HA CENGİZ HA TÜRKKAN!

Lütfü Türkkan; Göçmen kökenli vatandaşlara “Ezik” diyen AKP Yalova Milletvekili Meliha Akyol’a “Seni saçlarından aşağı alırım” şeklindeki kontrolsüz...

Lütfü Türkkan;

Göçmen kökenli vatandaşlara “Ezik” diyen AKP Yalova Milletvekili Meliha Akyol’a

“Seni saçlarından aşağı alırım” şeklindeki kontrolsüz sözleriyle haklıyken haksız konuma düştüğü yetmezmiş gibi

Kadına şiddet yönlendirmesi yaptığı için tepki gören bir isim.

Sosyal medya paylaşımlarıyla sürekli yeni gaflar yaparak kendini gülünç duruma düşüren bir isim

Milyonlarla oynarken, Dilovası’nda kaçak inşa ettiği çiftliği ısrarla meşrulaştırmaya çalışan bir isim

O kaçak çiftliğin yıkımını haber yapmak isteyen gazetecinin, yardımcıları tarafından tekme tokat dövülmesine ses çıkarmayan bir isim

Ziraat Bankası’ndan aldığı 36 milyon dolar krediyi buharlaştırdığı söylemlerine cevap vermekten kaçınan bir isim

Giresunlular Derneğini ziyareti sırasında dernek başkanı geç kaldı diye Giresunluları aşağılayan bir isim.

Saymakla bitmeyecek gaflarına her gün yenisini ekleyen bir isim.

Ama vatanı için canını veren şehitlerimizin hatırasına saygısızlığı bugüne kadar yaptıklarının üzerine mum dikmiş bir isim.

*

Siyasi yaşamı yanlışlarla ve hatalarla dolu bir ismi Meral Akşener daha ne kadar taşıyacak, doğrusu merak ediyorum.

Lütfü Türkkan pimi çekilmiş bomba gibi.

Her an her yerde patlayabilir, nitekim öyle de oldu.

Evet, Meral Hanıma çok sadık.

Evet, İyi Parti’yi kısmen finanse ediyor.

İyi güzel de adam durmuyor, durulmuyor.

Bir kere öfke kontrolü yok.

Bunun yanı sıra artistliği seviyor, odak noktası olmaktan haz duyuyor.

Güçlü ekonomisinin ona verdiği özgüven ile millete üstten bakıyor.

Siyasete yakışmıyor.

Çünkü siyaset Lütfü Türkkan’ın zannettiği gibi bir iş değil.

O, siyasete sadece makam mevki, etiket olarak bakıyor.

Olayda da görüldüğü üzere insan psikolojisinden, ülkenin sosyolojisinden anlamıyor.

O seviyeye inemiyor.

İnemediğini bir örnekle anlatayım size ki kastımı daha iyi anlayın.

*

Geçenlerde sosyal medyada gördüm.

Lütfü Türkkan’ın basın danışmanı Tuğrul Eraç, Dilovası ilçe başkanıyla birlikte muhtarları gezmiş.

Muhtarlardan ilçenin sorunları hakkında bilgi almış.

Görünce inanamadım.

Bugüne kadar hangi milletvekili teşkilat başkanını danışmanının emrine verdi?

Böyle bir üstten bakış olabilir mi?

Muhtarın ayağına gitmeyi kendine zül gören bir vekil olur mu?

Bu sadece bana mı garip geldi, bilemiyorum.

Bir alaka kuramadım.

Ben ilçe başkanının yerinde olsam o danışmanla sokağa adım atmazdım.

Ama Türkkan elit siyasetçi (!)

Önüne gelenle muhatap falan olamaz!

*

Konumuz bu değil evet.

Ancak Lütfü Türkkan’ı daha iyi anlayın diye yazıyorum.

Az evvel dediğim gibi, bugün olmasa yarın, yarın olmasa bir gün mutlaka büyük bir hata yapacaktı.

Duyunca hiç şaşırmayanlar grubundayım.

Bana kalırsa Şanbaz Yıldız da duyunca şaşırmayanlar grubundadır.

Çünkü öteden beri Türkkan ile pek anlaşamadığı bilinir.

Onların tek ortak noktası, Meral Akşener.

