Küçük Bir Sorunum Var Dedi Ayı
Daha önce Komşu Teyze kitabını okumuş ve çok sevmiştik Heinz Janish’in. Şimdi de elimdeki kitap için aynı şeyi düşünüyorum. Ustalıkla ve incelikle...
Daha önce Komşu Teyze kitabını okumuş ve çok sevmiştik Heinz Janish’in. Şimdi de elimdeki kitap için aynı şeyi düşünüyorum. Ustalıkla ve incelikle oluşturulmuş bir kitap “Küçük Bir Sorunum Var Dedi Küçük Ayı.” Galiba yazarın diğer kitaplarını da bulup okuyacağız. Ayrı bir tad ve bakış açısı sahiden okuyan ve izleyene. Silke Leffler’in çizimlerini de elbette atlamıyorum. Çizimler de yazıyı tamamlıyor ve anlatılmak istenende yazar kadar rol kapıyor. Resimli kitapların güzel olan yanı da bu birlikteliği yakalayabilmek. Yapı Kredi Yayınları tarafından basımı yapılan kitabın çevirmeni ise Gaye Yeşim Sezer.
Çocuk edebiyatını neden sevdiğimi bir kez daha anladım bu kitapla. Sayfalarca anlatılacak şeyi az ama öz sözler ve çizimlerle önümüze koyuyor çünkü. Örneğin elimdeki kitabı okurken iyi niyetli olmanın birini anlamak için yeterli olmadığını anladım bir kez daha. Bana anımsattığı şey oldukça önemliydi. Ayının bir sorunu var ama karşısına çıkan herkes kendi kültürel ve mesleki deneyiminden yola çıkıp yorum yapıyor ve dinlemeden kendince reçeteler çıkarıyor ayıya. Bazen hepimiz aynı hatalara düşebiliyoruz. Ama sanırım yaş aldıkça kişiye en iyi gelen şeyin kendi sesini dinlemek olduğunu anlıyor insan. Buna ilave olarak o sesi dinlerken karşısında kendisine sorularıyla yardımcı olan ve kendi cevabını bulan birisi varsa bir kat daha şanslı oluyor kişi. Bu kitap bu kadar önemli bir konuyu bize öylesine içtenlikle ve görsel zenginlikle sunuyor ki, sahiden her yetişkinin alıp okuması gerekenlerden. Galiba hem yetişkin olarak, hem de çocuklarla olan iletişimimizde çoğumuz ayıya yardımcı olamayan genel çoğunluk gibi davranıyoruz. Daha dinlemeden, anlamadan, aynının kendisini anlamasını ve ifade etmesine fırsat vermeden çözüm bulmak adı altında yanlışa düşüyoruz. Neyse ki bizim sevimli ayımız sonunda kendisini dinleyen bir sinek sayesinde rahatlıyor ve okur olarak bizleri de rahatlatıyor.
Kitabı maaile okuyoruz genelde. Bu zamanı da çok kıymetli buluyorum. Tüm ailenin bir kitap etrafında toplanması hayattan koparılan en güzel zamanlar. Bu, çocuk edebiyatı etrafında olunca da ayrıca keyifli bir zaman dilimi oluyor bize. Yaş aralıklarımız farklı olsa da en küçüğümüzü baz alıp genelde resimli kitaplardan seçiyoruz bu zamanı. Bence bu kitapların da yaş sınırı yok. Çünkü her metnin, her kitabın, her görselin her birimizdeki çağrışımları farklı ve güzel olan da bu. Sadece şunu belirtmek istiyorum; ben bazen kitaba kendimi kaptırıp yorum yapabiliyorum bu zamanlarda. Bu kitap için de aynısı oldu. Aniden “Yav sus bir dinle, ne olur yani dinlesen, yeter artık” dedim ayıyı dinlemeyen bilmem kaçıncı kişide. Yorumlarıma biraz daha dikkat edip sohbet çerçevesini ufaklıklara bırakırsam daha iyi olacak galiba diyerek sonlandırıyorum bu güzel yazarın kitabını.