Bırakın bir meydanımız olsun!

Biraz uzunca ele alacağım ama başka yolu yok. Kent meydanı benim çok önem verdiğim bir konu. Ve şu an çok fark edemesek de son yapılan projelerle Kocaeli’nin...

Biraz uzunca ele alacağım ama başka yolu yok.

Kent meydanı benim çok önem verdiğim bir konu.

Ve şu an çok fark edemesek de son yapılan projelerle Kocaeli’nin kimliği oluşuyor.

Tabi ki bunun üzerine konuşmayıp da neyi konuşacağız?

*

Diyeceksiniz ki, Kocaeli şimdiye kadar kimliksiz miydi, evet kimliksizdi…

“Sanayi şehri Kocaeli” tanımlaması bir kimlik değil, tam tersine kimliksizlik meselesinin neticesinde ortaya çıkmış bir söylemdir.

Çok sayıda Organize Sanayi Bölgesinin olması, çok sayıda limanların bulunması, dünya devi fabrikaların bu şehirde faaliyet göstermesi elbette önemli.

Ancak harita üzerinden bakıldığında sanayiye ayrılan alanın minimal seviyelerde olduğu görülüyor.

Açıkçası bu kadarı bile fazla!

*

Bir vatandaş olarak Kocaeli daha fazla sanayileşsin istemiyorum.

Bu kadarı bile şehrimizi değiştirmeye yetiyor.

İnsanların iş-aş bulma hayaliyle tercih ettiği şehrimiz, buna ilişkili olarak sosyo-ekonomik açıdan da karakter ediniyor.

Uzun yıllardır aradığı karakteri bulamayan Kocaeli, yeni yeni bir kimlik edinme çabasına girdi.

Toplumun ihtiyaçlarını, kentlilik bilincini, mekânsal eksikliği fark etti.

Buna paralel olarak İzmit’in kalbi sayılan “Yürüyüş Yolu'ndan” başlayarak kente kimlik kazandırmak için yola çıktı.

*

Gün içerisinde 12 ilçeden insanın akın ettiği çarşı merkezi yıllardır atıl vaziyetteydi.

CHP yerel yönetiminin eseri olan yürüyüş yolu, 20 yıldır kaderine terk edildi.

Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin İzmit Belediyesi ile aynı partiden olmasına rağmen, uyuşmazlık nedeniyle bir taşına dahi dokunulmadı.

Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükakın Tramvay olayında olduğu gibi yürüyüş yolunda da risk alarak yepyeni bir projeye başladı.

Projede son aşamaya gelindi.

Ortaya çıktığında göreceğiz.

Eleştirenler de olacak alkışlayanlar da…

Kullandıkça fark edeceğiz pek çok şeyi.

*

Bunun yanı sıra İzmit Belediye Başkanı Hürriyet’in katılımcı bir anlayışla ortaya çıkardığı Fethiye Caddesi’nin yenilenme çalışmaları sürüyor.

Yürüyüş yolu, Fethiye Caddesi ve yan caddelerle beraber bakıldığında İzmit’in merkezi yepyeni modern bir görüntüye kavuşacak.

20-30 yıl, belki de daha uzun yıllar Kocaelililer tarafından kullanılacak projeler,

Başkanların kentte iz bıraktığının, eser kazandırdığının ispatı olacak.

Bizden sonraki nesiller o caddeleri, o meydanları kimin nasıl ne şekilde yaptığını yazacak.

*

Bunlar güzel şeyler.

Kentleri yönetme erkini elinde bulunduranlar aynı zamanda o kentin kaderini belirleyen kişilerdir.

Bu anlamda Kocaeli hep taşra illerini andırdı.

Yanı başımızdaki İstanbul’un bir ilçesi kadar dahi yatırım alamadı.

Gelen vurdu giden vurdu.

Resmen ganimet paylaşılır gibi paylaşıldı.

Nerede rant varsa oraya hücum edildi.

Ranttan başka bir şeye aklı çalışmayanlar az kalsın altın değerindeki eski Perşembe pazarı alanımıza 41 katlı otel dikecekti.

Yine aynı rantçılar az kalsın Real AVM’nin olduğu alana koca koca binalar dikerek yandaşlara peşkeş çekecekti.

Allahtan bunların hiçbiri olmadı.

*

Olmadı olmasına ama pek çok ülkeden daha fazla büyüklükte meydan olma kapasitesine sahip olan eski Perşembe pazarı alanı kaç senedir rezil bir halde öylece durdu.

Bu alan mitingler dışında rent a car şirketlerinin, pazarcıların, civar semtlerdeki vatandaşların araçlarını park ettiği kontrolsüz bir alana, geceleri ise berduş yatağına büründü.

Ve en nihayetinde Başkan Büyükakın’ın seçim beyannamesinde vaat ettiği, bana göre geç kalınan meydan projesi önceki gün görücüye çıktı.

Kimileri millet bahçeleri ile kent meydanlarını karıştırıyor.

Fuar alanına millet bahçesi yapılacakken yeni bir kent meydanına ne gerek vardı diyor.

Millet bahçeleri AKP hükümetlerinin her ilde uyguladığı ortak projelerden biri ve bir ayağında Bakanlık var.

