Evde mi yoksa işte mi kadın ?

Evde mi yoksa işte mi kadın ?

Evde mi yoksa işte mi kadın ?

Hayatım boyunca sorgulandım, kolay kabul görmedim .

“Çocukken küçük yaşta çalışılır mı?”

Büyüdük “evlenecek yaşa geldin hala çalışıyorsun.”

Evlendik; evli kadın çalışır mı?”

Bütün bu aşamaları geçirdik. Şimdi sıkça karşılaştığım şey;

“kaç yaşına geldin hala çalışıyorsun. Çalışmaktan bir türlü hayatını yasayamadın.

Sen de diğer kadınlar gibi evde otursana”.

Bazen acaba gerçekten yaşlandım mı diyorum .

Sonra da” ben yeni çalışmaya başladım, ancak bazışeyleri oturtum ve yaşımın farkında değilim. (Bu arada yaşlı değilim, orta yaşta sayılırım)

Kırk yıllık çalışma hayatım olsa da,

yeni yeni şeyler öğrendikce yolun çok başında görüyorum .

Bana en çok dokunan sözlerden biri “diğer kadınlar gibi evde otursana…”

Ne kadar kötü bir cümle değil mi? Evinin işleriyle uğraşan, çalışan kadınları hafife almak, hor görmek, “evde oturuyor işte.. oh ne güzel” demek…

Pardon ev işleri çocuk bakımı yemek, bulaşık, çamaşır, ütü, misafir, akraba ilişkileri, yaşlı bakmak, alışveriş vs gibi işleri kim yapıyor?

Üstelik yaptığı bu işlerin karşılığında ne bir maaş ne de sosyal güvencesi var .

Bunları dışarıdan birine ücret karşılığı yaptırdığınızda minimum 2500 TL ödüyorsunuz. Eve gelince de bu işler iş mi” diyerek yaptığı işe burun kıvırmak, küçümsemek ve eleştirilere maruz kalmak . Dışarıda en çok tepki gösterdiğim cümledir “EVDE OTURAN KADIN” cümlesi.

Şimdi de çalışan kadını düşünün…

Yukarıda yazdığım işleri yapacak, onun yanı sıra dışarıda çalışacak.

Şayet evde eşi tarafından iş paylaşımı yoksa kadınların yanında supermen halt etmiş. Kadın azıcık yorgunuz dese yada biraz sitem etse ondan kötüsü yok.

Tabi, eşlerine destek olan erkekler yok değil var ama o kadar az ki; nasıl çoğalacaklar bilmiyorum. Aslında burada görev yine biz kadınlara düşüyor.

Çünkü erkek çocuklarını yetistiren yine bizleriz.

Büyüdüklerinde nasıl bir erkek olacaklarını hemen hemen biz belirliyoruz.

Onları ham haliyle alıp, kalıba sokan ilk el biziz.

Erkek evde iş yaparken, annesi veya babası bu durumda görünce “eyvah” diyor

Benim çocuğuma ne olmuş, yandık bittik diye feveran ediyor.

Efendim neymiş? Erkek ev işi yapar mı, çocuk bakar mı?

Kadını gören yok. Yaptıklarını gören yok, onun yaptıkları değersiz, zaten yapmak zorundaymış gibi.. Bu yüke rağmen kadınlar bir de iş hayatında başarılıysalar, onların ki başarı değil. Erkek başarılı ise kadın için övünc kaynağı ve erkeğin başarılı olması için gereken mücadeleyi verir.

****

Bir de şöyle düşünelim: Ev sorumluluğunu erkeğe verip, iş hayatında olmasını düşünelim. Kadınlar sadece iş hayatın da olsunlar ki, böyle bir dünya aklımızdan dahi geçmez geçemez; dünya nasıl olur acaba? Tabi ki böyle olsun istemeyiz.

Erkeğin ne önünde ne de arkasında olmak istemem.

Yan yana hayatı paylaşmak benim için en güzeli. Yeterki kadınların ne yapmak istediğiyle ilgili seçimleri kendilerine bırakılsın.

Görüldüğü üzere evde de olmak zor işte de… Bu zorluğun üstesinden gelmek, mücadele etmek bunlardan mutlu olanlara da destek vermek lazım.

Bana sorulan “ne zaman iş hayatını bırakacaksın?” sorusunun yerine “size nasıl destek oluruz?” denilse, bizim de motivasyonumuz artsa, sağlığımız el verdiği sürece çalışsak. Hayat bizim seçimlerimizden ibarettir .Kim nasıl mutlu oluyorsa onu yapmalı.

Benim yaptıklarım karşı tarafa zor geliyorsa bana mutluluk veriyorsa o iş kolaylaşıyor. Sevmediğiniz bir iş ne kadar kolay olursa olsun sevilmedikce zorlaşır, sevdikçe kolaylaşır. Kadın olmak kadın olarak yaşamak zor zanaat. Bunun üstüne bir de çevre faktörleriyle zorlastırmayalım. Gazetemiz yazarlarından Bilsen Bilgili hocam kuşakları yazıyor, buradan bilim dünyasına soruyorum sevgili hocam: X ve Z kuşağında kadınları nerede nasıl görüyorsunuz? Şuanki çalışmalar sonucunda, bizleri ileride erkek kadın değil de sadece insan olarak görebilecekler mi?

Kadınlar gerçekten içlerindeki cevheri farkedecekler mi?

Sözlerimi her zaman birçok yerde söylediğim sözle bitiriyorum.

KADININ OLDUĞU YERDE BEREKET VAR HUZUR VAR...