KAYINBİRADERE ÇALIM ATA ATA GELİYOR!

Rize İkizdere’de direnen kadınlara yapılan sert müdahalenin ardından O kadınlara destek için Rize’ye gideceğini günler öncesinden duyurmuştu. Meral Akşener...

Rize İkizdere’de direnen kadınlara yapılan sert müdahalenin ardından

O kadınlara destek için Rize’ye gideceğini günler öncesinden duyurmuştu.

Meral Akşener, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı “Sultancıl” yönetim anlayışı nedeniyle eleştirmiş;

Tarzını ise “Netenyahu’ya” benzetmişti.

Ancak Akşener’in bu benzetmesi sonrasında olanlar oldu.

“Netenyahu” benzetmesinin Erdoğan tarafından çok ağır biçimde çarpıtıldığını savunan Akşener

İkizdere’de beklemediği bir protestoyla karşılaştı.

Arbede çıktı, ortalık birbirine girdi.

Ardından Erdoğan, Akşener’e yapılan saldırıyı destekler mahiyette sözlerle adeta şok etkisi yarattı.

Akşener’e “Gelin Hanım dua et ki, Rize’de çok ileriye gitmeden ders verdiler.

Bunlar iyi günler, daha neler olacak neler…” sözleriyle işin ayarı iyice kaçtı.

Açıkçası kadınların omuzlarında yükselen bir iktidarın başındaki ismin;

Bir kadına yönelik sarf ettiği bu sözler şık değil, etik değil.

Son derece irrite edici bir üslup ile Akşener’i hedef gösteren Erdoğan, frensiz kamyon misali gidiyor.

Ve ne acıdır ki, onun bu gidişatına yönelik onu uyaracak, yanlış yaptığını söyleyecek yanında, sağında solunda bir tane aklı selim adam yok!

En akıllısı milletin gözü önünde mafyayla savaş halinde, varın gerisini siz düşünün!

Geri kalanı da “padişahım çok yaşa” diyerek Erdoğan’ın her yaptığına alkış tutuyor.

Onlar böyle deyince Erdoğan hata üstüne hata yapıyor.

*

Bakın, siyasette belirleyici unsurlar vardır.

Bu unsurlar nelerdir diye saysak, ilk üçte “Mağduriyet” olgusu yer alır.

Bu toplum mağdurun, mazlumun, ezilenin yanında olmayı sever.

Ancak mağdurla, mağdurculuk oynayanları da iyi ayırt eder.

Halkın yumuşak karnını keşfeden siyaset kurnazlarını geç de olsa fark eder.

Ama Meral Akşener’in içine çekildiği durum böyle değil!

Ortada hakikaten de bir mağduriyet söz konusu.

Hem de Cumhurbaşkanı tarafından…!

Sayın Akşener’i katıldığı bir TV programında dinlerken gerçekten de üslubuna hayran kaldım.

Yaşadığı haksızlığa rağmen asla dilini bozmadı.

Mağdur olduğunun çok farkında olmasına rağmen mağdur edebiyatı yapmadı.

Konu odaklı konuşmaktan çok, ilkesellikten, siyasi etiklerden bahsetti.

Halk diliyle halka inen çok sade ve anlaşılır bir konuşma yaptı.

Muhakeme yeteneği sıfır olan bir insan bile bu konuşmadan mesajı alır.

Erdoğan’ın “Gelin Hanım” çıkışına verdiği cevap da zekiceydi.

“Ben gelin hanımsam o halde kendisi benim kayınbiraderim oluyor” şeklinde sıcak bir geçiş yaptı.

Yaygara koparmadı.

“Benim evimi bastılar, daha kötülerini yaşadım, bu ne ki. Allah’a bir can borcumuz var” dedi.

Yani karşımızda cesur, zeki, ne yaptığını, ne söylediğini bilen, asla çirkefleşmeyen, ayakları yere basan bir kadın lider gördüm.

Akşener, İYİ Parti’yi kurmadan önce olsun, kuruluş aşamalarında olsun, sonrasında olsun ve bugüne değin hep iktidar erkleri tarafından mağdur konuma sokuldu.

Ve bu mağduriyetler onu daha ilk girdiği seçimde parlamentonun güçlü partilerinden biri haline getirdi.

Şimdi de ivmesi yukarı doğru çıkan tek siyasi parti olarak yola devam ediyor.

Şayet Akşener’in altında sağlam bir teşkilat olsa onu kimse tutamaz.

Ama ne yazık ki o ayakları oldukça eksik.

Ona rağmen Akşener’in trendinde eksilme yok.

Hele hele ona bu mağduriyetleri altın tepside sunan, bu ülkenin Cumhurbaşkanı ise;

Yerine yenileri gelmeye devam ederse değmeyin Akşener’in keyfine.

AKP’lilerin bu tebasıyla, Erdoğan’a ağızlarını açacak cesareti yokken;

Akşener, kayınbiraderine(!) çalım ata ata geliyor, haberleri yok!

---------------------------

ŞEHRE ÖZGÜVEN GELDİ

Kocaelispor hakkında herkes bir şeyler yazdı çizdi.

Herkes sevincini, haklı gururunu satır satır paylaştı.

Sosyal medyada her yer yeşil-siyah oldu.

Siyaset bir kenara bırakıldı, kalpler tek noktada attı.

Demek ki neymiş, sporun birleştirici gücü, etkisi varmış.

Demek ki neymiş; toplumun uzlaşabildiği, tek yumruk olabildiği, birlikte sevinip birlikte üzüldüğü şeylerin başında o kentin takımı geliyormuş.

Bunu hala idrak edemeyenler var.

Kocaelispor’un galibiyeti böyle düşünen herkese kapak oldu.

*

İşin siyasi kazanımlarına gelince…

İstediğimiz kadar bağıralım, istediğimiz kadar konuşalım sonuç değişmiyor.

Kocaelispor bal gibi siyasallaşmıştır.

Ve bu Kocaelispor’a has bir durum değildir.

Bugün Anadolu takımlarının hepsinin ipi siyasilerin elindedir.

Çünkü başka türlü mesafe almak mümkün olmuyor.

Zamanında takımın başarısında Sefa Sirmen’i, Hikmet Erenkaya’yı alkışlıyorduk, unuttunuz mu?

Çünkü devir o devirdi.

Ve devamında Sirmen’in Kocaelispor’u içine soktuğu durum sonrası onu yerin dibine sokan da biz değil miydik?

Yani bu işin iyi veya kötü, bütün faturası siyasilere çıkıyor.

İyi olursa Allah’tan, kötü olursa kuldan…

Bugün de şayet takım yerlerde sürünseydi, kapısına kilit vurulacak zamanlardan geçtiğinde o kilidi açmak için omuz atılmasaydı;

En başta Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ı yerin dibine sokardık.

Boy boy AKP’lilerin Kocaelispor fobilerini yazardık.

AKP’lilerin o aptalca girişiminden, Körfez FK’dan bahsederdik.

Ama öyle olmadı.

Gerçekten bu şehirde doğup büyümüş, Kocaelispor sevgisini çocuk yaşlarda özümsemiş kim olursa olsun Kocaelispor’a yanlı bakamaz.

Büyükakın da bu düşünceyle takıma olanca gücüyle sahip çıktı.

O sahiplenme bugüne ait bir şey değil.

Genel sekreterlik döneminde başlayan sahiplenme ve stratejik hamlelerle bugünlere gelindi.

Neler yaptığını tek tek saymaya gerek yok, zaten her şey ortada.

Yere düşen takımı ayağa kaldırmak, borç yükünden kurtarmak için alternatif yollardan yürüdü.

Ve sonucunda Kocaelispor adına bir umut doğdu.

CHP’lisi AKP’lisi, MHP’lisi, İYİ Partilisi; kim varsa Kocaelispor’u bağrına bastı.

Topyekün sahiplenmenin olduğu bir yerde tribünler boş olsa da Kocaelisporlu futbolcular o birlik ve beraberliği yüreklerinde hissederek top koşturdu.

Neticesinde ise şampiyonluk geldi.

Şampiyonlukla birlikte şehre bir hava, bir özgüven geldi.

Taraftar bağıra bağıra süper lig istiyor.

Bir zamanlar üç büyüklerin korkulu rüyası olan o takım resmen küllerinden doğdu.

Bu doğumda emeği geçen kim varsa Kocaelili bir vatandaş olarak hepsine ayrı ayrı teşekkür ediyorum.

Artık gözümüz yükseklerde.

Şehre, hepimize bir özgüven geldi.

Daha fazlasını hayal ediyor, daha fazlası için hırs yapıyoruz.

Daha aşağısına ne bakarız ne baktırırız!

--------------------

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları