MASADA YERİNİZ OLSUN!

Müzik dedik, eğlence dedik, oradan devam edeyim. Bugün kısa adı MEYDER olan eğlence mekanı işletmecilerinin kurduğu dernek ziyaretimize geldi. Başkanlığını...

Müzik dedik, eğlence dedik, oradan devam edeyim.

Bugün kısa adı MEYDER olan eğlence mekanı işletmecilerinin kurduğu dernek ziyaretimize geldi.

Başkanlığını Yaşar Kibar yapıyor.

Dernek üyesi 4 işletmeci ile Kocaeli’nin eğlence sektörüne dair sohbetimiz oldu.

Heyecanlılar.

Artık kurumsallık çatısı altında buluşarak şehrin eğlence hayatı için kafa yormaya başlamışlar.

Bu arkadaşlarımızın dördü de barlar sokağı diye tabir edilen yerde mekan işletiyor.

Barlar sokağı olaylarla anıldığı için onlar bu tanımlamadan çok rahatsızlar.

Ama yapacak bir şey yok!

Hafızalara öyle kazındı.

Bunu terse çevirmek bu derneğin işi.

Şu an dernekleşmeyi başarmaları bile önemli bir adım.

Yaşar Kibar bunun öneminin farkında.

“Eğer dernek kimliğimiz olmasaydı

Büyükşehir Belediyesinin Turizm Şurası’na çağrılmazdık” diyor.

Bu işler böyledir zaten.

Masada yeriniz, toplumda sözünüz olsun istiyorsanız örgütlü mücadeleyi önemseyeceksiniz.

*

Onlara bu adım için geç bile kaldıklarını söyledim.

Pandeminin yararlarından biri de bu oldu.

Özellikle eğlence sektöründe bir olmanın, birleşmenin, ortak ses çıkarmanın önemi daha bir belirginleşti.

Bu nedenle MEYDER’in ortaya çıkması başta kendileri, daha sonra şehrin eğlence hayatı adına iyi bir girişimdir.

Ama yetmez!

Sadece İzmit ile sınırlandırılamaz.

Kocaeli’nin tamamına yayılmalılar, ki öyle de düşünüyorlar.

Turizm Master planı oluşma aşamasındayken masanın bir tarafında onların da yer alması iyi bir şey.

Çünkü turizmin olmazsa olmaz ayaklarından biri, o kentin eğlence hayatıdır.

Sadece müze gezmekle, tarihi mekanlara gitmekle, denize girmekle, dağ bayır gezmekle turizm olmuyor.

AKP’li yönetimlerin bu kafadan kurtulması lazım.

*

Kocaeli dışında AKP’nin yönettiği pek çok şehirde eğlence hayatına öcü gibi bakılmıyor.

Bizim buradaysa, barlar sokağına yakın yerde olay olsa bile sanki orada olmuş gibi algı yapılıyor.

Kaldı ki güvenlik tedbirleri yeteri kadar alınmıyor.

Haliyle insanlar ailesini, sevdiğini, arkadaşını alıp eğlenmeye gitmeye korkar oluyor.

Ama dediğim gibi bunda işletmecilerin de kusuru var.

Sanırım onlar da artık bu matematiği yapıyor.

Dernekleşme çabaları bunu gösteriyor.

*

MEYDER, öyle büyük büyük, uçuk kaçık hayallerle kurulmuş bir dernek değil!

Ne istiyorlar?

Mesela derli toplu bir yerde toplanmak istiyorlar.

Geçtiğimiz yıllarda bu konu gündemdeydi ancak sonra rafa kaldırıldı.

Fakat rafa kaldırmakla eğlence mekanları ve eğlenceye olan ihtiyaç yok olmuyor.

Bilakis, baskıladıkça talep daha da artıyor.

Bugün alkol kullanma yaşının 11-12’ye indiğini savunanlar

Gün ortasında kamuya açık parklara, meydanlara gitsinler.

Orada neler oluyor bir baksınlar.

Her yer içler acısı!

*

Unutmayın, İstanbul’u yıllardır AKP yönetti.

Ankara’yı, Antalya’yı da…

Bursa gibi daha pek çok şehir ise hala AKP yönetiminde.

Fakat hiçbiri bizim şehrimiz kadar eğlence hayatına balta vurmadı, set çekmedi.

Şayet Turizm Master planı oluşurken bu rasyonellik gözetilmezse hiç başlamasınlar daha iyi.

*

Turizm Şurası toplantısına davetli birkaç gazeteciden biriydim fakat programım nedeniyle katılamadım.

Katılsaydım bunun daha fazlasını söylemeyi isterdim.

Ama öğrendim ki katılan arkadaşlarımız söylenmesi gereken her şeyi söylemiş.

Umarım bu kent elmayla armudu birbirinden ayırmayı başarıp,

Eğlence hayatıyla ilgili o saçma saplantılarından kurtulur.

Turizm Şurası bunun önemli bir adımı gibi duruyor.

Bakalım, fotoğraf netleşince daha iyi anlayacağız.


-------------------------------------------------------------------

İZMİT’TE KORONA YAYILDIYSA

KARAMÜRSEL’İ ALLAH BİLİR…!


Gözle görülmez bir virüsün bize 1,5 yıldır çektirdikleri malum.

Dünyayı, ülkemizi, şehrimizi adeta esir aldı.

Esnafları iflasın eşiğine getirdi, vatandaşları evlerine kapattı, psikolojimizi altüst etti. Kutuplaşmadan dolayı siyaseten kucaklaşamayanlara alışmıştık da

Koronavirüs yüzünden sevdiklerimizi de kucaklayamaz, onlarla aramıza mesafe koyar duruma geldik.

***

Neyse ki yaz geldi, neyse ki aşılama çalışmaları bir hayli hızlandı da nefes alabileceğimiz normalleşme sürecine girebildik.

Bozulan psikolojimizi düzeltmek için çabalıyoruz.

Gezmeye, sevdiklerimizle bir araya gelmeye, eğlenceye olan açlığımızı gidermeye koyulduk. Bedenimizi korumak için kapandığımız evlerimizden çıktık ruhumuza şifa arıyoruz kısacası.

***

Toplu taşımada sınırlama kalktı, düğünlerde hemen hemen pek çok kısıtlama kalktı.

Kıraathanelerde, kafelerde, restoranlarda, lokantalarda, halka açık pek çok noktada kısıtlamalar gevşetildi ya da kaldırıldı.

Şimdi tüm özlemlerimizi gidermeye çabalıyoruz, özgürlüğün verdiği o inanılmaz hazzın tadını çıkarıyoruz.

***

Toplum buna aç. Ruhla beden aynı anda hapsolunca bu açlık hepimizde tavan yaptı.

Ama artık adına ister rehavet deyin ister aşının verdiği güven deyin ne derseniz deyin;

Eskisi kadar korkarak çıkmıyor insanlar sokağa.

***

Yerel yönetimler de toplumun ruhunda, psikolojisinde oluşan hasarın gayet farkında.

O nedenle yasaklar kalkar kalkmaz, ruhsal tedaviye koyuldular.

Ruhsal tedavinin başında hiç kuşkusuz ruhun gıdası dediğimiz ‘müzik’ var.
Bu bağlamda belediyelerden ardın sıra ulusal ses sanatçılarının yer aldığı nefis konserler gelmeye başladı.

***

İzmit Belediyesi, ünlü sanatçı Şevval Sam ile start verdi konserlere.

Devamını diğer ünlü sanatçılarla getirdi.

Bir hafta boyunca çeşitli etkinliklerle kutlandı İzmitimizin kurtuluş yıldönümü.

Sonra Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Karamürsel Belediyesi ortaklığında ünlü sanatçı Haluk Levent Karamürsel’de halkla buluştu.
Yine Büyükşehir Belediyesi, pandemi sürecinden olumsuz etkilenen

Yerel sanatçılara sahip çıkarak onlara yaz boyu sahne alma imkanı sunacak.

Bunların hepsi güzel şeyler.

***

Hem Büyükşehir Belediyesini, Hem İzmit Belediyesini hem de bundan sonra bu tür organizasyonlara imza atmayı düşünen belediyeleri destekliyorum…
Evet, vakalar sıfırlanmadı, evet mutasyonlu virüsün yayılma ihtimali hep var.