Kent meydanı ise çok daha farklı bir amaca hizmet ediyor.

*

Geçmiş tarihten günümüze bakıldığında kentsel yaşamın en yaygın kullandığı alanlar kentsel açık alanlardır.

İçerisinde sosyal, kültürel, ticari amaçlar için yapılan kentsel yaşamın geçtiği, ait olduğu şehrin izlerini taşıdığı, kişiliğini yansıttığı kamusal mekanlardır.

Gelişmiş ülkelerde şehirler meydanlarıyla anılır.

Bizde ise bırakın dış ülkeleri, komşu şehirlerin bile aklında yer edinen bir meydanımız hiç olmadı.

Elimizde 50 dönümlük alan var ve bu alan senelerdir bir kütle gibi şehrin göbeğinde öylece duruyor.

Boru değil, tam 50 dönüm!

Siyasi parti mitinglerinde meydana gidip elinde metreyle o meydanı ölçtüğünü iddia edenlerin sadece sekiz dönüm zannettiği Perşembe pazarı tam tamına 50 dönümdür!

Yaşadığı şehirden bi’haber olanlar da öğrensin!

Bizim elimizdeki meydan Rusya’daki ünlü Kızıl Meydan’ından neredeyse iki kat daha büyük.

İtalya’daki Piazza San Marco Meydanından da dört kat büyük.

İzmit’teki eski Valilik meydanı ise sekiz dönüm.

Zannediyorum burayla karıştırılıyor.

*

Yine söylüyorum, 50 dönüm gibi dev bir alana sahibiz ve bu alan artık kamusal açıdan değerlendirilerek kentin kimliğine katkı sunacak.

Projeye eleştiriler de geliyor övgüler de.

Körü körüne yerden yere vuran da var aynı bakış açısıyla göklere çıkaran da…

O salonda projeyi detaylı biçimde izleyip dinleyen biri olarak heyecan verici bulduğumu söylemeliyim.

Bir kere bu projeye beton yığını algısı yapanları hem rasyonellikten uzak hem de vicdansız buluyorum.

Hali hazırda 50 dönümlük beton yığınına yıllardır ses çıkarmayan STK’lar olsun siyasi partiler olsun; yeni öneriler sunuyor, projeyi eleştiriyor.

İyi de şimdiye kadar neredeydiniz?

Kocaeli’ye çöp tesisi yapımı gündeme geldiğinde Akademik Odalar Birliği sürece dahil edildi de ne oldu?

Varılan raporda Kocaeli’ye çöp tesisi yapılmasın denilerek civar illerin kıraç alanları tavsiye edilmişti.

Sanki civar illerde insanlar kollarını açmış, çöp fabrikası gelsin diye bekliyordu!

Ona bakarsanız İZAYDAŞ için de benzer sesler yükselmişti.

Ama sonunda ne oldu? Bir İzaydaş değil, iki tane olmalı noktasına gelindi.

*

Demem o ki; bazen insan aklı, bilim aklının önüne geçiyor.

Meydan projesine itiraz edenleri de bu ölçekte değerlendirip, yaptıkları açıklamaları önyargılı buluyorum.

Çünkü eğilip bakıldığında, iyice ele alındığında Milli İrade Meydan projesinin

Kentlilik bilincine katkı sunan, her yaştan ve sınıftan insanın uğrak yeri olmaya müsait, işlevsel açıdan son derece yeterli olduğunu görecekler.

Üstelik bu proje hemen karar verilen önüne geldiğinde onay alan bir proje değil.

İyi bir mutfak çalışmasıyla vücut bulmuş.

*

Şunu çok net söyleyebilirim.

Eğer o alana sadece otopark yapılsaydı asıl o zaman Büyükakın’ın vizyonundan şüphe ederdim.

Böylesi kıymetli bir alanda binlerce araç görmek, o araçların yarattığı trafik keşmekeşinin içerisinde yaşamaya çalışmak kabus gibi.

Fakat şimdi, sıfır yeşile sahip bu alanın dört bir yanı ağaçlarla çevrilecek ve içerisine de yeşil alanlar eklenecek.

Sizin projeye tepeden bakıp gördüğünüz alanın aslında sadece 12 bin metrekaresi beton.

Geri kalan kısmı yeşile ve kültürel sosyal alanlara ayrılmış.

*

Tek bir eleştirim var, o da bu meydanın mitinglere açık olması.

Malum, özellikle Erdoğan’ın mitinglerinde bu alan ve yakınındaki tüm sokak ve caddeler demir ağlarla örülüyor.

Miting anlarında vatandaşları meydandan soyutlayıp sadece miting alanının açılması bende hoş bir etki yaratmadı.

Onun dışında kim ne derse desin, artık Kocaeli’nin de bir kent meydanına kavuşacak olmasını iyi bir hizmet olarak değerlendiriyorum.

Bu da kentin kendi kimliğine kavuşması açısından önemli bir adım diye düşünüyorum.

Yoksa eleştiri bitmez!

En muazzam projeyi yaptığınızı zannettiğinizde bile hep daha iyisi vardır.

O yüzden icraata geçen her zaman kazançlı çıkar.

Burada da kazanan halk olsun diyor ve meydan projesinin şehrimize hayırlı olmasını diliyorum.

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları