Hürriyet’i rahat bıraktılar!
CHP İZMİT DANIŞMA KURULU: Açıkçası daha hararetli olmasını bekliyordum. CHP örgütüyle İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in arasının açık olduğunu...
CHP İZMİT DANIŞMA KURULU:
Açıkçası daha hararetli olmasını bekliyordum.
CHP örgütüyle İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’in arasının açık olduğunu düşünürsek;
Danışma kurulunda Hürriyet’e hesap sorulacağı akla geliyordu.
Ama öyle olmadı!
Rutin konuşmacılar haricinde Hürriyet’e laf eden, canını sıkan, haddini aşan kimse çıkmadı.
Herkes arkadan konuşuyor ama iş yüzüne konuşmaya gelince kimse cesaret edemiyor.
Bazısı cesaret edemediğinden bazısı da partiyi düşündüğünden konuşmuyor.
Sonuç olarak İzmit danışma meclisi Hürriyet odaklı, belediye odaklı geçmedi.
Sanki CHP’nin bir belediyesi yokmuş gibi bir hava hakimdi.
Aynı şekilde Hürriyet de çıkıp konuşma yapmayınca;
Örgüt ve belediye başkanı arasında herhangi bir polemik veya sataşma olmadı.
Başkan Hürriyet akıllı siyasetçi.
Çıkıp konuşsa örgüte ne anlatacaktı?
Sonuçta herkesi işe alamaz, öyle değil mi?
Bunu CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da söylüyor.
Başkanı CHP’liler rahat bıraksa daha verimli olur diyor.
İşte o danışma meclisinde partililer Hürriyet’i rahat bıraktı.
Kimse şikayet etmedi, kimse Hürriyet’e yüklenmedi.
Dışarıya aman aman malzeme verilmedi.
Belki bir birlik ve beraberlik havası yoktu ama çok zıtlaşmış, ayrışmış bir örgüt havası da hakim değildi.
Tipik CHP danışma toplantılarından biriydi.
Geri bildirimi olmayan, çıkarımlar yapılmayan, yapılmış olmak için yapılan…
----------------------------
SAĞLIKTAN ÖTE KÖY YOK!
Her şeyin başı sağlık diye boşuna dememişler.
Yaklaşık on gündür sebebini bilmediğimiz bir enfeksiyon ile savaş halindeydim.
Çok şükür artık iyiyim.
Bu süreçte her şeyimle tek tek ilgilenen Akademi Hastanesi Başhekimi, değerli köşe yazarımız DR. Erhan Uysal Hocam başta olmak üzere;
Hastanenin sahipleri, kıymetli dostlarım değerli Kırman Ailesine sonsuz teşekkürü bir borç bilirim.
İlimizde açılan ilk özel hastane olması sebebiyle Akademi Hastanesi’nin yeri bende apayrıdır.
Orada kendimi evimde gibi hissederim.
Fakat ona rağmen Akademi Hastanesi’nde daha bir tane açılmış kaydım olmamıştı.
Kendine çok dikkat eden, başı ağrısa soluğu hastanede alan biri değilimdir.
Hastaneye ancak sevgili arkadaşım İpek’i görmeye veya eşi dostu şifa bulmaya götürürdüm.
Ama ilk kez kendim için gitmek zorunda kaldım.
Haliyle şaşırdılar, önemli bir şey olmasa gelmeyeceğimi bildikleri için herkesi seferber ettiler.
Vallahi tüm organlarımla tanıştım sayelerinde.
Ve hamdolsun iyi bir tanışma oldu.
Bu meyanda yazılarıma ara verdim, haberlerden uzak kaldım.
Çok önemsememe rağmen AKP Karamürsel danışma ve CHP İzmit danışma toplantılarına dair izlenimlerimi yazamadım.
Yazamadığım daha pek çok konu var, bunlar başlangıç olsun.
Pazartesi günü inşallah daha enerjik olarak aranıza döneceğim.
Normalde kendimle alakalı bu tür şeylerden bahsetmeyi sevmem.
Ama “neden yazı yazmıyorsunuz, özledik” diye soran, mesaj atan, yorum yapanlara toplu cevap olsun dedim.
O sorular olmasa biraz daha bunalım takılabilirdim.
Şaka şaka…
Bende pes edecek, vazgeçecek, ortalığı müptezellere bırakacak göz var mı hiç?
Merak etmesinler…
Yokluğumda çoluğuma çocuğuma dil uzatanlara da verecek cevabım var elbette.
Hele bir kendime geleyim.
Haftaya görüşmek dileğiyle, sağlıcakla kalın…
YAKIŞTI MI BAŞKAN?
AKP’nin danışma meclisleri arasında Karamürsel’i ayrıca merak ediyordum.
Çünkü Başkan İsmail Yıldırım’da adını koyamadığım bir farklılık var.
Her an bir atraksiyon yapacakmış gibi…
Bizim işimiz takip etmek!
İsmail Yıldırım’ı da takip ederiz, diğer siyasetçileri de…
*
Yıldırım AKP’ye sonradan dahil olan bir isim olunca;
Başkanlıkta dördüncü dönemini tamamlayınca;
Yaşı da daha genç olunca;
Siyaseti yaşam biçimi haline getirince;
İnsan ister istemez “Yıldırım acaba önümüzdeki dönem ne yapacak” diye sormadan edemiyor.
Geçenlerde bununla ilgili muhabirimiz Merve Dişli “YILDIRIM’IN HAVASI ÇABUK SÖNDÜ” başlığıyla bir haber kaleme aldı.
Haberimizde diyoruz ki;
Özellikle ilk başlarda büyükşehir belediye meclislerinde yaptığı çıkışlarla kendini göstermeye çalışan;
CHP Grup Başkan Vekili Engin Taşdemir’e kitapçık dahi fırlatan o İsmail Yıldırım nerede?
Büyükşehir meclisinde hiç söz almıyor, söz almadığı gibi “Bitse de gitsek” modunda arka sıralarda tek başına takılıyor.
*
Diğer taraftan AKP’nin danışma kurulu toplantılarına hangi ilçe olursa olsun belediye başkanları fırsat buldukça katılım sağlarken;
İsmail Yıldırım hiçbirine gitmedi.
Kendi ilçesi olmasa ona da gitmeyecek gibi bir izlenim verdi.
Durum buyken bizler gazeteci olarak sorarız!
Bir gazla yeni döneme giren İsmail Yıldırım ne oldu da vites düşürdü, deriz!
Bunu öyle durduk yere söylemeyiz.
İsmail Yıldırım’ın geçmişini önümüze katarak yorumlarız.
*
Kusura bakmasın ama daha iyi anlaması açısından bu cümleyi kurmak zorundayım.
“Siyasette bir kere satan hep satar” diye bir söz vardır. (Buradaki ‘satma’ sözcüğü mecazidir)
İsmail Yıldırım Demokrat Parti’nin yıldızı söndüğünde, o partiye verilen oylarla başkan seçilmesine rağmen;
Yeni yükselen yıldız olan AKP’ye nasıl geçtiyse,
Geçmeden önce adı bir o partiyle bir bu partiyle anılınca;
Ve rotayı güçlüden yana çevirince;
Şimdi de ivmesi hızla aşağı doğru evrilen AKP’den de başka bir partiye geçmeyeceğinin garantisi yok!
Üstelik kendine göre haklı sebepleri de var.
En basitinden AKP’deki 3 dönem kuralı…
Yıldırım, başkanlıkta dördüncü dönemini tamamlıyor.
Yaşı genç olsa da siyaseten yıpranmışlığı var.
Bunu son seçimde muhalefetle arasındaki oy farkından da anlayabiliriz.
Böyle bir iklimde AKP Yıldırım’ı kaybetmemek için ne diye çaba göstersin ki?
Zaten kimsenin de Yıldırım’a sen altı okkasın dediği falan da yok!
*
Tüm bunları alt alta üst üste koyduğumuzda İsmail Yıldırım ile alakalı ortaya bir haber çıktı ve muhabirimiz bu haberi toparlayıp yayına verdi.
Ama bizim başkan o haberimize öyle içerlemiş ki, Karamürsel Danışma Kurulu toplantısında kürsüye çıktığında
Muhabirimiz salonda işini yaparken onu hedef alan sözler söylemiş.
Doğrusu İsmail Yıldırım gibi yol yordam bilen, bugüne kadarki başarısını insan ilişkilerine borçlu olan bir belediye başkanına hiç yakıştıramadım.
Şık değil, etik değil, hoş değil.
Elbette yazılan eleştirilere tek tek cevap verebilirdi.
Sonradan dahil olduğu “Davaya” sadakatinden bahsedebilirdi.
“Reis aşkının” koltuk aşkından önde geldiğini anlatabilirdi.
Ama kalkıpta “Bir gazeteci kızımız var, canı sıkıldıkça beni yazar” şeklinde, muhabirimizi salondaki partililere hedef gösterecek basitlikte bir konuşma yapmazdı.
Hoş, kimse Yıldırım’ın gazıyla muhabirimize bir saygısızlıkta bulunmamış.
Ama yine de bunca tecrübesine rağmen yaptığı hiç yakışık alan bir şey değildi.
Galiba bugünlerde fazla gergin.
Gergin olduğunu biz görüyorduk, bu da malumun ilanı oldu.
Eleştiriye hoşgörüyle yaklaşan başkan gitmiş, yerine agresif bir insan gelmiş.
Ne diyelim, Allah yolunu açık etsin.
Hatta öyle açık etsin ki, bütün yollar İsmail Yıldırım’a çıksın(!)
Bizim kendisiyle bir davamız yok, olmaz da…
------------------------------