Fakat ruhumuzun da şifa bulmaya ihtiyacı var.

Bırakın yapılan aşıların bir anlamı bir rahatlığı olsun.

Sadece bedenimizden değil, psikolojimizden de bu virüsü atalım.

Bunun içinde bu tür etkinliklere köstek olacağımıza destek olalım.

Siyaseti işin içine sokarak güzel olan işlerin üzerine perde çekmeye, suyu bulandırmaya kalkmayalım!

***

Bazı yayın organlarında İzmit Belediyesinin Milli İrade Meydanı’nda gerçekleştirdiği Şevval Sam konseri haksızca eleştirilmiş, yerilmişti.

Neymiş, insanlar araçlardan inmiş, kalabalık oluşmuş, pandemi kurallarına riayet edilmemiş…

***

İzmit Belediyesinin öncelikle Valilikten talep ettiği yer eski Vilayet binasının bulunduğu meydandı.

Fakat Valilik konsere ancak arabalı olduğu takdirde izin verdi.

Olabilir.

Onlar da o gün için genelgeye uymak zorundaydı.

Hal böyleyken Kent Meydanına araçlarla giriş olamayacağından belediyeye eski Perşembe Pazarı yani Milli İrade Meydanı tahsis edildi.

İnsanlar alana araçları ile girdi girmesine ama;

İlerleyen dakikalarda konserin büyüsüne kapılarak araçlarından inip konseri yerinde takip etti.

Kimileri de mal bulmuş mağribi gibi, sırf eleştirmek olsun diye kalktı İzmit Belediyesini koronavirüs kurallarına uymadığı gerekçesiyle yerle bir etti.

Bu eleştiriler ana akım medyaya kadar düştü!

Ne de olsa 28 Haziran’da daha yasaklar tam anlamıyla kalkmamıştı!

***

Acaba diyorum, konser üç gün sonra yani 1 Temmuz’da yapılsaydı bu eleştiriler olur muydu?
Galiba olurdu.

Çünkü buradaki amaç üzüm yemek değil, bağcıyı dövmek!

Sırf muhalefet etmek adına yapılan bir şeydi.

E tabi birazda kraldan çok kralcılık vardı.

***

Dün akşam da şehrimizde Haluk Levent coşkusu yaşandı.

İnsanlar sanatçıyı dinlerken adeta birbirini ezdi.

Çokta güzel bir konser olduğu her halinden belliydi.

***

Peki, bu güzelliği yok sayıp birileri de çıkıp Karamürsel ve Büyükşehir Belediyesinin yaptığı konserde de pandemi kurallarına uyulmadığını söylerse..?

Hatta daha da ileri gidip virüsün yaygın zamanında yapılan kongrelerden bahsederse…?

İzmit’te biraz kural ihlali yapıldı diye koronanın yayıldığını iddia edenler,

Karamürsel’de binlerce insanın maske mesafe ıvır zıvıra bakmadan katıldığı konsere ne diyecek?

Gerek var mı bu tür ayrıştırmalara?

Ne gerek var insanların ruhunu tamir eden bu tür etkinlikleri sulandırmaya, baltalamaya?

Ha, 28 Haziran, ha 4 Temmuz…

Arada geçen sürede ne korona yayıldıkça yayıldı ne korona bitti.

Laf olsun beri gele yapıldı.

İşte, bu tür anlamsız muhalefet edenleri görünce insan dayanamıyor.

İki çift laf etmeden duramıyor.

Gerçekten sıktılar artık!

Açız kardeşim! Ruhumuz müziğe, dansa, şarkı söylemeye aç!

Öleceksek ölelim modundayız.

***

İzmit Belediyesinin de Büyükşehir Belediyesinin de yaptığı bu tür etkinlikleri sonuna kadar destekliyorum.

Evrensellik çerçevesinde gördüğümüz müziğin birleştirici gücüne inanıyorum.

Bedenimizi aşı, ruhumuzu bu tür etkinlikler iyileştirecek.

Esnafımızı da bu tür etkinliklerle sokağa çekilen vatandaşlar kurtaracak.

Şifa olsun hepsine…!

--------------------------

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları