Sanal Zombi Anneannem
Tudem Yayınları tarafından basımı yapılan “Sen de Oku” serisini seviyoruz ve bu seriden pek çok kitap okuduk. Bu sefer ki kitabın yazarı Güzin Öztürk....
Tudem Yayınları tarafından basımı yapılan “Sen de Oku” serisini seviyoruz ve bu seriden pek çok kitap okuduk. Bu sefer ki kitabın yazarı Güzin Öztürk. Resimler de Cemre Arslan’a ait. Bağımlılık kavramını torun ve anneanne etrafından dolaşarak anlatan yazar, hepimizi hikayenin içine alıyor. Çağımızın artık vazgeçilmezi internet, dolayısıyla aslında bu alandaki sıkıntılar oldukça ciddi. Daha da ötesi bağımlılık türlerinin paralel şekilde değişebildiği de açıklanıyor işin uzmanlarınca. Yani bir konudaki bağımlılık durumunuz sizi diğerlerine de potansiyel hale getiriyor. Bu nedenle ciddiye alınması gereken bir konu aslında Güzin Öztürk’ün mizahla ele aldığı konu.
Pandemi koşulları hepimizi evlerimize ve zorunlu olarak ekranların karşısına kilitledi. Eğitim, sağlık, alışveriş ve diğer tüm alanlarla “araçsal” olarak kullanıldığında hayatımızı kolaylaştıran bir şey. Ancak maalesef ekran bağımlılığı diye bir kavram da hiç olmadığı kadar konuşulur oldu. Yazarımız galiba bu konuda çocuklara ve bizlere ayna tutuyor. Örneğin ben bu kitabı kızımın odasında okurken telefon yanımdaydı. Aniden dönüp “Kızım bu telefonu alıp araya koyar mısın? Çaldığında nasıl olsa duyarız” dedim. Galiba ayrılmaz bir parçamız gibi eve girdiğimizde bile hangi odaya gitsek bizimle geldiğini anımsadım o an. Kısacası farkında olmadan hepimiz onunla yaşamaya çok alışıyoruz ve aniden bağımlı olma olasılığımız çok yüksek. Tıpkı torununa bakmak için gelen Lülü’nün evdeki hiçbir şeyi görmeyip, elindekine odaklanması gibi. Öyle ki yemeği unutuyor, eve giren hırsızı bile farketmiyorlar ve aslında büyük tehlikeler atlatıyorlar. Torun da, o ana kadar kendisinin farkında değil ama anneanneyi görmek ve onunla vakit geçirmek onun da kendisini aynada görmesini sağlıyor.
Yazar, sadece torunu değil, bizi de kendimize getiriyor. Farkında olmadan elimizden kayıp gidenlerin değerini anlamamızı sağlıyor. Anneanneler genelde özeldir ve onunla geçirilen zaman kıymetlidir. Bu kitaptaki torun o kıymetli zamanı geri isterken, bizlerin de okur olarak hayatlarımıza sahip çıkmamızı söylüyor aslında inceden inceye. Bunu yaparken de mizah en güzel araç oluyor yazar için. Kurgusu, sade dili ve konusuyla bence oldukça iyi bir kitap elimizdeki. On yaşındaki torun ve yetmiş beş yaşındaki anneannenin internet oyunlarına kapıldığı bu macera dolu günü siz de merak ediyorsanız hiç kaçırmayın derim….