Cemil Yaman: Ayakkabılarını boyadığım insanlara hizmetkar yaptılar
AKP Kocaeli Milletvekili ve Dilovası Belediye eski Başkanı Cemil Yaman, gazetemize verdiği söyleşide belediye başkanı seçildiğinde, “Şaka maka belediye başkanı oldum” dediğini söyledi
Röportaj: Aysun Özcan
ERENKAYA
Fotoğraflar: Merve
DİŞLİ
Dilovası Belediye Başkanlığı ile tanıdığımız, milletvekilliği ile
siyaset serüvenine devam eden, naif kişiliği ile bilinen bir isim
adayı yapılıp seçimi kazanmasına öyle şaşırmış ki “AK Parti açık
ara önde gelince ‘Şaka maka herhalde belediye başkanı oldum’ dedim”
sözleriyle anlatıyor bunu.
Peki Cemil Yaman, neden ikinci kez aday gösterilmedi? Dilovası’nda neden hiçbir başkan iki kez aday yapılmadı? Aday yapılmayan Yaman, partisine bir kırgınlık yaşadı mı? Başkanlığa ikinci kez aday gösterilmediği halde neden 1 Kasım’da milletvekili adayı gösterildi? Milletvekili Yaman, bu sorularımıza da içtenlikle yanıt verdi.
2014 yerel seçimlerinde tekrar aday olmak için hesap
yaptığını kaydeden Yaman, ayakkabılarını boyadığı Dilovası halkının
belediye başkanı olma gururunu yaşatan AKP’ye bir küslük
gütmediğini, partisi için çalışmayı sürdürdüğünü dile getirdi.
Yaman, 7 Haziran’da milletvekili adaylığını da kendisinin
istemediğini söyledi. Yaman, belediye başkanlarının ikinci dönemde
de aday yapılması gerektiğini vurguladı.
Cemil Yaman, bir anekdotu da bizlerle paylaşarak, başkan
seçildiği dönemde Kürtçe bilmediğini ifade etti.
Sizleri, söyleşimizin birinci bölümüyle baş başa
bırakıyorum…
BANA ‘SENDİKACI’ DERLERDİ
***Öncelikle siyasete ilk girişinizi merak ediyorum. Siyasetle nasıl tanıştınız?
- Çalışma hayatına çok erken yaşta başladım kendimi bildim bileli çalışıyorum. 11 yaşından beri bedenen çalışıyorum. 16 yaşında 1986 kimyacılar grevinde grev önlüğü giymiş biriyim. Arkadaşlarım bana ‘sendikacı’ derdi. Sendikacılıktan dolayı iş akdim feshedildi. Fabrikada sendika kurmak için örgütlenme çalışmaları yaptım. 16 yaşında Doğan Gençlik Spor Kulübü’nü bir grup arkadaşla kurduk orada başkanlık yaptım. Çocuktuk ama iyi şeyler yapıyorduk. Bir arkadaşım Gebze İmam Hatip’e gidiyordu. Bir gün bizi topladı sohbet yaptık orada ‘Bir şeyler yapmamız lazım’ dedi. O gün başladım bayrak asmaya.
BAŞKANLIĞIM VAR, YÖNETİCİLİĞİM VAR AMA SİYASET DÜŞÜNMÜYORDUM
***Hangi parti ile girdiniz siyasete?
-Ben Milli Görüş çizgisinden geliyorum. Refah Partisi, Milli
Selamet çizgisinden geliyor ailem, özellikle de babam. 1987 yılında
Dilovası, belde olduğunda, Ercan Bey bizim kapı komşumuzdu.
Anavatan Partisi’ni destekledik ama o dönem bile Refah Partisi’nin
yanındaydım, gönül bağım vardı. Dilovası Milli Gençlik Vakfı’nda
Gebze bölgesinde çalışmalar yaptık. Aktif siyaset hiç düşünmedim
her seçim döneminde mikrofon vardı elimde ama öyle kendimle ilgili
bir hayalim yoktu. Fazilet Partisi’nin son dönemlerinde
arkadaşımızın ağabeyi, ‘Gel sen Fazilet’te yönetici ol’ dedi. Ben
de 20’li yaşlardayım ‘Ya ben siyaset yapmayayım, mutfak daha iyi,
elimde kalem koşturuyorum’ dedim. 20’ye yakın dernekte üyeliğim
var, başkanlığım var, yöneticiliğim var ama siyaset düşünmüyordum.
Bizim belde başkanı listeye beni yazdı Siyasi İşler Başkanı
oldum.
***Peki, AKP ile tanışmanız nasıl oldu?
Fazilet Partisi’nin kapanma döneminde Sayın Cumhurbaşkanımızın
önderliğinde Erdemler Hareketiyle hareket ettim. Parti kapanınca da
Niyazi ağabey bizim ilk kurucu belde başkanımız oldu. Beni aradı
‘Birlikte yol yürüyeceğiz’ dedi. ‘Niyazi ağabey ben affımı
istiyorum her konuda yanındayım bütün çalışmaları birlikte
yapacağız ama ben siyaset yapmayayım’ dedim. Geldi eve sohbet
ettik. Hatta belde lokalini ben buldum. Eski bir binaydı, planını
projesini ben yaptım. Yönetim yazıyoruz o zaman, 20 kişilikti
yönetim. ‘19 kişi yazalım 20. sıraya bir arkadaşım var onu
yazacağım’ dedi. ‘Tamam’ dedim. İlçe Seçim Kurulu’na birlikte
gittik. ‘Listeyi ver’ dedi verdim. 20. sıraya beni yazdı kurucu
belde yöneticisi olarak. AK Parti’nin de kurucu Siyasi İşler
Başkanı oldum. Gebze Belediyesinde çalışıyordum o zamanlar Kültür
İşleri Koordinatörlüğü yapıyordum. Çok güzel işler yaptık birlikte
KO-MEK’te de kurulurken elimden geldiği kadar yardımcı oldum.
‘ŞAKA MAKA, HERHALDE BELEDİYE BAŞKANI OLDUM’ DEDİM
***Siyasete girmeyi pek düşünmezken ve Gebze Belediyesinde çalışırken belediye başkan adaylığınız nasıl gerçekleşti. Böyle bir hayaliniz var mıydı, yoksa adaylık süreciniz de mi siyasete girişiniz gibi başkalarının isteğiyle gerçekleşti?
-2004 seçimlerinde AK Parti’nin seçimi kazanması için çok
çalıştık ama dediğim gibi benim bir beklentim yoktu. O yıl
talihsizlik yaşadık ve seçimi kaybettik. 2009 seçimleri öncesinde
2008 yılında Dilovası Belediyesinin adayının erken belirlenmesi
için çalışmalar yaptım o arada da Gebze Belediyesinde çalışıyorum
tabii. Bir siyasi büyüğüme gittim, bana ‘Ya Cemil Bey siz niye
düşünmüyorsunuz, yapamaz mısınız?’ dedi. Ben de ‘Belediyeciliği
bilirim ama benim öyle bir niyetim yok’ dedim. ‘Valla düşünsen iyi
olur bu bir vebaldir’ dedi. Ben bir iki dostuma sordum vebaldir
deyince, ‘Çok bir çalışma yapma ama başvur’ dediler. Ben de öyle
yaptım. Zeki Bey (Aygün) İl Başkanı o zaman ama beni Gebze
Belediyesinden biliyormuş. Cemil Bey’i tanıyor, Cemil Yaman’ı
tanımıyor. Biz bir mesele için ona gittiğimizde ‘Cemil Bey siz niye
Dilovası’yla ilgileniyorsunuz?’ dedi. ‘Sayın Başkan ben oralıyım’
dedim. ‘Cemil Yaman sen misin?’ dedi. Kendisi beni Gebzeliyim diye
biliyormuş. Zeki Ağabey sonra Cumhurbaşkanımızı aramış ‘Bizim
adayımız Cemil Yaman olsun’ demiş. Böyle de aday oldum. Gebze
Belediyesi’ndeyken 2500’e yakın etkinlik yaptık. Tiyatrolar
düzenledik, sünnet şölenleri, Türkiye’nin enlerini getirdik.
Organizasyonun başında ben vardım hiçbir yerde de bir fotoğrafım,
ismim olmazdı. Utanırdım ben fotoğrafımı bir yerde görünce belediye
başkan adayı olduk fotoğraflarımız asıldı tabii. Ama hep şöyle
baktım dünya bir oyundan ibarettir. Kazanırsak hizmet edeceğiz bu
millete, ‘Sen bu işi yapamazsın’ derlerse de Allah razı olsun
diyeceğiz. Çok ciddi bir çalışma yaptık AK Parti açık ara önde
gelince ‘Şaka maka herhalde belediye başkanı oldum’ dedim. Hala
idrak edememiştim yani.
2014’TE TEKRAR ADAY OLMAK İÇİN HESAP YAPTIM
***Neler yaptınız başkanlık döneminizde? Yaşadığınız ilçenin
sorunlarının bilen biri olarak önceliğiniz neler oldu?
-Dilovası’nın sıkıntılarını çok iyi bilirim. Gebze, Dilovası, Çayırova, Darıca’yı sokak sokak bilirim. Belediye başkanı olunca da Dilovası’nın çocukluk evresini, hiç bilinmediği zamanları biliyorum. Gelişimini çok iyi bilirim, eksikliklerini de bilirim. Bu halkın ihtiyaçları nelerdir çok iyi biliyordum. 9 ay bocalama dönemim oldu, ekonomik durumu da kötüydü belediyenin. Bütçenin giderleri personel giderleriydi. İki belde belediyesi de birleşti. Tavşancıl’la birlikte. Biz hemen iki beldeyi birleştirdik Tavşancıl’la entegrasyon çok kolay oldu. Tavşancıl’ı da çok iyi bilirim orada da birinci parti olmuştuk. Ekibimizi oluşturduk, mutfağımıza çok bilgili insanlar aldık. Gönüllü akademisyen dostlarımız vardı, onlardan yardım aldık. Mesela ben şehircilikte marka olan İbrahim Baz hocayı getirdim, neler yapabileceğimizi konuştuk. Dilovası’nın ihtiyaç analizini yaptık, nereden başlamamız gerektiğini, nasıl başlamamız gerektiğini ortak akılla masaya yatırdık ve bir takvim yaptık. Bir anket yaptık ve halkın yüzde 90’ı hastane istediğini söyledi. Hastaneyi planladık. 50 dönüm yer aldık, yerini ayarladık. Projede ihaleye çıktık. Hastane sürecinde Ankara’ya gittik geldik. Ben inandığım şeyi yaparım, mutlaka başarırım ve bugün Dilovası hastanesine kavuştu. Altyapısı çok kötüydü, suyu kirliydi. İSU’nun resmi rakamlarına göre yer altındaki 100 litre suyun 75’i yer altında kayboluyordu. Altyapıyı komple yeniledik. Bugün kayıp kaçak biz teslim ettiğimizde yüzde 14’tü. Tahsilat oranı en yüksek ilçelerin başında da Dilovası geliyor onu da belirteyim. Okul ihtiyacı vardı 56 kişilik sınıflar vardı. Büyük bir eğitim yerleşkesi tahsis edildi. 135 dönümlük bir yer sonra eklemelerle 180 dönüm oldu. Bu eğitim yerleşkesi içerisine bizim dönemimizde 11 yeni okul daha yapıldı. 150 derslikti 220 derslik daha yapıldı. Dilovası’nın şu anda ilkokula ihtiyacı var, inşallah onu da yapacağız. Onun dışında bizim Dilovası’nda ağırlık doğuludur, doğu kültürü vardır. Cenazelerde, taziye için çadır kuruluyordu hoş olmayan bir görüntüydü. 6 tane semt konağı yaptık. Tavşancıl’a çok güzel bir sahil yaptık büyükşehirle birlikte. Bunları ben yapmadım AK Parti hükümeti olarak hep birlikte yaptık. Benim dönemimde kadro çok iyiydi. 18 mimar, mühendis aldım belediyeye. Daha önce bir dönem Dilovası Belediyesinde spor müdürlüğü yapmıştım. Ekiple de arkadaşlığım vardı. Çocukluk arkadaşlarımla inandık ve güzel işler çıkardık. Benim makam mevki hırsım olmadı ama 2014 seçimlerinde tekrar aday olmak için hesap yaptım.
“BAŞKANLIK İKİ DÖNEM OLMALI”
***2014 seçimlerinde ikinci kez aday gösterilmediniz. Sizden sonra seçilen arkadaşınız Ali Toltar da aday gösterilmedi. Dilovası’nda neden ikinci dönemi göremiyor belediye başkanları?
-Dilovası göründüğü gibi değil. 50 bin nüfuslu çoğunluğu doğulu
dememek lazım. Dilovası’nda 680 fabrika var, 6 OSB var 9 limanı
var. Gündüz 150 bin insan var. 2500-3000’e yakın kamyon
sirkülasyonu var. Orası küçük bir Türkiye’dir. Ben seçim
beyannamesi hazırladım ama nasipten öte bir şey yok. Kısmet olmadı
ama Ali Bey’in de neden aday gösterilmediğini bilmiyorum.
Kocaeli’de Dilovası ve Çayırova nedense bir dönem başkanlık
yapıyorlar. Bence başkanlık iki dönem olmalı. Birincisinde
öğrenirsin ama ikinci dönem daha verimli olursun.
‘BEN BİR DAHA AKTİF SİYASET YAPMAYACAĞIM’ DEDİM
***Peki bir kırgınlık yaşadınız mı? İnsanlık hali ‘Daha yapacaklarım vardı neden olmadı?’ dediniz mi?
-Ben bir dönem daha başkanlık yapmak istiyordum. İşi öğrendik, hayallerim vardı. Öğretmenlerin yaşamaktan zevk aldığı bir şehir inşa etmek istiyordum. Öğretmenlerin yüzde 95’i dışarda oturuyor. Bu yapılabilir bir şey. Dilovası 12 bin konut büyük bir yer değil ama nasipten ötesi yok. Niye aday olmadım bilmiyorum. Benim orada bir kader anım oldu. İnsanım hiç kırılmadım alınmadım demem ama bir tercih yapmam lazımdı. Belediyeden çıktım, başka partiye gideceğim konuşuldu. Teşkilata gittim 10 dakika geçmeden açıklandı. 2009’da aday yaptılar partim iyi, 2014’te yapmadılar kötü diye bir şey yok. Ayakkabılarını boyadığım insanlara, beni hizmetkâr yaptılar. Geçmişte de hizmet ediyordum aziz milletimize. Hep hareket halindeydim makamımda bir kahve bile içmedim. Çok çalıştık, koşuşturduk. Eve gittim, şoföre ‘Sen git’ dedim. 2 rekât şükür namazı kıldım. Spor giyindim, aynanın önünden geçerken ‘Bu sana yakışmadı. Seçime daha 3 ay var bugün kravatını çıkartırsan biz bu seçimi kaybederiz’ dedim. Şoförü çağırdım teşkilata gittim. ‘Ben bir daha aktif siyaset yapmayacağım. Elimde kalem mutfakta çalışacağım’ dedim.
7 HAZİRAN’DA MİLLETVEKİLİ OLMAYACAĞIMI SÖYLEDİM
*** İzmit Belediyesi’nde Nevzat Doğan’ın danışmanlığını yapmıştınız, başkanlık bittikten sonra. Bu nasıl oldu?
-10 ay geçti, o zaman bir iş arayışım vardı. Nevzat Başkan bir
gün beni aradı, acil gelmemi istedi. ‘Birlikte çalışalım, benim
danışmanım ol gerçekten senin gibi birine ihtiyacım var’ dedi.
Gerçekten iyi arkadaşızdır, çok severim Nevzat Bey’i. ‘Bana 15 gün
süre ver’ dedim. Yasemin Hanım, benim danışmanım o zaman Nevzat
Bey’in özel kalem müdürüydü. Beni aradı ‘Başkanım odanız hazır’
dedi. ‘Ben karar vermedim ki’ dedim ‘Ne zaman karar verirseniz
odanız hazır’ dedi. Evvelsi gün kendimi İzmit’te buldum. İyi ki de
geldim, güzel dostlarım oldu. Ben hiç dönmeyi düşünmedim siyasete
ama kader. İzmit’e gelmem de avantaj oldu. 7 Haziran seçimlerinde
yine ismim konuşuldu milletvekili olmayacağımı söyledim. 1 Kasım
seçimlerinde dünyanın en güzel şehirlerinden birinde bu aziz millet
beni parlamentoya gönderdi. Bu milletin hizmetkarı olmak çok büyük
bir onur.
HALK YENİ YÜZLER GÖRMELİDİR, İLELEBET BİZ OLAMAYIZ
***Peki, gönlünüzde hala belediye başkanlığı var mı? ‘O çok daha başka bir şey’ diyor musunuz? Mesela ben sizin zaman zaman Gebze’ye yakıştırıldığınızı duyuyorum.
-Kaderin üzerinde kader vardır tabii büyük konuşmamak lazım. Ben bu aziz milletin hizmetkarlığına talibim. Belediye başkanlığı çok onurlu bir görev, dinamik olmak lazım. Milletvekilliğinden şu an memnunum belediye başkanlığına tekrar dönmek gibi bir düşüncem yok. Halk, yeni yüzler görmelidir ilelebet biz olmamalıyız.
BİZDEN DAHA ÇOK KATKISI VAR
***7 Haziran seçimlerinde AKP Milletvekili sayısı 6’ya düştü. Hemen de peşine 1 Kasım erken seçimi geldi. Orada bir Doğulu isim arayışına girildi. Kaflı’dan vazgeçip sizi listeye aldılar. 1 Kasım seçimlerinde oyları artırdığınıza inanıyor musunuz?
-Ben sahada çalışmayı çok severim. 7 Haziran’da aday değildim ama o zaman da çok çalıştım. 1 Kasım seçimlerinde de çok çalıştım tüm arkadaşlarımızın eşit oranında katkı sundum. AK Parti teşkilatlarının kadın kollarının ekiplerinin, gençlik kollarının bizden daha çok katkısı var. Mahalle başkanlarımız isimsiz kahramanlar.
“BAŞKANLIĞA BAŞLADIĞIMDA KÜRTÇE BİLMİYORDUM”
***AK Parti Genel Merkez Yerel Yönetimler Başkan Yardımcılığı, ikinci kez belediye başkanlığına aday gösterilmeyen biri olarak sürpriz oldu mu sizin için? Bu görev nasıl gelişti?
-Ben hala Genel Merkez Teşkilat Başkanlığı Güneydoğu Bölge Koordinatörüyüm. Özhaseki başkanımız belediye başkanlığı yapmış. Biz başkan yardımcısı olarak 15 arkadaşız tamamımız eski belediye başkanlarından oluşuyor. Sayın Cumhurbaşkanımız ve parti büyükleri böyle uygun görmüşler. Ben de 8 vilayetten sorumlu bölge başkanlığı yapıyorum. Kendimi uçbeyi olarak görüyorum. Böyle bir görev vermişler bizim için onurdur. Ben bu vesileyle 40’ından sonra, doğduğum şehre gittim. 2009’da belediye başkanı olduğumda Kürtçe bilmiyordum bıraktığımda ise çok iyi öğrenmiş oldum. Birkaç yer hariç Güneydoğu’yu gezdim bu vesileyle.
ALİ BEY’İN BİR DÖNEM DAHA ADAY YAPILMASINI ÖNERDİM
***Son yerel seçimlerinde Dilovası’nda büyük bir yarış oldu. Hamza Bey’in adaylığı noktasında bir etkiniz oldu mu?
-Belediye başkanlarının iki dönem yapmasını önerdiğimi söyledim. Dolayısıyla Ali Bey’in bir dönem daha yapmasından yana olarak düşüncemi bildirdim. Ancak Ali Bey’in aday olmayacağını öğrendikten sonra adaylar arasından kararı genel merkez verdi. Ben o sürece karışmadım. Genel merkez yaptığı araştırma ve anket sonucu adayı seçti.
ALİ TOLTAR’LA ARAMIZ KÖTÜ OLAMAZ
***Ali Bey’in adını önerdiğinizi söylüyorsunuz ancak Toltar’la aranızın kötü olduğu konuşuluyor..?
-Benim kimseyle aram kötü olmaz hele Ali Bey’le hiç olmaz. Ali Bey ve ben çocukluk arkadaşıyız, yediğini içtiğini bilirim. Bizim aramız kötü olamaz. Başka ilçelerde insanlar siyaset sayesinde bir araya gelebilir ama Dilovası öyle değil.
İLHAN’I ÇOK SEVİYORUM
***İlhan Yıldırım’la son yaşananları biliyoruz. İlhan Bey sizin adaylığınıza sıcak bakmamıştı. Oradan da süre gelen bir tatsızlık vardır. Son bu ilçe kongresine gelmeyerek tavrınızı belli ettiniz. Orada İlhan Bey’le aşamadığınız ne vardı?
-Kendisi de aday adayıydı ama o dönem o da var. Emin olun hiçbir
şey yok. Kongreye gelemedim çünkü işim vardı. İlhan Bey benim
kardeşim gibidir. İlhan’ı çok seviyorum emin olun. Ben İlhan kötü
diye olmasın demedim bazı siyasi dengeler vardır. Osman başkan
devam etmek istedi ama o devam etmeyecekse orada dengeler var.
Dilovası’nın yüzde 40’ı Ağrılı, İlhan Bey Karslı, belediye başkanı
Ardahanlı. Demokrasi’nin olmazsa olması temsilde adalettir. Devlet
bir organizasyondur, herkes kendini orada görürse ideal demokrasi
olur. Devlet bir çatıya benzer. Bizim çatımız 7 ana hat üzerine
inşa edilmiş. Bizim çatımız 81 pesomdan oluşur 973 ilçenin her biri
bir çıtadır. Bir çıta eksik koyarsanız çatı oradan su alır ve
çöker. Devlette herkes kendini görmelidir. 18 yıldır Osman Akbulut
orada çalışıyor. Bütün renkler de onun başında birleşiyor. 3 dönem
kuralı var dediler, değişim dediler. Biz çatı sağlam olsun dedik.
İlhan Bey de çalışıyor, bu dönem daha da iyi. Zaman insanı
eğitiyor.
Devamı (İkinci bölüm) yarın…