Kadın Platformu Narin için adalet istedi
Gebze Kadın Platformu tarafından Narin Güran için gerçekleştirilen basın açıklamasında, “Narin'in başına ne geldiği tüm açıklığıyla ortaya çıkarılmalıdır. Narin Güran için adalet istiyoruz” denildi.

Narin Güran için bugün Gebze Kadın Platformu tarafından basın açıklaması gerçekleştirildi. Gebze Kent Meydanı'nda gerçekleştirilen basın açıklamasını Eğitim-Sen Kocaeli 2Nolu Şubesi Kadın Sekreteri Alev Çalımbay yaparak, “21 Ağustos tarihinden bu yana kendisinden haber alınamayan 8 yaşındaki Narin Güran’ın cansız bedeninin bulunduğunu büyük bir üzüntü ve öfke ile öğrendik. Günlerdir kamuoyu baskısıyla gündemden düşmeyen Narin'in başına ne geldiği tüm açıklığıyla ortaya çıkarılmalıdır. 19 gündür basın yasaklarıyla, soru işaretlerini yanıtsız bırakan tutumuyla, ‘Çok yaklaştık, her şeyi yapıyoruz’ aldatmacasıyla yaşananların üzerine gizlilik örtüsü örtenlerin de benzer olayların yaşanmasının önünü açtığı açıktır.
“SORUMLULUKLARINI AKLAYAMAZ”
Narin'in ardından ‘Melek oldu’ söylemleriyle sahte gözyaşları dökenler, çocukları koruyamayanlar sorumluluklarını aklayamaz. Çocukların korunması için etkin bir mekanizma işletmeyen devlet Narin'in öldürülmesinden sorumludur. Türkiye’de her gün ortalama 32 çocuk kaybolmakta ancak bu çocukların akıbetleri araştırılmamaktadır. Son iki buçuk yolda en az 133 çocuk Narin gibi katledildi! TÜİK son 8 yıldır kayıp çocuk verilerini dahi paylaşmayarak bu şekilde veri açıklama yükümlülüğünü yerine getirmemekte, sorumluluktan kaçmakta ve bu ölümlerin faili haline gelmektedir. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi taraf devletlerin her çocuğun temel yaşama hakkına sahip olduğunu ve taraf devletlerin çocuğun hayatta kalması ve gelişmesi için mümkün olan azami çalışmayı göstermek zorunda olduklarını söylemektedir.
“GÜVENCESİZ HALE GETİRİYOR”
Ama çocuğu koruma çalışmalarının çocukların hakları ihlal edildiği zaman değil bu ihlaller yaşanmadan yapılması gerekmektedir. Türkiye’de devlet yetkilileri ve ilgili bakanlıklar ancak çocukların hakları ihlal edildiğinde, çocuklar kaybolduğunda veya çocuklar yaşamlarını yitirdiğinde yükselen baskı karşısında yalnızca anlık, işlevsel olmayan ve geçici tepki geliştirmektedir. Narin'in ölümü bir kez daha gösterdi ki; çocukların takibinin devlet tarafından yapılmaması, çocukların tüm bakımının, gelişiminin sorumluluğunun ailelerin inisiyatifine bırakılması, çocuk koruma sisteminin etkin işletilmemesi, İstanbul Sözleşmesi'nden bir gecede çıkılması, çocuk istismarı davalarında cezasızlık politikaları, çocukları cinsel istismardan koruyan Lanzarotte Sözleşmesinin hedefe konması... Tüm bunlar failleri cesaretlendiriyor, çocuklar için yaşamın her alanını daha güvencesiz hale getiriyor.
“CEZASIZLIK POLİTİKALARININ SONUCUDUR”
Narin Güran hayattan koparılan ilk çocuk değil; Müslime Yağal, Leyla Akdemir, Cemile Çağırga, Rabia Naz ve daha nicelerinin arkasında benzer hikâyeler var. Biz biliyor ve inanıyoruz ki bu çocukların öldürülmesinden sonra gerekli önleyici ve koruyucu önlemler alınmış olsaydı bugün Narin yaşıyor olacaktı. Dün Rabia Naz’ın ölümü için intihar süsü verilerek değiştirilmeye çalışılmış dava iktidar ve yandaşları tarafından kapatılmaya çalışılıyor. Bugün de Narin için AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu ise ‘aile dostlarımız, bilip söylemediniz şeyler var diyor.’ Gerçeklerin üstünü örtmemize izin vermeyeceğiz! Bugüne kadar gerçekleşmiş bütün çocuk istismarı ve cinayetleri gibi Narin’in katledilmesi sadece kötülük olarak değerlendirilemez. Bu yaşanılanlar siyasal İslamcı politikaların toplumsal yaşama yayılmasının sonucudur. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasının, etkin soruşturmaların yürütülmemesinin, tarikat ilişkilerinin sumen altı edilmesinin, ataerkil ve kutsal aile anlayışının ve en önemlisi de cezasızlık politikalarının sonucudur.

“ÇOCUKLAR ÖLÜRKEN DEĞİL; UYURKEN SUSULUR!”
Çocuklarımızı korumak ve geleceklerini güvence altına almak için; bu zihniyete karşı hep birlikte mücadele etmek zorundayız. Yaşatmaya düşman bu düzene verecek tek bir çocuğumuz dahi yoktur. Bizler; Narin’in faillerinin tespit edilip hak ettikleri cezayı almaları için dosyanın takipçisi olacağımıza, çocuklar için yaşanılabilir ve güvenli bir dünya kurmak için iktidarın çocuk düşmanı, çocuğu hayattan koparan politikalarına karşı mücadele etmeye devam edeceğimize, kamuoyu önünde söz veriyoruz. Narin Güran için adalet istiyoruz. Öfkeliyiz ve susmuyoruz. Çünkü çocuklar ölürken değil; uyurken susulur! Çocuk cinayetleri politiktir. Katilleri koruma, aklama, yargıla. Narin ve tüm çocuklarımız için adalet, adalet için mücadele” dedi. Grup yapılan basın açıklamasının ardından olaysız bir şekilde dağıldı.