EYT açılımı sanmıştık, meğer değilmiş!
1 kişi değil, 10 kişi, 100 kişi, 1000 kişi, 10 bin kişi, 100 bin kişi değil, milyonlarca emekçi, milyonlarca mağdur… Her siyasi görüşe, ideolojiye sahip...
1 kişi değil, 10 kişi, 100 kişi, 1000 kişi, 10 bin kişi, 100 bin kişi değil, milyonlarca emekçi, milyonlarca mağdur…
Her siyasi görüşe, ideolojiye sahip milyonlarca insan, ortak mağduriyetleri ekseninde bir araya gelmiş, birlikte hak mücadelesi veriyor yıllardır. Emeklilikte yaşa takılan vatandaşlardan söz ediyorum. EYT, prim gün sayısını doldurmuş, hizmet yılını tamamlamış ancak çıkarılan yasa ile kazanılmış hakları ellerinden alınan bir topluluk.
Her biri mağdur bu insanların ama mağduriyet dereceleri değişiyor. İçlerinde içler acısı durumda olanlar var. Bir şekilde işinden olmuş, başvuru yaptığı iş yerleri tarafından “yaşlısın” denmiş, devletin ise gençsin diye emekli etmediği EYT’liler var mesela! Bu insanlar, gündelik işlere koşturarak emeklilik yaşını bekliyor.
Halihazırda bir işi olanlar, bu insanlara göre biraz daha şanslı, lakin onların da prim gününü doldurdukları için çalıştıkça bağlanacak olan emekli maaşları düşüyor.
Ve her birinin yaşayacağı en önemli mağduriyet, emekli olduklarında alacakları maaşın bir hayli düşük olacak olması! Aylık bağlanma oranı (ABO), onların işe başladığı süreçteki sözleşmelerde olduğu gibi mevcut maaşın yüzde 70’i değil. AKP iktidarı döneminde çıkarılan yasa ile ABO, yüzde 28'e düştü.
İşte kabataslak anlattığım bu mağduriyetin giderilmesi için verilen mücadele, tarihe geçecek türden. Gönül Boran Özüpak’ın genel başkanı olduğu Emeklilikte Yaşa Takılanlar Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Derneği çatısı altında bir araya gelen milyonlarca EYT’linin seslerini duyurmak için denemediği yol, yöntem kalmadı.
İl il toplantılar yaptılar, sosyal medyada yüz binlerce üyeli sayfalara sahipler, 2 milyon katılımlı mitinglere imza attılar, illerdeki temsilcilikleri derneklere dönüştürüp federasyonlar kurdular, ilerleyen süreçte konfederasyon kuracaklarını dile getiriyorlar ama nafile, Hükümet, bir türlü EYT meselesini çözmeye yanaşmıyor. Öyle ki 31 Mart yerel seçimlerinde Cumhur ittifakına pek çok önemli kentte seçim kaybettirdiler lakin yok yok yok!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın “Seçim kaybetmek pahasına yok” sözünün üzerine bir daha söz eden olmadı! EYT, umutla, azimle mücadelesini sürdürüyor, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanıltıldığına inanıyor, ona meramlarını anlattıklarında bir çözüm geliştirilebilir diye adımlar atıyor, sürekli hükümetin kapısını zorluyor fakat karşılık bulamıyor. Muhalefet partileri EYT ile mutabakat yaparken, iktidar olduklarında bu meseleyi çözeceğini dile getirirken ne Cumhurbaşkanı Erdoğan ne de hükümet yetkilileri EYT’lileri, EYT’lilerden dinlememekte ısrarcı.
***
Cumhurbaşkanı Erdoğan, EYT’lilere “Seçim kaybetme pahasına yok” diyerek kapıları kapatmadan önce Vedat Bilgin’e talimat vermiş, kendisinden EYT raporu hazırlamasını istemişti. Yani bu kamuoyuna bu şekilde yansımış, iktidara yakın medya da bu süreci yakından takip etmişti. Ancak sonrasında ilgili bakanlardan EYT’yi yük gören açıklamalar gelmeye başladı, umut kırıcı açıklamalar Erdoğan tarafından yapılmadığı sürece bir anlamı yoktu EYT’liler için onlar Vedat Bilgin’in raporunu bekliyordu ki Vedat Bilgin çıktı, böyle bir talimat almadığını öne sürdü, ardından da Erdoğan, EYT’ye kapıları kapattı.
EYT, Hükümet’te umudunu kesmiş, sandığın önlerine gelmesini bekliyordu ki çok önemli bir gelişme yaşandı 21 Nisan 2021 tarihinde. EYT ile görüşen, temas eden bir isim olan Vedat Bilgin, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı oldu. Pandemi sürecinde esnaflardan ve vatandaşlardan yoğun tepki alan hükümetin anketlerde oyu günden güne erirken Vedat Bilgin’in böyle bir bakanlığa getirilmesi, “Erdoğan’ın EYT açılımı” olarak algılandı. EYT’liler hemen Twitter’dan bir çalışma başlatarak Vedat Bilgin’e “İş işiniz EYT olsun” mesajı verdi. Ve 29 Nisan tarihinde Vedat Bilgin’in özel kalemine ulaşılarak randevu talebinde bulunuldu.
Marmara EYT Federasyonu Genel Başkanı Gönül Boran Özüpak ve yönetimi, Vedat Bilgin’e hem “hayırlı olsun” demek hem de taleplerini iletmek için bir randevu talep etmişti lakin aradan neredeyse 1 ay geçmesine rağmen bu talep olumlu ya da olumsuz bir karşılık bulmadı.
DİSK, Memur-Sen, Hak-İş, Türk-İş gibi konfederasyonları ağırlayan ve kimilerini ziyaret eden, kimi siyasi parti genel başkanlarının da tebriklerini kabul eden Vedat Bilgin, milyonlarca EYT’linin temsilcilerini hala kabul etmiş değil. Kabul edecek gibi de görünmüyor!
Yani görünen o ki Cumhurbaşkanı Erdoğan, EYT konusunda hala aynı yerde, hala “Seçim kaybetme pahasına yok” diyor, öyle olmasa Vedat Bilgin, milyonlarca insanı temsil eden bir federasyonu karşısına almaktan neden bu kadar çekinsin?
Peki neden? Aileleri ile birlikte 15 milyon oy potansiyeline sahip bu insanları, neden karşısına alıp konuşmuyorlar? Haklı olduklarını bildikleri ve o hakkı onlara ödemedikleri için mi? Belli ki öyle, bunu görmek için “Bilgin” olmaya gerek yok sanırım!
Ama unutmasınlar ki şu da çok net görünüyor, EYT meselesi çözülmezse bu insanlar çözümü sandıkta arayacak…