SONUNDA BARIŞTILAR!
Aslında olması gereken oldu. Her ikisi de siyaseten yanlış yoldaydı. 15 yıllık özlemin ardından CHP tarafından kazanılan İzmit Belediyesi ile, CHP İzmit ilçe...
Aslında olması gereken oldu.
Her ikisi de siyaseten yanlış yoldaydı.
15 yıllık özlemin ardından CHP tarafından kazanılan İzmit Belediyesi ile,
CHP İzmit ilçe örgütü birbirinden ayrı düşünülemezdi.
Gereksiz yere ayrıştılar, gereksiz sürtüşme yaşadılar.
Bu ne siyasi etiğe ne de profesyonelliğe uygun değildi.
*
Evet, İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet ile
CHP İzmit İlçe Başkanı Hakan Çakar’dan bahsettiğimi anladınız sanırım.
Onlar bilindiği gibi uzun süredir birbirileriyle küs idi.
Hürriyet ile Çakar’ın arası yerel seçim sürecinden bu yana açıktı.
Seçimler oldu, CHP kazandı ama bu zafer bile aradaki buzları eritmeye yetmedi.
Hürriyet, başarıda en büyük payidar kendisini görürken,
Örgütün üzerinde tahakküm kurmak gibi bir açmaza girdi.
Hakan Çakar keza aynı şekilde…
İzmit’in kazanılmasında kendi payının büyük olduğuna inandı.
İzmit’i kazandıran ilçe başkanı sıfatıyla Hürriyet’e her dediğini yaptırabileceğini sandı, Hürriyet’ten bir anlamda biat etmesini bekledi.
Tutamayacağı sözler verdi.
Bu sözler elbette kendi menfaatine değil, örgütten gelen talepler ile alakalıydı.
Verdiği her sözde duvara tosladı.
*
Derken araya il başkanlığı seçimleri girdi.
Hürriyet ile Çakar burada da ayrı düştü.
Başkan Hürriyet, Harun Yıldızlı’ya açık destek verirken Hakan Çakar alenen Hikmet Erenkaya’yı destekledi.
Harun Yıldızlı kongreyi kazanan taraf oldu ve daha sonra iç hesaplaşma başladı.
Hali hazırda belediye başkanı da Çakar’dan memnun değilken, fırsat bu fırsat,
Hakan Çakar’ı görevden aldırmak için çeşitli girişimler yapıldı.
Ama beklentileri gerçekleşmedi, Çakar ilçe başkanı olarak göreve devam etti.
*
Etti etmesine fakat onlar o kadar zıtlaştılar ki;
Hürriyet, belediye meclis toplantısı öncesinde ilçe başkanının yaptığı grup toplantılarına dahi katılmadı.
İlçe örgütünün WhatsApp grubundan ayrılarak açıkça tavır sergiledi.
Ancak siyaset ne yazık ki “Küstüm oynamıyorum” şeklinde yapılmıyor.
Bunu siyasi deneyimi ve örgüt terbiyesi fazla olanlar daha iyi anlar.
Siyasette kimse birbirini sevmek zorunda değildir.
Sevgide özgür, amma saygıda mecbur olmak zorundasınızdır.
Belli bir hiyerarşi vardır ve o hiyerarşi çiğnendiğinde hem çiğneyene hem çiğnetene zarar verir.
Çünkü sistem bellidir. O sistemin çarklarından bir diş kırıldığında yavaş yavaş dönmemeye başlar.
Son zamanlarda olan da buydu ve bana kalırsa bazı şeylerin farkına vardılar.
Gelinen noktada yok yere kavga etmenin, sürtüşmenin, dalaşmanın kimseye bir faydası olmadığı gibi,
Asıl zarar görenin CHP olduğu anlaşılmış olacak ki asgari müşterekte orta yol bulunmuş.
Hakan Çakar ile Başkan Hürriyet aradaki buzları eritmiş.
*
En başında dediğim gibi aslında olması gereken olmuş.
Bir belediyenin örgüt ayağı eksikse orada aksamalar baş gösterir.
Hele de Cumhur İttifakının en ufak bir harekette üstüne çullandığı yerde,
Hürriyet’in örgütsüz yol alması asla mümkün değildi.
Düşünsenize… Hürriyet bir programa gidiyor ve yanında ilçe başkanı yok.
Kim var? İttifak partisinin ilçe başkanı Pelin Coştur Filiz var.
Daha doğrusu var-dı.
Nedendir bilmem, artık o da çok fazla ortalarda görünmüyor.
Düne kadar CHP’li gençlerin bile iş taleplerinin kendisine geldiğini söyleyecek kadar cesur siyaset yapıyordu.
Ama son zamanlarda kendini geri çektiğini gözlemliyorum.
*
Hürriyet ve Hakan Çakar’a geri dönecek olursak;
Belediye başkanı ile ilçe başkanının uyumlu çalışması hem CHP’ye, hem Hürriyet’e hem de vatandaşa olumlu yansıyacaktır.
Aksi takdirde partisi tarafından dışlanmış bir belediye başkanı imajıyla Hürriyet epey sıkıntı çekecekti.
Darısı il başkanıyla aradaki buzları eritmeye diyelim.
Ben böyle dedim diye şimdi karşı bir atak gelecektir.
“Bizim aramızda (Yıldızlı ve Hürriyet) en küçük bir sorun yok” diyeceklerdir.
Diyebilirler!
Sorun yok demekle sorun ortadan kaybolmuyor ne yazık ki.
Söylemle eylemler örtüşmediği sürece biz sorun olduğunu düşünür ona göre analiz ederiz.
*
Demem o ki, Hürriyet ilçe başkanıyla uzlaşmakla doğru bir iş yapmıştır.
Ne yaparsanız yapın, arkanızda partinizin gücü olmadan bir yere kadar gidersiniz.
Hakan Çakar son günlerde peşi sıra yaptığı açıklamalarla Hürriyet’i sahiplendiğini göstermeye başladı.
Çakar adeta “Ben geldim, açılın” diyor.
Tabi, kendini ispat etmeye çalışırken kimi zaman içi boş söylemleri de olmuyor değil.
Ama bu da bir şey…
Bir süredir uzak kaldığı sahaya ısındıkça, bazı şeyleri deneyimledikçe nokta atışları yapacaktır.
İzleyelim, görelim…
---------------------
İŞİMİZ MAFYAYA KALDIYSA…!
Soruyorlar:
“ Sedat Peker’in videosunu izledin mi?”
“Süslü Sülo’ya onu demiş, bunu demiş,
Veyis Ateş’i kibrit kutusuna koyacakmış!
Her videoda yoklama yapıyormuş” falan filan…
*
Açık söylüyorum: Hayır izlemiyorum.
Sosyal medyada önüme düşen paylaşımlardan
Etrafımdakilerin anlatımlarından
Haberleştirilen konulardan anlıyorum neler dediğini.
Çünkü ilgimi çekmiyor.
Doğru kimden gelirse gelsin başım gözüm üstüne.
Ama organize suç örgütü lideri, bir mafya babası değil bu söylediğim.
Mesela bebek katili Apo çıksa, şu an Peker’in dediklerine benzer şeyler anlatsa ne yapacağız?
Bana İmralı’da kral muamelesi gösterdiler, açılım adı altında beraber onu yaptık bunu ettik dese,
Apo’yu baş tacı mı edeceğiz?
Var mı böyle bir şey?
*
Efendim, AKP iktidarının sonu Sedat Peker’in elinden olacakmış!
Peki, benim memleketimde denetleme görevi verdiğimiz muhalefet partileri bu kadar mı beceriksiz?
İktidarın yanlış politikaları sayesinde ortalık yangın yeri olduğu halde o iktidarı sallayamıyor ve de mafyaya bel bağlıyorsanız kapatın dükkanı gidin!
Ne yani! Sedat Peker’in anlattığı yeni bir konu var da biz mi duymadık?
MİT Tırları konusu olsun, rüşvet çarkları olsun, bunlar bilmediğimiz şeyler mi?
Bildik de ne oldu?
Muhalefet bunlara dair nasıl bir politika geliştirdi?
Her gün bize dayatılan suni gündemlerin peşinden elinde tuzlukla koşan siyasal anlayış, son olarak umudunu Sedat Peker’e bağladığını üzülerek söylemeliyim.
Vatandaş da aynı şekilde.
Baktılar ki muhalefetin tek gündemi Peker olmuş, onlar da sabırsızlıkla yeni çıkacak videoaları beklemeye koyuldular.
*
Bu konuda aynı yerdeyim.
Dehşet şeyler anlatıyor evet.
Ama Peker’in itirafnameleri bir zamanlar onun AKP savunucusu olduğu ve yasa dışı işlerle güç sağladığı gerçeğini değiştirmiyor.
Tıpkı FETÖ gibi…
Ne zaman çıkar çatışmaları başlıyor, ondan sonra gelsin salvolar gitsin tehditler, şantajlar!
AKP’nin siyasi ömrünü tamamladı evet, bu doğru.
Ancak akıllı ve yapıcı muhalefet ile vatandaşa güven aşılayan, yeni hikayeler yazan bir babayiğit bekliyoruz.
Bu gidişle daha çok bekleriz.
İşimiz mafyaya kaldıysa vay halimize…
---------------------------------------------------------------