EYT “boş”, kongre “yatay”, corona “zirve”!!!
Zor günler geçiriyoruz, balık baştan kokmuş, koronavirüs zirve yapmış, canlar yitiyor, esnaf bitiyor, mağdurlar daha da mağdur bu süreçte… Pandemi sürecini...
Zor günler geçiriyoruz, balık baştan kokmuş, koronavirüs zirve yapmış, canlar yitiyor, esnaf bitiyor, mağdurlar daha da mağdur bu süreçte…
Pandemi sürecini yönetemiyorlar, taksitli yasaklarını tedbir diye adlandırıyorlar. Sınırlar açık, ülke turizme açık, mutasyona uğramış virüs yurt dışından ülkemize girmekte, diğer yandan ise hafta sonları tam gün ve hafta içi saat 21.00’den sonra sokağa çıkmak yasaklanarak corona ile ilginç bir mücadele sergilenmekte.
Ülkeyi önce riskleri tanımlayan renklere ayırıp, bu renkler üzerinden kısıtlamaları sürdürme ya da gevşetme kararı verdiler, akabinde ise vakalar artınca tüm şehirlerde kafe, restoran, kıraathane, lokanta ve benzeri mekanların açılmasına izin verdiler. Sonrasında Ramazan ayında mekanların kapalı olmasında karar kıldılar.
Yapılması gereken tam kapatma ve sınırların kapatılması idi ama onlar vakaların artışını durdurmayan kısıtlamalarını sürdürmeyi seçtiler. Durdurmayan diyorum çünkü durmuyor, hızla artıyor, rekordan rekora koşuyor.
Kafe ve restoran gibi işletmeleri, saat 07.00-19.00 saatlerinde yüzde 50 kapasite ile açtılar; pek çok işletme kirasını dahi çıkaramıyor bu saat aralığında ama açtılar mı sorsanız açtılar işte! Olması gereken bu muydu yani? Vakaların artma eğiliminde olduğu bir süreçte mekanları yarım yamalak açmak mıydı çözüm? Değildi! Esnafa hibe ve faizsiz kredi desteği verilmeli, vergileri bir süre kaldırılmalı, borçları ötelenmeliydi. Personele ücretsiz izin değil, en az asgari ücret tutarında kısa çalışma ödeneği verilmeliydi.
Ama onlar aylarca kapatıp, aylar sonra vakaların tırmandığı süreçte esnafı kalkındırmayacak saat aralığında bu mekanları açmayı tercih ettiler. Kısa çalışma ödeneğini kaldırmayı uygun gördüler. Fabrikaları ise hiçbir kısıtlama sürecinde kapatmadılar, virüsün fabrikalardan yayıldığı gerçeğini hiçe saydılar.
İnsanlara “evde kalın” diye nasihat edip, kendileri kongreler yaptılar. Salonlara yığdıkları kalabalıklar, maske ve mesafe kuralını umursamadı bile. Öyle ki kongrelerin finali olan büyük kongreye şehirlerden otobüslerde dans ederek gelen insanlar, kongre salonunu hınca hınç doldurdu, yetmedi dışarı taştı. Maske ve mesafeyi ise tınlayan olmadı. Ve AKP Grup Başkanvekili Cahit Özkan, yatay, dik, sağdan, soldan, ortadan her türlü açıdan çekilen fotoğraf ve videolarda net bir şekilde görülen maske ve mesafe kuralına uyulmamış kongre için “Yatay çekim nedeniyle mesafe yokmuş gibi göründü” dedi. Pek çok partilinin elinde su şişesi falan olmadan maskesiz olduğunu gösteren görüntülere rağmen, “Su içmek için zaruret haricinde hiçbir şekilde teşkilat mensuplarımızın maske, mesafe, temizlik kurallarına riayetsizlik göstermediğinin altını çizmek lazım” dedi. Yetmedi, çok iddialı bir söz sarf ederek, “Göreceksiniz önümüzdeki 1 haftalık süreçte yine gözlemlenecektir Türkiye genelinde vaka artışında herhangi bir değişiklik olmayacağını göreceğiz” dedi…
Vatandaşa kurallara uymaları için çağrı yapanların, kararlar alarak yasaklara uymayanları cezalandıranların, vatandaşın gözünün içine soka soka gerçekleştirdikleri kongrelerin ardından yaptığı açıklama işte buydu! Peki ne oldu? Vakalar uçtu, rekorlara koşuyoruz haftalardır. Sadece kongrelerin değil, pek çok yönden yanlış yönetilen bir pandemi sürecinin sonucu bu.
AKP Grup Başkanvekili ve Denizli Milletvekili Cahit Özkan, esnafların canını okuyan pandemi sürecindeki kongre yanlışını böyle savundu, sonuç ortada!
Aynı isim daha önce de emeklilikte yaşa takılan vatandaşlarla ilgili muhalefetin Meclis’e sunduğu önergeyi “Boş işler” olarak nitelemişti. Özkan, Vedat Bilgin’in rapor hazırlayacağı yönünde EYT’lilerin oyalandığı süreçte ise bir TV programında daha önce EYT’lilere “boş iş” dediğini unutmuş, “Biz insanımıza emeklilik döneminde hiçbir yerde çalışmaya ihtiyacı olmaksızın, müreffeh, hadi diyorlar ya 'Almanlar geliyor, emekli maaşıyla ülkemizde tatil yapıyor', işte vatandaşlarımıza böylesi bir tatil yapma imkanını veren emeklilik maaşını sağlayabilmek için ne gerekiyorsa onu yapacağız. Bunun çalışmaları da değerlendiriliyor. Bu konuda bir, etki analizi deriz biz, getirisi götürüsü ne olacak, getirisine götürüsüne bakılacak ve inşallah en doğru düzenleme neyse o” ifadelerini kullanmıştı. Ama gelin görün ki Vedat Bilgin’in rapor hazırlamadığı, EYT’lilerin boş yere umutlandırıldığı ilerleyen zamanlarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Seçim kaybetme pahasına yok” sözleri ile netleşmişti.
Cahit Özkan, AKP’li tabanın bile konuşamadığı, savunamadığı bu konuları savunmaya çalışarak kendini bu durumlara düşüredursun; EYT’li de esnaf da vatandaş da canından bezmiş durumda. “Bıktık” diye avaz avaz bağırıyor.
Bu bıkkınlık sandığa mutlaka yansıyacaktır şimdiden söyleyeyim, sonra “Hiçbir şey olmasa bile bir şeyler oldu” diye yakınmayın!