Oda başkanından ilginç değerlendirme: "Müteahhitler mecburen indirime gidecek!"

Kocaeli Emlakçılar Odası Başkanı Alpay Hacıoğlu emlak sektörünün son durumuna dair gazetemize açıklamalarda bulundu. Başkan Hacıoğlu ilimizdeki konut satışlarından, kira fiyatlarına, öğrencilerin konut durumuna kadar birçok konuda samimi değerlendirmeler yaptı. Emlakçılar Odası Başkanı Alpay Hacıoğlu şu ifadeleri kullandı;“Tüm Türkiye’ de olduğu gibi Kocaeli’de de daire, arsa, arazi fiyatlarında ciddi bir artış oldu. Satılık konutlardaki fiyat artışının sebebi inşaat malzemelerinin fiyatlarının da artmış olması. Malzeme fiyatları artınca tabi, konut üreten firmalarda fiyat konusunda artışa gidiyor ama şu son 1 ay içerisinde konut fiyatları daha sakin ilerliyor. Bankalar özellikle konut kredisi kullanacak olan kişilere gelir miktarı yüksek bile olsa sınırlı miktarda kredi veriyorlar.

“BANKALAR ESKİSİ GİBİ KREDİ VERMİYOR ARTIK”

Gelecek yıla kadar bir düzenleme getirileceğini düşünüyorum çünkü kış sezonuna geldiğimizde öğrenciler evlerine yerleşmiş olacak, taşınan vatandaş taşınmış olacak, kışın da kimse taşınmak istemeyecek. Bu nedenle satılık konutlarla ilgili fiyatların biraz düşeceğini düşünüyorum çünkü fiyatlar inanılmaz arttı ve gelir düzeyiniz iyi bile olsa, bankalar öyle eskisi gibi yüksek meblalarda kredi vermiyor artık. Hal böyle olunca müteahit de evini satamayacak bu yüzden de fiyat indirimine ve pazarlığa gidilecek mecburen.

“SATICININ ARAP VATANDAŞ ALGISI VAR”

Kiralık konutlarda ise sadece Kocaeli’de değil, bütün her yerde kısa vadede özellikle üniversite öğrencilerinin gelmesiyle birlikte fiyatlarda tekrar bir artış olma durumu söz konusu. Bir de tabi son zamanlarda özellikle Arap uyruklu insanların buraya gelmesi fiyatları arttırıyor çünkü onların paraları burada daha değerli hale geliyor. Satıcı da oluşan algı şu oluyor; normalde ben buraya yüz bin lira istiyorum ama bir Arap bulursak, yüz elli bin liraya satarım ya da normalde ben buraya beş bin lira kira istiyorum ama bir Arap bulursam yedi bin liraya veririm.

“ DEVLET KONUT ÜRETİP SATMALI”

Ama tabi artık bu algının da bittiğini görüyorum ben şuan da. Devletinde bununla ilgili çalışmalar sürdürmesi lazım. Öncelikle konut üretmesi lazım, ürettiği konutu vatandaşa ucuza satması lazım ama son zamanlarda daha çok bireysel müteahitlerin konut üretip, sattığını görüyoruz. Tabi maliyet yüksek olunca satış rakamları da yüksek oluyor haliyle.

“ÖĞRENCİ, GEÇEN YIL OTURDUĞU EVİ BU YIL AYNI FİYATA BULAMAZ”

Aslında öğrenciler için ‘kiralık konut bulmak zor ya da hiç konut bulamıyoruz’ diye bir şey yok. Öğrenci biraz rahatına düşkün oluyor, devlet yurtlarına ya da özel yurtlara kayıt yaptırmak istemiyor. Yurt sistemine, saatlerine kendini uyduramıyor bu yüzden de konut kiralama yoluna gidiyor. Sadece öğrenci, geçen yıl aynı semtte 2 bin liraya kiraladığı evi bu yıl aynı fiyata bulamayacak diye düşünüyorum çünkü devlet yüzde 25’lik bir zam sınırı getirdi bu yüzden de ev sahibi daha yüksek bir fiyattan kiralamak isteyecek vatandaşa, kaldı ki yüksek fiyatta piyasaya çıkardığı ilan da talep görüyor.

“İKİNCİ KONTRAT İSTEYEN EV SAHİBİNE DİKKAT!”

Bütün bunların yanında yüzde 25’lik sınırda dengeyi bozdu. Normalde yüzde 40’lık bir zam yapmak isteyen ev sahibi sınırdan dolayı yapamıyor. Bu da ikinci kontrat teklifi eğilimi göstermelerine sebep oluyor. İkinci kontrat isteyen ev sahiplerine karşı kiracılar dik durmalı. Bu konuyla ilgili bizim de şahit olduğumuz birçok olay var. Bizler de çok şaşırıyoruz.

“EV SAHİBİ EVİNİN BOŞ KALMAYACAĞINI BİLİYOR”

Ev sahibinin rahatklıkla ikinci kontrat istemesinin sebebi ise kiralık konutların yüksek fiyat bile olsa özellikle şu dönemde çok talep görmesi. Eğer vatandaş ikinci kontrat istemezse ve evden çıkarsa, ev sahibi evinin boş kalmayacağını biliyor. İnternet portallarına yüklenen ilanları günde yedi yüz kişi tıklıyor, günde 20-30 kişi arıyor ilan için, haliyle bu da ev sahiplerine bir güven veriyor.

“MESKEN TAPULU İŞ YERLERİ DÜZENLENMELİ”

Artık meskenler iş yeri olmayacak. İzmit’in, İstanbul’un ya da Ankara’ nın en işlek caddelerinde eski apartmanlar var. Bunların aslında tapuları mesken ama avukat, doktor, muhasebeci ve bunun gibi sayabileceğim birçok meslek grubu buralarda ticaret yapıyor. Tapusu mesken olanlara belediyeler artık iş yeri ruhsatı vermemesi lazım çünkü bir aile oturacaksa ödenecek tutarla, iş yeri olarak kullanılacaksa ödeyeceği tutar aynı olmamalı. Vatandaş tuttuğu daireyi hem ofis olarak kullanıyor hem kendisine bir yaşam alanı yaratıyor yani tek bir kirayla bütün işlerini görüyor ve bu da bütün dengeleri bozuyor. Bunlar düzene girerse, ki gireceğini düşünüyorum.”