İşçiler Gebze’den haykırdı “Vergide adalet istiyoruz!”
DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu Gebze’de gerçekleştirilen işçi buluşmasında yaptığı konuşmada, “Bir kez daha ifade ediyoruz. Vergide adalet istiyoruz. Ürettiğimiz değeri hakça paylaşmak istiyoruz. İnsanca yaşayacak bir ücret istiyoruz” dedi.

DİSK tarafından başlatılan işçi buluşmaları devam ediyor. “Artık Yeter! Geçinemiyoruz!”, “Gelirde Adalet, Vergide Adalet, Ülkede Adalet” sloganıyla gerçekleştirilen işçi buluşmaları Gebze’de yapıldı. Gebze Kent Meydanı’nda gerçekleştirilen DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu, Birleşik Metal-İş Sendikası Genel Başkanı Özkan Atar, DİSK’e bağlı sendikaların Gebze’deki başkanları, temsilcileri ile çok sayıda işçi katıldı. İlk olarak DİSK Başkanı Arzu Çerkezoğlu konuşarak, “İki yılı aşkın bir süredir gelirde adalet için, vergide adalet için, ülkede adalet için bir mücadele yürütüyoruz. İş yerlerinden başladık, vergi daireleri önlerine gittik. Sayısız mitingler yaptık İstanbul'dan, Ankara'ya yürüdük. Bu taleplerimiz için yürüttüğümüz mücadelenin bugün yeni bir sürecinde hep birlikte bir aradayız. Yine günlerdir alanlardayız. Önce iş yerlerinde arkadaşlarımız, bildirilerimizi ve taleplerimizi okudu. Ardından Kırşehir'den Gaziantep'e Adana'dan Artvin'e, Muğla'dan, Manisa'dan, Balıkesir'den, Çanakkale'ye, Tekirdağ'a kadar alanlarda, meydanlarda işçi buluşmalarında yan yana omuz omuzayız. Bugün de işçi kenti Gebze'de birlikteyiz bir kez daha.

“NARİN HEPİMİZE BÜYÜK BİR ACI BIRAKTI”
Birazdan bölge temsilcimiz bütün bölgelerde okunan ve taleplerimizi içeren basın açıklamamızı okuyacak. Ama ondan önce birkaç şeyin altına indiniz ve hep beraber çizelim istiyoruz. Öncelikle arkadaşlar tüm bu ülkede okullar açıldı. Dün binlerce, yüz binlerce evladımız her türlü eşitsizlik ve adaletsizlikle birlikte eğitim hayatlarının yeni bir yılına başladılar. Fakat Diyarbakır'ın bir köyünde, bir evladımız Narin arkadaşlarıyla birlikte olamamasının ilk derslerinin heyecanını yaşayamamasının kahredici üzüntüsünü hepimiz yüreklerimizde hissediyoruz. Bu ülkede vicdanı olan herkes Narin'in acısını hissediyor. Narin hepimize büyük bir acı bıraktı. Ama aynı zamanda bizlere büyük bir sorumluluk bıraktı. Çünkü biliyoruz ki çocuklarını koruyamayan bir ülke, geleceğini de koruyamaz. Çocuk her türlü kötülüğe, eşitsizliğe, adaletsizliğe karşı koruyamayan bir ülkenin geleceği de olmaz. Cezasızlığın yaygınlaştığı, adalete olan güvenin sarsıldığı, hırsızların arsızların dolandırıcıların suçunun yarıya indirildiği bir ülkenin asla geleceği olmaz. Çocuklarımızı koruyan İstanbul Sözleşmesi'nden bir gece yarısı çıkılan bir ülkenin geleceği olmaz.

“ÜRETTİĞİMİZ DEĞERİ HAKÇA PAYLAŞMAK İSTİYORUZ”
Okulda olması gereken çocuklarımızın çalışmak zorunda olduğu ve çalışırken hayatını kaybettiği bir ülkenin geleceği olmaz. Eğitimden sağlığa, güvenlikten, adalete kadar bütün sistemin bozulduğu bir ülkenin asla geleceği O nedenle sevgiler arkadaşlar. O nedenle sevgili kardeşlerim, DİSK olarak adalet diyoruz. Gelirde adalet diyoruz. Vergide adalet diyoruz. Ülkede adalet diyoruz. Çocuklarımızın yaşamının ve geleceğini güvende olduğu bir ülke için mücadele etmek hepimizin boynunun borcudur. Bunu burada bir kez daha ifade ediyoruz. Vergide adalet istiyoruz. Ürettiğimiz değeri hakça paylaşmak istiyoruz. İnsanca yaşayacak bir ücret istiyoruz. İnsanca çalışmak istiyoruz. Sendikal haklarımız güvence altında olsun istiyoruz. Ocakta şubat aldığımız ücreti nisanda, mayısta, eylülde, ekimden almak istiyoruz. Bu zengini daha zengin, yoksulu daha yoksul yapan bu düzeni değiştirmek için yola çıktık. Çünkü sevgili arkadaşlar Türkiye'de öyle bir düzen kurdular. Bu düzenin bütün şartları yoksuldan alıp zengine vermek için dönüyor. Bu düzenin bütün şartları yoksulu daha yoksul, zengini daha zengin yapmak için dönüyor.
“BU ADALETSİZLİKLERİN HİÇBİRİ TESADÜF DEĞİL”
Biliyoruz ki yaşadığımız bu işsizliğin, yoksulluğu bu adaletsizliklerin hiçbiri tesadüf değil. Değerlerine ve güzelliklerini üreten işçi sınıfı emekçiler adalet isterken gelirde adalet, vergide adalet, emeklilikte adalet, insanca bir yaşam isterken ülkeyi yöneten iktidar, bu politikalarda inat ısrarını sürdürüyor. İşte orta vadeli programı birkaç gün önce açıkladılar. Nedir orta vadeli program? Hükümetin önümüzdeki üç yıl yapmak istediklerini, hedeflerini, yazdıkları bir politika belgesidir. Orta vadeli programda açıkça yazmışlar. Daha düşük büyüme var, yüksek enflasyon var. Orta vadeli programda daha fazla işsizlik var. Orta vadeli programdan daha fazla yoksulluk var, açlık var. Tutturmuşlar bir yalan ücretler attığı için enflasyon koca bir dava arkadaşlar, koca bir yalan. Enflasyon ücretleri arttığı için değil, şirketler, bankalar, sermaye her gün daha fazla kar ettiği için artıyor. Enflasyonu düşürmek istiyorsanız teşhisi doğru koyacaksınız. Ücretleri baskılayarak asgari ücreti arttırmayarak milyonları açlık sınırının altındaki asgari ücrete mahkûm ederek emeklilere on iki bin beş yüz liraya mahkûm edene enflasyon düşmez. TÜİK'in rakamlarını makyaj operasyon düşmez. Mahkeme kararına rağmen enflasyon sepetini açıklamaya ulaşmamıştır.
“ASLA AKLIMIZDAN GEÇİRMEYİN”
Tamamlayıcı emeklilik sistemi diyerek emeklilikteki düşük ücretler düşük gelirlere çözüm olarak anlayıp, pullayıp, makyajlayarak sundukları bir sistem var. Bunu daha önce de gündeme getirmiş hatırlarsınız. Yine bu meydandan Gebze Meydanı'ndan da seslenmiştik. Asla aklınızdan geçirmeyin demiştik. Çünkü biliyoruz ki tamamlayıcı emeklilik sistemi dedikleri şeyin asıl amacı Türkiye işçi sınıfının doksan yıllık kazanımı olan şu an kalemiz dediğimiz kırmızı çizgimiz dediğimiz kıdem tazminatı hakkını ortadan kaldırmaktır. Böylelikle kıdem tazminatı hakkını bir işveren sorumluluğu olmaktan çıkartıp sizlerin en temel güvencesini ortada kaldırmaya çalışıyorlar. Buradan Gebze Meydanı'ndan bir kez daha sesleniyoruz. Asla aklımızdan geçirmeyin. Daha önce kıdem tazminatını fona devretmek. Ya da tamamlayıcı emeklilik sistemleriyle yok etmeye çalıştığınızda bütün girişimleriniz Türkiye işçi sınıfının ve DİSK’i o dirençli duvarlarına çarpıp geri döndü. 50 yıldır bu ülkede kıdem tazminatını yok etmeye, tırpanlamaya çalışıyorlar. Her seferinde DİSK'in mücadelesine Türkiye İşçi sınıfının kararlılığına çarpıp geri döndü” dedi.