AKP Çayırova’da zulme sessiz kalmadı

Geçenlerde sosyal medyaya bir fotoğraf düştü.

O fotoğrafta Çayırova eski Belediye Başkanı Timur Koç ile AKP Çayırova İlçe Başkanı Servet Günay;

Çayırova Kaymakamı Hasan Gözen’i ziyaret etmiş.

Vay sen misin rakip partili biriyle Kaymakamı ziyarete giden diyerek her iki isim de partilerinden tepki almış.

Açıkçası fotoğrafı görünce ben de merak ettim.

Servet Günay ile Timur Koç ne alaka, neden Kaymakamı beraber ziyaret ettiler diye sormadan edemedim.

*

Öyle ya; o ziyaret karesinde Servet Günay’ın yanında Çayırova Belediye Başkanı Bünyamin Çiftçi olsa şaşırmazdık.

Veya Timur Koç’un yanında CHP Çayırova İlçe Başkanı Cihan Soyluçiçek olsa yine şaşırmazdık.

Belli ki bir amaçları bir sorunları vardı. Nedir ne değildir diyerek Timur Koç’u aradım ve sordum:

*

-Sizin geçen gün kaymakama yaptığınız ziyaret bizim buralara kadar ulaştı. AKP’nin ilçe başkanıyla kaymakama gidişiniz baya bir ses getirdi. Siz de sitem etmişsiniz, ne var bunda demişsiniz. Nedir oradaki olay sizden dinleyebilir miyim?

“Kimse farkında değil ama bu dönemde alkol satan büfelere karşı bir zulüm var Çayırova’da. Bunu kanıtlayabilecek durumdayım. Özellikle alkol satan büfelerin önünde bekçiler var.

Belediye ruhsatı 12’ye kadar veriyor ancak alkol 10.30’a kadar satılıyor. O saatten sonra gelene alkol satanlara kesilen cezalarla ilgili o kadar büyük zulüm var ki. Bir ceza kesiyorlar, en taban ücret 92 bin 500 TL.

Mesela saat 11.00’de bir sarhoşun büfeye geldiğini düşünün. Büfeniz açık ama alkol satma yasağınız var. Öyle bir adamın halini düşünün. Geldi ‘Kardeşim ben şuradan bir şişe rakı istiyorum’ dedi. O adama hele bir de sarhoşsa ürün satmamak çok zor bir şey. Ayrıca satmıyoruz dediğimiz halde polis ya da bekçi başımızda bitiyor”

*

-Madem 10.30’a kadar satış yapılıyor niye 12’ye kadar açık tutuyorlar?

“Şöyle; belediye 12’ye kadar çalışabilir diyor ama Tarım Bakanlığı da saat 10.30’a kadar alkol satışı olur diyor. Bu konuyla alakalı da ben rahatsız oldum herkesi aradım. CHP İlçe Başkanı da bu konuyla alakalı kaymakamı aradı. Ben de AK Parti ilçe başkanına bu konuyu anlattım, o da rahatsız oldu.

Cezayı Tarım İlçe Müdürlüğü kesiyor. Kime gidilebilir? Gidilebilecek tek mülki amir kaymakam. Bu konuyu sitemle anlattım.

*

-Sizin büfeniz var mı?

“Benim yok ama kardeşimin var ve kardeşime 4 kere ceza kesilmiş. Kesilen ceza 300 bin TL. Bir büfe 90 bin TL, 100 bin TL cezayı kaldıramaz. Nasıl kazanıyorlar parayı görüyoruz. Ben de bu konuyla ilgili durumu anlattım.

İnsanlar evini geçindirebilmek için alkolik insanların derdini çekiyor.

İnsanlar evine ekmek götürecek, ben kaymakama ‘Bu zulmün durması gerekiyor bu kanamayı durdurun’ dedim.

*

-Peki, neden belediye başkanına değil de AKP ilçe başkanına iletildi? Kaymakamın karşısına belediye başkanının gitmesi ya da onun bu konuya girmesi daha doğru olmaz mı? Neden siyasi parti başkanıyla gittiniz?

“Mülki amirliklerde ilçe başkanlığı bütün daireler gibi AK Parti’nin iktidar olması nedeniyle ağırlığı daha fazla olur. Ben ona anlatmak yerine ilçe başkanına anlatmayı tercih ettim”

*

-Sanırım o yüzden tantana koptu biraz…

Bana olan tepki ‘Neden CHP ilçe başkanıyla gitmedin?’ anlamında geldi. CHP ilçe başkanı mülki amirlikler üzerinde konuştu ama sözü geçmedi. Sözü geçmeyince ben de ‘Madem kardeşim onun sözü geçmiyor ben de AK Parti ile gideyim’ dedim.

Buna tüm partilerin itiraz etmesi lazım.

5 bin lira, 10 bin lira ceza olur da 100 bin lira ceza mı olur? Büfenin içindeki tüm eşyaları toplasanız 100 bin lira yapmaz. Ben doğru yaptığıma inanıyorum, ben mazlumdan yana olan bir adamım.

Sonuna kadar savunacağım böyle hakları. Geçmişte din, dil, ırk, mezhep farkı gözetmeksizin, Şii camii, Cem evi, kuran kursu açtırıp denetledim. Açılmaması gereken noktalarda büfeleri açtırmadım, açılmaması gereken noktalarda restoranları açtırmadım.

Belli caddeler oluşturdum. Çayırova’nın bugünkü gelişiminde benim sokaklarım belli, caddelerim belli.

Hepsini ben yaptım zaten. O yüzden yüksek sesle itiraz ediyorum.

Buna mutlaka çözüm bulunması gerekiyor.

*

-AKP İlçe Başkanı’nın oraya gelmesi iyi cesaret. Malum, onların alkole yaklaşımı belli. Bence insani bir şey yapmış Servet Bey.

“Artık kendisi bilir iyi mi yaptı, kötü mü yaptı zarar görür mü, görmez mi?

*

-Peki, Kaymakam Bey’den sonuç alabildiniz mi?

-Bu işe bakanlık bakıyormuş. Kaymakam bey bakanlıkla görüşmek lazım dedi. Bakanlık bakıyorsa bile mülki amirsiniz lütfen bu işin gereğini yapın. İlçe tarım müdürünün sizin altınızda bir görevi var lütfen bunu arz edin, emniyete de arz edin. Olmazsa buraların 12’ye kadar çalışma ruhsatını belediye iptal etsin 10.30’a kadar ruhsat versin böyle bir sorun yaşatmasın dedik.

Gece 12’ye kadar ruhsat verip, tarım müdürlüğü de sen bu saatte neden alkol sattın diyorsa bu büyük bir çelişki. İkisini de 10.30’da kapatsın bitsin.

----------

Evet, Çayırova’da birkaç gündür konuşulan fotoğrafın hikayesi böyle.

Bu fotoğraftan benim anladıklarıma gelince…

*

1-AKP’li belediye başkanı söz konusu alkol olunca esnafmış, mağdurmuş bakmıyor!

Çatır çatır kesilen cezalara, zulme sessiz kalmayı seçiyor.

2-AKP ilçe başkanı Servet Günay, Bünyamin Çiftçi’nin tam tersi yönde düşünüyor.

Önce esnaf diyor. Baktığında alkolü değil, evine ekmek götüren esnafı görüyor.

3-Belediye başkanı ile ilçe başkanı arasında uyumsuzluk göze çarpıyor.

4-Timur Koç’un da dediği gibi, mülki amirliklerde ve pek çok kamu kurumunda AKP’li il, ilçe başkanlarının sözü geçiyor, diğer partilerin söyledikleri bir kulağından girip diğerinden çıkıyor.

5-Değişmeyen kafalar… AKP iktidarının alkole, alkol satan yerlere ve alkollü mekanlara bakışı hiç değişmiyor.

Değişmediği gibi bu sektörden ekmek yiyenler aynı zamanda sürekli dayak yemeye de devam ediyor.