KAPATIN GİTSİN!

Bu kentte öyle sorunlar var ki ne kadar yazıp çizsek de kimsenin kılını kıpırdattığı yok! Mesela diyoruz ki, “Neden hala Şehir Hastanesi bitmedi?” İşi...

Bu kentte öyle sorunlar var ki ne kadar yazıp çizsek de kimsenin kılını kıpırdattığı yok!

Mesela diyoruz ki, “Neden hala Şehir Hastanesi bitmedi?”

İşi üstlenen inşaat ekibi aldığı krediyi kendi özel yatırımlarına harcadı.

Acaba firmaya “sen hayırdır” diyen oldu mu?

Herhangi bir cezai yaptırım uygulandı mı?

Onu da geçtik, biz şöyle dünya gözüyle Şehir Hastanesinin bittiğini görecek miyiz?

Sayın Valimiz bu konuya ne kadar ilgili?

Giden Vali ha bire tarih veriyordu.

Gelen validen onu da duyamadık.

Daha şimdiden gelen gideni aratır oldu.

Gözler kör, kulaklar sağır, diller suskun.

Kimse kusura bakmasın!

Şehir Hastanesi’nin şu anki durumu, bu kentte söz sahibi olan herkesin ayıbıdır.

*

Geliyoruz asıl meseleye…

Geçenlerde ilimizdeki Karadenizli Hemşehri Dernekleri bir araya geldi.

Dertleri neydi dersiniz?

Trabzonluları, Rizelileri, Gümüşhanelileri, Artvinlileri bir araya getiren sebebi biliyor musunuz?

Söyleyeyim!

Cengiz Topel Havaalanından Trabzon’a tekrar uçuşların başlamasıydı.

Şimdiye kadar bir arada görmediğimiz ne kadar Karadenizli dernek varsa hepsi ortak paydada buluşmuş.

Pandemiyi bahane ederek kapatılan Cengiz Topel Havaalanından Trabzon’a uçuşların açılmasını talep ediyorlar.

Ama nafile…

*

Nedense bu şehri yönetenlerin Cengiz Topel konusunda önce kendi önyargıları var.

Neymiş, Kocaeli İstanbul’a çok yakınmış, gölgesinde kalıyormuş, yolcu gelmiyormuş.

Gebze bölgesinde yaşayanlar Sabiha Gökçen’i tercih ediyormuş.

İyi güzel de Cengiz Topel sadece Kocaeli sınırlarında yaşayanlara mı hitap ediyor?

Bizim Doğu tarafımızda kalan iller uçuşlar için nereyi kullanıyor?

Ayrıca Kocaeli Gebze bölgesinden ibaret değil!

Ama dedim ya; havaalanı konusunda siyasetçilerin anlayamadığım biçimde ilgisizliği ve basiretsizliği var.

Başta kendileri inanmıyor.

İnansalar buradan her saat İstanbul Sabiha Gökçen’e belediye otobüsü kaldırırlar mı?

İnansalar bu şehrin Milletvekilleri, en azından Trabzonlu olanlar bu konuda kararlı bir tutum sergileyemez mi?

*

Ortada bir havaalanı var ve kullanamıyoruz.

Neden?

Sebebini kimse açıklayamıyor.

O zaman soruyorum; bu havaalanını neden tamamen ortadan kaldırmıyorsunuz?

Bari yok deriz, nasılsa balık hafızalı bir toplumuz, öyle bir havaalanı olduğunu unutur gideriz.

Hele de yerine millet bahçesi gibi yatıp yuvarlanabileceğimiz bir şeyler inşa ederlerse, değmeyin keyfimize.

Kim takar havaalanını!

Ama varken yok demek, neden yok olduğunu bilmemek, var olanı işletememek bu şehrin vizyonuna zarar veriyor.

Madem beceremiyorsunuz, madem hava şirketleri olumsuz rapor veriyor o zaman kapatın kardeşim!

Neyi bekliyorsunuz?

Varsa bir beklentiniz, söyleyin bilelim!

-------------------------------------------------

KAÇ KİŞİNİN UMURUNDA?

İyice kangrene dönen Cedit Mahallesi’nin kentsel dönüşüm projesinde nihayet imzalar atıldı.

Nihayet diyorum çünkü tam bir sorun yumağı halini almıştı.

AKP’li belediye başkanı Nevzat Doğan döneminde start alan Cedit konusu, CHP’li Hürriyet’in kucağında kaldı.

Seçimlerden önce sık sık Cedit’te mahalle halkının dertlerini dinleyen başkan adayı Hürriyet,

Seçimi kazandıkları takdirde bu sorunu çözeceğine Cedit halkını inandırdı.

Ama söz vermek başka icraat başkaydı.

*

Başkan Hürriyet o insanların isyanına duygusal yaklaşıp elinden geleni yapmak istemekte son derece samimiydi, buna zerre şüphem yok.

Ancak bu işler içine girmediğiniz sürece uzaktan görüldüğü kadar kolay olmuyor.

Ev konusu, kentsel yenileşme konusu çok sıkıntılıdır.

Onca insanı memnun etmek hiç kolay değildir.

*

Tabi bir de bütçe mevzusu var.

Alt belediye olarak kentsel dönüşüm işine girmek yürek işidir.

Henüz yerel yönetim deneyimine sahip olmayan ve kadro kurmakta zorlanan Hürriyet’in o günlerde bu riski alması bana göre doğru değildi.

Siyaseten bakıldığında da o mahalleyi kilitleyen, insanları mağdur eden AKP’nin ta kendisiydi.

Hürriyet de böyle düşünmüş olacak ki, “söz-möz hepsi boş” deyip Ceditlileri AKP ile baş başa bıraktı.

Ve projeyi büyükşehir belediyesine devretti.

*

Doğru bir hamleydi.

Ama hemen onun peşine gelen Kiptaş projesi, Ceditlilere nispet gibi algılandı.

“Madem yapabiliyordunuz, o zaman Ceditlilere verdiğiniz sözü tutsaydınız” denildi.

Neyse…

O köprünün altından çok sular aktı.

Ceditliler bugün attıkları imza ile şimdilik huzura kavuştu.

İnşallah kısa sürede evlerine de kavuşurlar.

Cedit konusu orta yerde duran bir cenazeydi, kaldırılması hayırlı oldu.

*

Diğer taraftan, bugünkü imza törenine gelince…

Başkan Büyükakın epey siyasi mesajlar verdi.

Biraz da Tekel duvarının yıkımıyla alevlenen ortamın gerilimi vardı.

Mesajlar belki de bu yüzden sertti.

Bürokrat ve Akademisyen kimliğinden çıkamıyor denilen Büyükakın;

Gerek gördüğü noktada en sert dozda siyaset yapabiliyormuş meğer!

*

Bu iyi bir şey mi peki?

Orasını vatandaş takdir edecek iyi mi kötü mü?

Ama benim bildiğim, vatandaş artık kavga gürültü patırtı çekecek durumda değil!

Zaten insanlar burnundan soluyor, bir de bunlara kafa yormak istemiyor.

İnsanlar icraat istiyor, elle tutulur şeyler bekliyor.

Baktığında “ hizmet budur, proje budur” diyeceği somut şeyler istiyor.

Hayatını kolaylaştıran, konforunu artıran icraatlar bekliyor.

*

Sokakta sorsanız acaba tekel duvarından kaç kişinin haberi var?

Her iki tarafın trol ekipleri, birkaç politize insan dışında bu meseleyi kendine dert edinen var mı dersiniz?

Bence yok!

O duvar kimin ne kadar umurunda?

Hürriyet bile duvarın yıkılacağı kendisine tebliğ edildiği halde “haber vermediler” diyorsa orada siyasetin babası vardır.

Haber aldıkları an harekete geçseler, orada siyasetin babası değil, “samimiyetin kralı” olurdu.

*

Kısacası herkes siyasi çıkarına bakıyor.

Vatandaş ise çok sonra geliyor.

Peki, tekel duvarı konusunda benim fikrim ne mi?

Yakan zihniyetle yıkan zihniyetin izdüşümünde öylece yaşayıp gidiyoruz, deyip

Bu bahsi burada kapatıyorum!

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları