Merhabalar Güzel de; Aklım Soma’da ve O İddiada Kaldı..!
Merhabalar Güzel de; Aklım Soma’da ve O İddiada Kaldı..!

Öncelikle bölgemizde bir değer olduğuna yürekten inandığım dostum Aysun Özcan Erenkaya
ve onunla adeta bir bütün olan tüm ekibine çok teşekkür ediyorum.
Bu ekip, başta Kocaeli olmak üzere, yaşanılan tüm gelişmeleri bundan böyle anında her noktaya,
her mecraya ulaştıracak yep yeni ve çok güçlü bir haber adresi yaşama geçirdiler.
Tüm ekibi candan kutluyorum…
Bu gazetedeki ilk yazım. Ama ben yine de aklımda kalan bir konuyu paylaşmadan duramayacağım.
Bazıları konunun güncelliğini yitirdiğini düşünse de, söz konusu insan hayatı olduğunda bunun hiçbir önemi yoktur.
Tarih not düşüyor ki; Soma alınteri, Soma Emek, Soma Ekmek, Soma Umut, Soma İhmal
Ve ne yazık ki Soma katliamdır....
Evet orada "bir ihmal, bir katliam" vardır. Bunun aksini iddia etmek bence boş beyinlerin işidir.
Resmi açıklamalara göre 301 Madenci kardeşimizin yaşamlarına mal olan bu facianın, bu katliamın
sorumluları tartışma götürmez ki, İşveren ve iş vereni denetlemeyen Hükümet'tir.
-Maden Ocağı'nda çalışan emekçilerin aldığı düşük aylıklardan İş güvenlik ihmallerine,
Taşeron sisteminden, İşçiler aleyhine yapılan tüm antidemokratik kanunlara kadar,
suçlu mutlak mevcut iktidardır.
-Maden Ocağı'nda çalışan bir teknikerin; "aksaklıklar var. Mutlaka önlem alınması gerek. Yoksa felaket olacak" diye uyarmasını ciddiye almayan işveren, bu faciadan ve katliamdan
birinci dereceden sorumludur.
Fakat bu facia ve katliamdan sonra ortaya atılan iddialar hem kanımı dondurdu hem de açıkçası bu iddialara “inanasım” gelmedi. Çünkü iddialar bir felaketti… Onun içinde bu iddiaları yazmaktan, paylaşmaktan kaçındım.
Neydi bu iddialar?
Bunlardan en önemlisi ve çok dikkat çeken bir iddia..!
-Soma'da facia ile sonuçlanan bu ocaklarda yüzlerce Suriyelinin de olduğu ve bunların cesetlerinin betonlaştırılarak yok edildiği. Ve bu iddianın sahibi milyonlarca insanın güven duyduğu Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel'di.
Soma kömür ocaklarında İşçilerin cansız bedenleri tümüyle taşındığı, içeride hiç bir madencinin kalmadığı resmi dille açıklandıktan hemen sonra dikkat çeken bir gelişme vardı.
O da basın mensuplarının maden çevresinden hemen uzaklaştırılırken, bir yandan da maden önünden görüntü almaları da yasaklanmıştır.
Bunun üzerine hafızalarımızı canlandırdığımızda; Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel canlı yayın yapan TV’lerden "Şimdi o iki galeride 350-400 Suriyeliyi betonlaştırdılar yine saldırıyorsunuz, çünkü insan değilsiniz. Din taciri olarak para alıyorsunuz..." şeklinde kan dondurucu bu açıklamaları yaptı.
Yüz ifadesi de sanki bu iddiaları doğrular nitelikteydi…
İşte bu açıklama çok ama çok önemli ve çok tartışılacak bir iddiaydı.
Faciadan neredeyse dört hafta geçti. Ama bana göre bu iddianın sıcaklığı hemen geçmedi.
Bir soru işareti olarak hafızalarda kaldı.
Bence bu iddiayı ortaya atmak için mutlaka bir belge veya bu iddiayı doğrulayacak bir materyal olmalıydı...
Eğer bu iddia doğru ise bu iktidar bunun altından kalkamaz, çünkü iddia doğru ise iktidar katliam yapmış
veya yapılan katliama resmen göz yummuştur.
Eğer bu iddia doğru ise bu bir uluslararası suçtur.
Eğer böyle bir materyal veya belge yok ise Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel
neden böyle bir çıkış yaptı? işte bu mutlaka sorgulanmalı ve kamuoyuna açıklanmalı!
Bu çıkışın altı boş ise bu altı boş iddialar ile, iktidarı bir yerde haklı duruma taşımış, hatta bu önemli gündemi değiştirmeye hizmet etmiştir.
Sosyal Güvenlik Uzmanı Ali Tezel'in bu iddiası ilgililerce derhal mercek altına alınmalı!
Savcılar maden ocağında en ince noktaya kadar incelemeler yapmalı.
İddia doğru ise sorumlular mutlaka ortaya orta ya çıkarılmalı!
Yok doğru değilse, iddia sahibi Ali Tezel, böyle bir suçlamayı neden yaptığını tüm Türkiye’ye açıklamak zorundadır.
Bugünkü konumu Soma üzerine kurdum zira kafamdan bir türlü atamadığım bir iddiaydı.
Ne bir kuruma, bir insana, bir iktidara çamur atmak bu kadar kolay olmalı…
Ne de bir insanın, bir kurumun, bir iktidarın insan hayatıyla oynama lüksü olmalı.
Gazete Barış okuyucuklarına en içten sevgilerimle…