Gökyüzünün Rengi

Bu kitabın yazarını, niyetini, kalemini ve sözcüklerini çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de kullanmasını çok seviyor ve değerli buluyorum. Daha...

Bu kitabın yazarını, niyetini, kalemini ve sözcüklerini çocuklar için olduğu kadar yetişkinler için de kullanmasını çok seviyor ve değerli buluyorum. Daha önce diğer kitapları ile ilgili de yazmıştım. Gökyüzünün Rengi de yine keyifle okuduğumuz, okurken düşündüğümüz ve bize “başka türlüsü de mümkün” dedirten bir kitap. Ezberin tam karşısında, farklı ve yeni olana yol açan bir yanı var aynı zamanda. Peter H.Reynolds bence çocuk edebiyatı alanında; düşünce, felsefe ve daha pek çok kavram için anahtar isimlerden. Altın Kitaplar Yayınevi tarafından basımı yapılan kitabın çevirmeni Oya Alpar.

Marisol adlı karakter sayesinde hayatı sorgulamaya başlıyoruz okur olarak. Nasıl da özenli ve güzel bir telaş. Bu küçük kız resim yapmayı çok seviyor ve bu sevgisine okur olarak bizleri de dahil ediyor. Yazanı ve resimleyeni aynı olan kitaplardan birisi elimdeki. Dolayısıyla çok daha şanslıyız okur olarak. Çünkü söz ve resim birlikteliği ustalıkla veriliyor. Arada durup resimleri incelerken yakalıyorum kendimi. Çocuklar için yazılmış bir kitap ile tüm klasik öğretiler nasıl tersine çevrilir, işte bunu görüyoruz her sayfada. Eleştirel düşünme becerisi de eklenebilir buna elbette. Ama öyle kocaman kocaman sözlerle değil, sadece ana karakter Marisol’un resim yapma isteğiyle ulaşıyoruz bunlara. İşte, bence küçük sözlerle kocaman etki bırakmak böyle bir şey ve yazar sahiden bu konuda çok iyi.

Sadece çocuklar değil, bence daha çok büyüklerin okuması gereken bir kitap. Yazarın belki de tüm kitapları için bunu söylemek mümkün. Bize unuttuğumuz şeyleri hatırlatıyor çünkü. O sosyalleşme denilen süreçte bazen kalıp yargılara girdiğimiz gerçeğini gösteriyor usulca. Sonra oralardan geri dönüldüğünde nasıl da güzel şeyler görüp yaşayacağımızı fısıldıyor. Gökyüzünü maviye boyamak isteyen ama o rengi elinde olmadığı için bir karmaşaya ve sorgulamaya düşen Marisol, gökyüzüne daha yakından bakınca çok fazla renk görüyor ve sonunda onun sadece maviden oluşmadığını anlıyor. Bu kısmı okurken ben de resim yaparken otomatik olarak maviye kaydığımı düşündüm. Eminim pek çok kişi de öyledir. Ama Marisol gibi biz de biliyoruz ki aslında bir çok renk var gökyüzünde ve bunlarla çok daha güzel görüntüler çıkıyor ortaya. Okullarındaki duvarda yer alan resim kısmında gökyüzünü işte bu güzelliklerle dolduran Marisol hem görsel bir şölen sunuyor okura, hem de yukarıda da değindiğim gibi pek çok olumlu düşünce bırakıyor bizlere. Sade dili, kurgusu, çocuğun göz hizasından kurulan cümleleri ile bence çok ama çok iyi bir kitap var elimde. En son kısımda yazar şöyle bir not düşmüş: “Bana gökyüzünü boyarken mavi rengi kullanmayı yasaklayan ve böylece düşünme yeteneğimi geliştirmeyi öğreten Aldo Servino’ya…” İşte çocukluk tam da böyle bir şey. Bıraktığınız iz size yıllar sonra geri dönüyor. Umalım da o izler hep iyiden yana olsun ve güzel şeylere vesile olsun.

SON DAKİKA HABERLERİ

Saadet Sevinç Doğan Diğer Yazıları