Alkışlar Yıldızlı’ya… “HESAP VERMEKTEN KAÇMAM”

AKP’nin teşkilatla sürekli istişare halinde olduğunu, teşkilatları dinamik tuttuklarını yazmıştım. Şu günlerde mahalle başkanları ile toplantılar...

AKP’nin teşkilatla sürekli istişare halinde olduğunu, teşkilatları dinamik tuttuklarını yazmıştım.

Şu günlerde mahalle başkanları ile toplantılar yapıyorlar.

Ki, siyasette bu çok önemli ve değerlidir.

Eğer partiniz başarılı olsun istiyorsanız bunun yolu kolektif çalışmadan geçer.

AKP’nin yaptığı da bu. Mahalleleri ilmek ilmek işliyorlar.

Diğer yandan AKP’de söz sahibi kim varsa; buna milletvekilleri, büyükşehir belediye başkanı, ilçe belediye başkanları dahil olmak üzere;

Ara ara buluşup strateji toplantıları düzenliyorlar.

Yetmiyor, şimdi de il danışma meclisini topluyorlar.

Siyasetin bu akılcı yöntemini kullanan AKP’ye karşın, iktidar şarkıları söylemeye başlayan CHP’ye dönüp baktık ve ortada bir şey göremedik.

Harun Yıldızlı başkanlığındaki CHP ne il ne ilçelerde danışma kurullarını toplamadı.

*

Konuya dair düşüncelerimi bundan önceki yazımda dile getirmiştim.

CHP, Danışma Kurulundan kaçıyor demiştim.

İşte, o yazım üzerine bugün CHP İl Başkanı Harun Yıldızlı aradı.

Açıkçası arama ihtiyacı hissetmesine ve arama nezaketinde bulunmasına şaşırdım.

Çünkü Harun Yıldızlı’yı yeteri kadar tanıdık.

Eleştiriden pek hoşlanmıyor.

Duygularıyla siyaset yapıyor.

Basını kendi ölçeğinde kategorize ediyor.

Kimin ne haltlar yaptığını(!) bildiğini iddia ederek medyayı kafasında ona göre konumlandırıyor.

Haliyle bizim kategorimiz belli!

Sürekli kendisinin sistematik olarak eleştirildiğini belki de bunun kasıtlı olduğunu düşünüyor.

Oysa hiç ilgisi yok!

Aslında CHP ile ilgili yazdıklarımızı derinlemesine düşünce, iyi anlasa, yazılanların akıllı bir siyasetçi için mesaj-uyarı niteliğinde olduğunu görür.

Bu sadece Yıldızlı için değil, herkes için geçerli.

Eleştiriye tahammülsüzlük bir siyasetçinin yakalanabileceği en kötü hastalıktır.

Ama Yıldızlı son hamlesiyle bu yönünü de törpülemeye başlamış gibiydi.

Gayet heyecanlı ve pozitif aldım sesini.

Güzel bir noktaya değindiğimi ifade ederek söze başladı ve şunları söyledi:

*

“Çalışmalarımızda eksikler olabilir. Dört dörtlük olduğumuzu iddia etmem.

Ama inanın özveriyle uğraşıyorum.

Danışma kurulu toplantıları yapılmadı doğru diyorsunuz.

Ancak bu benim inisiyatifimde olan bir şey değil.

Elbette danışma kurulu toplantıları yapılmalı.

Bunun için örgütlerden sorumlu genel başkan yardımcısının talimat vermesi gerekiyor.

Bize bu yönde bir talimat gelmiş değil.

Ama bunun gerçekleşmesi için ben elimden geleni yapacağım.

Derince’de dayanışma yapılıyorsa, diğer ilçelerde de yapmalısın.

Derince’deki önceden belirlenmiş bir şeydi, iptal etmedik.

Kim danışma kurulundan kaçıyor kim kaçmıyor bilmem ama ben kaçmam!

Bilakis partimiz için çok faydalı olduğunu düşünüyorum.

Ben hesap vermekten korkmam!

Ticarette de siyasette de hesap verebilir konumda olmak isterim.

Benim alnım ak, başım dik”

*

Evet, Harun Başkanın sözleri böyleydi.

Danışma kurulu toplantılarının yapılmamasını genel merkeze bağladı.

Sanırım bununla ilgili bir takvim belirlenmesi gerekiyor.

Başkan Yıldızlı’nın üstüne basa basa “Ticarette ve siyasette hesap verebilir konumda olmayı isterim” şeklindeki sözleri ise

Ayrıca dikkatimi çekti.

Zira göreve geldiği günden bu yana hakkında bazı iddialar ortaya atıldı.

Yeğeni Berkay Yıldızlı’nın İzmit Belediyesi’nden doğrudan teminle iş alması konusu ise hayli başını ağrıtmıştı.

Ticaret yaparken CHP İl Başkanı gibi davranmadığı, etiğe bakmadığı konuşuldu.

Bu konuşulanlar nedir ne değildir, Yıldızlı hiç açıklama yapmadı.

Şayet danışma kurulları toplansaydı bu alanlar kendini ifade etmek için iyi bir fırsat olacaktı.

“Ticarette hesap veremeyeceğim bir şey yok” deme ihtiyacı duyması da sanırım bundan kaynaklıydı.

İnşallah öyledir. Kendisi çok inanmasa da bunun aksini ben de hiç istemem.

En nihayetinde uzunca yıllar CHP’ye emek vermiş biri olarak,

İl başkanı pozisyonundaki birinin üstünde en ufak bir şaibe bulunmamasını yürekten isterim.

Bu işler sakat işler.

Bu işler arızalı işler.

O yüzden Harun Yıldızlı’nın o sözlerini çok değerli bulduğumu söylemeliyim.

İnşallah dediği gibidir ve inşallah tersi bir durum olmaz.

Olursa da artık kusura bakmayacak!

Çünkü biz her şeyden önce gazeteciyiz.

Basının değil ama bir il başkanının ne halt ettiği (yalanlamadığına göre bu onun tabiridir) kamuoyu için önemli bir haberdir.

O üzülür bu gücenir diye bakamayız!

------------------

KÜÇÜK ORTAKLIK YETMEYECEK!

MHP İzmit İlçe Başkanı Kemal Okur ve yönetimi bugün basın turu yaptı.

Gazetemizi ziyaret eden genç başkan ve ekibiyle uzun sayılabilecek sohbet gerçekleştirdik.

Başkan Okur’a da söyledim.

Bu şehirde önceden neredeyse bütün partilerin ilçe başkanlarını tanır ve bilirdik.

Ama son yıllarda kent siyaseti il başkanları düzeyinde yol alıyor.

Bir-iki istisna dışında ilçe başkanları var mı yok mu belli değil.

MHP’nin İzmit ilçe başkanı da keza öyleydi.

Aydın Ünlü dışında kimse topa girmez-giremezdi.

Yunus Emre Kurt’un göreve gelmesiyle beraber MHP’ye adeta can geldi.

Kentte varlıklarını hissettirmek adına hayli uğraş halindeler.

Bu varlığı sadece muhalefet partilerine değil de AKP’ye karşı da hissettirmek istiyorlar gibi geliyor bana.

Küçük ortaklıkla yetinen değil, Türkiye’de oyun kuran parti konumunda olduklarını göstermek istiyorlar.

Şimdiye kadar Aydın Ünlü’nün al gülüm ver gülüm, şeklinde sürdürdüğü politikanın aksine;

MHP’nin büyük bir çatı olduğunu, bunu AKP’nin iyi okuması gerektiğini düşünüyorlar.

Bu konuda Kemal Okur ile bir şey konuşmadık.

Sadece edindiğim izlenimleri ifade etmeye çalışıyorum.

Yeni dönemdeki MHP’ye bakın, bunu çok rahat anlarsınız.

Yunus Emre Kurt ile birlikte MHP teşkilatına özgüven geldiğini, ezberlerin bozulduğunu anlarsınız.

Kurt ve ekibi çok başka bir siyaset anlayışı güdüyor.

Neredeyse ekibinin çoğunu kendi gibi Ülkü Ocaklarında yetişmiş adamlardan oluşturuyor.

Kemal Okur da onlardan biri.

Çok heyecanlı, çok istekli, çokta icracı olduğunu iddia ediyor.

Kendisine de söyledim.

Biz ne heyecanlı siyasetçiler gördük ama hepsi zamanla saman alevi gibi söndü gitti.

İnşallah Kemal Okur gibi gençler siyasette kalıcı olur.

Şimdilik adından söz ettirmeyi, akılda kalmayı başardı.

İzmit Belediyesi’nin kreş konusundaki açmazına verdiği tepki olsun,

İyi Parti’den yaptığını söylediği üye transferleri olsun; bunlar iyi çıkışlardı.

Nefesi kesilmeden devam ederse İzmit’te basını renkli günler bekliyor demektir.

Yolları açık olsun…

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları