim Yavuzağalıoğlu HDP'ye. Kürtlere karşı olduğu için konuşuyor, alçak oğlu alçak. Yavuz abi oğlu Kürt'e kurban olsun. Alevi'ye de Kürt'e de kalbi bu topraklara bağlı. Ben bu ay yıldızlı al bayrağın altında yaşıyorum diyen Müslüm'e de gayrimüslime de. Ben bu toprakların evladıyım diyen her inanca, her mezhebe, her meşrebe bir memleket sorumluluğu taşımış bir Türk evladı olarak aynı mesafede durmayı tarihe, tarihe, imana, inanca, şerefle Siz dedim biz ümmetçiler nasıl buyuruyorsunuz bilmiyorum. Bugün iktidarda olan siyasi ümmetçiliği böyle telaffuz ediyor olabilirsiniz. Ama biz memleketle ilgili bağlılık hakkımızı hep burada tuttuk.

BANA ALLAHIN KULU KÜRT’E LAF ETTİREMEZ

Bana Allah'ın kulu PKK'ya laf konuştururken Allah'ın kulu Kürtlere kem söz ettiremez, ettiremez. Bana Allah'ın kulu, efendim Kemal Bey'i siyasi tenkit ederken bu tenkitimi Alevileri ima ediyor diye bu nezaketsizlik kapısına Allah'ın bunu çekemez. Yani ben bırakın böyle bir siyaset tartışmalarını memleketime aidiyet duyan, memleketime bağlı olan bu topraklarda yaşayan, gözü bu topraklarda aşılmıyor. Yaralarını bu topraklarda merhemle buluşturmaya çalışan hiç kimse bırakın Alevi'ye kurban olsun Yavuz. Bırakın Kürt'e, Kürt'e kurban olsun Yavuz.

FARK ŞUDUR

Efendim siyasal İslamcılıkla Müslümanlığımız şöyle bir bakmaktır. Müslüman olanlar kendileri inandıkları bize ne kadar layık olduklarını düşünürler. Ne kadar acaba ben inandıklarıma layığım ve acaba inancımı taşıyabiliyor mu? Ben inanç hassasiyetine uygun yaşayabiliyor muyum? Düşünürler. Müslümanlar böyledir. Siyasal İslamcıların, Müslümanlardan farkı şudur. Siyasal islam başkalarının ne kadar Müslüman olduğunu konuşur. Ben başkalarının ne kadar Müslüman olduğunu hiç konuşmam. Böyle bir hak da görmem. Sizin inancınızı sarsmam. Sizin inancınız üzerinden siyaset yapmam.

BEN ŞOVMEN DEĞİLİM

Ben Müslümanım. Kendi Müslümanlığımı böyle konuşuyorum. Mesela şövenim de milliyetçilik arasındaki fark da odur. Ben milliyetçiyim. Efendim biz milletime ne kadar faydalı olabilir? Milletimin güçlü yarınlarına ne kadar emek edebilirim diye bakar. Ben milletime ne kadar layığım diye düşünüyorum milliyetçiyim. Başkasının ne kadar milliyetçi olduğunu düşünürsem, sorgularsam o zaman şöyledir. Dolayısıyla efendim ben siyasal İslamcı değil. Müslümanım. Efendim ben şovmen değilim. Dolayısıyla hizmetine sahip olduğun milletin içindeki her inanca, içindeki her mesele, içindeki her neşrebe, içindeki her aidiyet grubuna, ayırmadan, kayırmadan, aynı mesafede durabilmeyi namus borcu biliyoruz. Dolayısıyla bu tahsiller bizlere biraz aslında sıkıntıya sokmuyor ama bu tarz şeyler konuşmak zorunda kaldığım bir ülkede çok yoruluyorum.”