Yağmur Adam ve En Güzel Dans

Sonunu bilemediğimiz, tahmin edemediğimiz kitaplar bence oldukça başarılı ve sıradan olmaktan uzak. Elimizdeki kitap da buna iyi bir örnek. Yağmurdan şikayet...

Sonunu bilemediğimiz, tahmin edemediğimiz kitaplar bence oldukça başarılı ve sıradan olmaktan uzak. Elimizdeki kitap da buna iyi bir örnek. Yağmurdan şikayet eden herkesin yanında küçük bir kız çocuğu beliriyor ve biz onun neden yağmuru sevdiğini kendi kişisel deneyimlerimizle tahmine girişiyoruz. Oysa onun bize, yani okura söylemek istediği çok daha farklı bir yaşamsal deneyimi var. Redhouse Kidz tarafından basımı yapılan kitabın yazarı Özge Bahar Sunar ve resimleyeni Uğur Altun. Çok güzel bir uyum içinde yazar ve çizer; bu da okuyucuyu bir kat daha besleyen bir şey.

Dışarıda, açık havada vakit geçiren insanlar hallerinden gayet memnunken aniden yağan yağmur ile kapalı mekanlara geçmek zorunda kalıyorlar ve bundan şikayetleniyorlar. Yağmur adam da onların bu hallerine bakıp küsüyor ve bir daha yağmama kararı alıyor. Epey sonra yanına yanaşan küçük kız çocuğu ile sohbete başlıyor ve kızın neden yağmuru beklediğini anlamaya çalışıyor. Küçük kız işitme engelli ve yağmurun altında, toprağı ve yağmuru hissederek dans etmeyi çok seviyor. Nasıl güzel bir an o an, sayfalardan çıkıp okuyucu olarak bizlere kadar ulaşıyor her sayfada. Belirli bir engeli olanların, diğer duyu organlarının geliştiği üzerine çokça yazı var. Daha geçtiğimiz hafta Helen Keller’ın yaşamını tekrar okudum ve bazı videolarına baktım. O videolardan birisinde kendisine okuma ve yazmayı öğreten ve hayatla bağını tekrar kurmasını sağlayan kadınla beraber onun söylediklerini nasıl anladığı anlatılıyordu. Elini kadının boğazına ve üst dudağına dokunduran Helen bu şekilde sesin titreşimlerini hissediyordu. Daha önce hiç görmediğim bir şeydi ve bence hayata bağlanmanın en muhteşem yollarından biriydi. Üzerine sevgili Özge’nin kitabı geldi. Kocaman kocaman sözlerle değil, küçük ama etkileyici cümlelerle bizlere yaşama bağlanmanın yollarını açıyordu bu kitabında. Yine bunu küçük kızın ağzından ve oldukça sade bir dil ile yapıyordu. Bence dilin sadeliği ve akıcılığı ile ayrıca dikkat çeken bir çalışma. Fazla söze, laf kalabalığına girmeden kızın hissettiğini anlatıyor yazar. Elbette bu anlara çizimleriyle eşlik eden Uğur Altun’u da unutmamak gerekiyor.

Çocuklar, genellikle, yağmurda dışarıda olmayı ve oynamayı çok seviyor. Bir gün camdan izlemiştim ve istisnasız 3-4 yaşlarındaki her çocuk küçük su birikintilerine basa basa gidiyordu yoldan. Yağmur adamı küstürmeden de hayatta yer almanın yolunu anlatıyorlar aslında bir başka yanıyla da yazar. Daha doğrusu hayattan keyif almak için engelimiz olmadığını anımsatıyor inceden inceye. Ya da başka bir ifade ile şikayetlenmenin bunca kolay olduğu dönemde elimizdekini dönüştürebilmenin güzelliğini fısıldıyor Yağmur adam ile. Bir Pazar günü okumasına ve hazır da yağmurlu havalardayken iyi gidecek bir kitap kısacası …

SON DAKİKA HABERLERİ

Saadet Sevinç Doğan Diğer Yazıları