BUNDAN İYİSİ ŞAM’DA KAYISI…

Adamı mülteci düşmanı ilan ettiler.

Faşist dediler.

Irkçılık yapmakla suçladılar.

Ama bu suçlamaların hiçbiri Tanju Özcan’ın umurunda bile değil.

Çünkü işin şirazesi kaçtı.

Sınırlarımız maşallah elek gibi oldu.

Sokakta, çarşıda, AVM’lerde orda burda her ırktan insan görmekten bıktık.

Şahsen bunun adının ırkçılık olduğunu da düşünmüyorum.

Kaldı ki ekonomimiz daha fazla sığınmacıya bakamayacak kadar kötü durumda.

Halimiz ortada…

Dolar ve Euro durdurulamıyor.

Birilerinin bu işe artık dur demesi gerekiyor.

*

Tamam, savaş halinde Suriyeli mültecilere kapılarımızı açarak, onları ülkemizde barındırarak kardeşliğimizi gösterdik, eyvallah!

İyi de misafirlik dediğin bir yerde biter, öyle değil mi?

Bayramda git, seyranda al bavulu gel, olmuyor.

Ayrıca mültecilik işi sadece Suriyelilerle sınırlı kalsa neyse.

Bir de başımıza Afganlılar çıktı.

Daha birkaç ay önce 17 yaşındaki gencecik kızın başını taşla ezen Afganlıyı unuttuk mu?

Önceki gün toprağa verildi gül gibi evladımız.

Artık kimin ne olduğu, hangi köşe başından neyin çıkacağı belli değil.

*

Bu işin kontrol altına alınması şart!

Bedava sirke baldan tatlıdır misali, Türkiye’de beleş yaşamın tadını alan gitmiyor.

Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan da kendine göre buna önlem alıyor.

Madem Türkiye’de yaşamayı seçiyorsun, o zaman benim vatandaşımdan daha öncelikli haklara sahip olamazsın diyor.

Ve bunu Anayasanın ilgili maddesine dayandırıyor.

*

Yabancı uyruklulara burada yaşamanın cazip olmadığını anlatmanın bir yolu olarak suyun metreküpünü 2.5 dolar yapıyor.

Mülteciler yabancı uyruklularla evlenmek için başvurduğunda 100 bin lira nikah kıyma bedeli istiyor.

Ve bu kararı belediye meclisinde onaylatıyor.

Millet ittifakı karara tam destek verirken, mültecilere bayılıyormuş gibi gözüken ama aslında en fazla şikayet kendilerinden gelen cumhur ittifakı temsilcileri ret ediyor.

Bolu Belediyesinde üstünlüğü bulunan millet ittifakının oylarıyla teklif kabul ediliyor.

Bunu üzerine HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, Tanju Özcan’ı faşist olmakla, ırkçılık yapmakla suçluyor.

Kılıçdaroğlu’ndan Tanju Özcan’ı görevden almasını, partiden atmasını istiyor.

HDP’li belediyelere kayyum atanınca ayağına basmış gibi bas bas bağıran HDP’liler,

Kendilerine yapılmasını istemediklerini Tanju Özcan’a yapılsın istiyor.

*

Tanju Özcan bu, durur mu; anında cevabı yapıştırıyor ve şöyle diyor:

*

“Asıl ırkçı sensin, asıl faşist sensin. Ben Türk Milleti’nin mensubuyum. Türk Milleti derken de etnik köken üzerinden konuşmuyorum.

Bu ülkede etnik kökeni farklı insanlar var. Etnik köken şereftir.

Ben Manav’ım etnik olarak. Ama insanların bir de üst kimliği olur. Türkiye’deki üst kimliği, Türk Milleti tanımıdır.

İşte bu Gergerlioğlu gibi adamların derdi de bu milleti dağıtmak, bölmek, parçalamak.

Gergerlioğlu gibi ırkçı-faşist, terör sevicilerin bu sözlerini nefretle kınıyorum.”

*

Tanju Özcan Suriyeli mültecilere ilginç bir tavsiyede bulunmayı da ihmal etmiyor:

"Biz ırkçılık yapmıyoruz. Faşist asla değiliz.

Ben Türk milletinin menfaatlerini korumaya söz vermiş bir kişiyim. Seçilmiş bir insanım. Yabancı sığınmacı kardeşlerimiz bundan rahatsız oldular mı?

Eğer oldularsa Şam’da su daha ucuz. Buyursunlar.

Nikah ücretleri de Şam’da ucuz. Şam belediyesi nikah da kıymıyor.

Orada hocalar kıyıyor. Hocanın cebine ne sıkıştırırsan onu alıyor.

Dolayısıyla illa Bolu’da evlenmek zorunda değiller"

*

Sözlerinin kendini bağladığını, seçildikten sonra CHP rozetini çıkardığını söyleyen Tanju Bey, farklı bir belediye başkanı olduğunu bir kez daha göstermiş oldu.

Her an her konuda radikal kararlar, beklenmedik hamleler yapabiliyor.

Bu da demokrasinin bir başka güzel yanlarından biri olsa gerek!

Tanju Özcan faşist mi değil mi, ırkçı mı yoksa Milliyetçi mi,

Halk, bunun faturasını ilerleyen zamanlarda kesecektir.

Ancak Tanju Özcan’ın cesaretini de takdir etmek gerek…

Kimse kendi evinde, hatta binasında ve sokağında mülteci istemezken bunu sesli söylemek her baba yiğidin harcı değil!