Fakat kriz anında Şanbaz Yıldız -siyasi- bakışla Türkkan’ın yanında durdu.

*

Peki bundan sonra ne olacak?

İyi Parti daha ne kadar sessiz kalacak?

Türkkan’ın Grup Başkan Vekilliğinden alınmış olması bu durumu kurtarmaya yeter mi?

Bu olaydan sonra Lütfü Türkkan siyasi hayatını kendi elleriyle bitirdi.

İşin garibi, sürekli skandal bir olayla gündeme geldiği için kimse bu duruma şaşırmadı.

Türkkan’ın bir yerde duvara fena toslayacağı çok açıktı.

Yani kaza geliyorum diyordu ve geldi.

Bu noktadan sonra İyi Parti’nin net tavır alması gerekiyordu ama almadı.

Onun yerine ikircikli tavırlarla tepki çekmeyi seçtiler.

İyi Parti’nin yükselen ivmesine zarar verme pahasına Türkkan’ı korumaya aldılar.

*

Mesela İyi Parti İl Başkanı Şanbaz Yıldız, gazetemize yaptığı açıklamada olay anında orada bulunmasına rağmen kısaca “Görmedim, duymadım, üzüldük” deyip olayı geçiştirdi.

Ama parti içerisindeki mesajında ise, herhangi bir küfrün söz konusu olmadığı,

A Haber’in orada bilinçli olarak bulunduğunu ve kameraya çektiğini söyledi.

Yıldız’ın “ küfür söz konusu değil” söylemini ise Türkkan yayımladığı özür mesajıyla kabul ederek çürüttü.

Devamında da Şanbaz Bey, Türkkan’ı siyasi nezaketinden dolayı tebrik etti.

Çok ama çok sakil duran bir yaklaşım sergiledi.

*

Bu tür krizlerde öyle kenarından dolaşarak kriz yönetilmez.

Kriz denilen şey, radikal hamlelerle çözüme kavuşur.

Bana göre bu olayda il başkanlığı sınıfta kalmıştır.

Aynı şekilde İyi Parti genel merkezinin de tutumu farklı değil.

Zaman geçtikçe, suskunluklarını korudukça itibar kaybediyorlar.

Toplumun vicdanını kanatan konularda anında kararlılık göstermek gerekirken;

Süreci soğumaya bırakmaları akıl alır gibi değil.

Türkkan’ın yaptığının hiçbir şekilde izahı yoktur.

Ve bunun karşılığı Grup Başkan Vekilliğinden alınması değildir.

*

Sebep ne olursa olsun, şehit yakınına bacısı üzerinden küfreden bir Milletvekili pek çok insanın nazarında yok hükmündedir!

Hepimizin evladı var.

Şehitlik çok onurlu bir mertebe diye anılır.

O mertebenin ne zor bir şey olduğunu şehit yakınlarına sorun bir de!

Bakalım o kadar kolay mıymış, ödenen bedelin acısı hiç geçiyor muymuş!

Lütfü Türkkan pervasızlığıyla şehitlerimizin kemiklerini sızlatmıştır.

Bu olay milliyetçi ve ulusalcı çizgide duran İyi Parti’ye büyük zarar vermiştir.

*

Bazı İyi Partililer yorumlarda bize diyor ki;

Bu ülke beşli çete diye anılan müteahhitlerden az küfür yemedi, o zaman neredeydiniz, diyor.

Kendi adımıza söyleyeyim; Mehmet Cengiz’in ettiği o küfürleri sayfa sayfa haber yapan da,

Olayı hiç unutturmayan da bizdik.

Hatta Cengiz İnşaat’tan iş alan millet ittifakçıların takibi sürdüren de biziz.

O konuda asla tavizimiz olamaz.

Ama Cengiz gibilerin her yerde olduğunu ve onlara gereken cezanın verilmesi gerektiğini söylememek objektiflik değil.

Onu bunu bilmem!

İktidara yürüyen bir partinin ikinci adamı sıfatındaki kişinin bu yaptığı yanına kar kalmamalı!

Cengiz’den ondan bundan farkı olmayacaksa, önüne gelen bu millete istediği gibi küfredecekse neyleyelim Lütfü’yü…

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları