Sal(d)ın milleti!

Kocaeli’de haftalardır vaka sayılarında giderek yükselen bir tablo var iken yüz binde 1 dahi olmayan bir farkla, Kocaeli en yüksek riskli il olmaktan yırtmış...

Kocaeli’de haftalardır vaka sayılarında giderek yükselen bir tablo var iken yüz binde 1 dahi olmayan bir farkla, Kocaeli en yüksek riskli il olmaktan yırtmış, turuncu renkte yani yüksek riskli iller kategorisinde kalmıştı. Ve bu durum, Kocaeli’de kısıtlamaların gevşetilmesini sağlamıştı. Bu kararların üzerinden 2-3 gün geçmedi ki vatandaşlar, açılan kafe ve restoranlara akın etti. Sokaklar zaten malumunuz, pandemi yokmuşçasına cıvıl cıvıl! En işlek caddelerimiz hala en işlek. Tüm “En”lere sahibiz de sadece yüksek riskli il kategorimizin başında “En” yok şükür. O da şimdilik!

Temennim, riskin azalması, önce sarı renge, sonra ise mavi renge düşmesi. Ama görünen köye de kılavuz aramaya gerek yok. Etkili olduğu iddiasıyla aylardır uygulanan kısıtlamalara rağmen, giderek vaka sayısı yükselen Kocaeli’de, vakalar düşerse bugüne kadar ki tüm bu kısıtlamaların boşuna uygulanmış olduğu ortaya çıkmaz mı mesela?

***

20-26 Şubat tarihlerinde yüz binde 99,18 vakaya ulaşan Kocaeli, yüz binde 100 olmadı diye tehlikesiz değil elbet! Sakarya’dan çok daha az riskli değil. Sakarya, risk haritasında kırmızı yani en yüksek riskli iller arasında. Ama öyle yüz binde 200-300 değil, yüz binde 114 ile kırmızı renge sahip, Kocaeli ise yüz binde 99,18 ile turuncu renge. Arada bir uçurum yok. Sakarya’ya gitmek ile Kocaeli’nin sokaklarında dolaşmanın bir farkı yok bana göre. Sakarya’daki kırmızı tablonun Kocaeli için tek sıkıntılı yanı şu; Sakarya’da kafe ve restoranlar kapalı, cumartesi sokağa çıkma yasağı var; Kocaeli’de ise yok. Hal böyle olunca Sakarya’dan kentimize bir akış olacağı aşikar. Bu da en işlek caddelerimizde, en işlek kafe ve restoranlarda, daha da fazla yığılma demek. Sakarya’dan gelen vatandaş burada virüs de kapabilir, virüs de bulaştırabilir. Yani buradaki mesele daha fazla insanın etkileşim içinde olması.

***

Şöyle bir dolaştım, inceledim kenti dün… Güneşi gören taşmış sokaklara. Çocuklar Doğu Kışla Parkı’nda top oynuyor. Kimi kafeler, restoranlar, parklar, ana baba günü gibi, kimi kafelerde ise tek tük müşteri var. Polisler masa masa dolaşıp HES kodlarına bakıyor vatandaşların. Toplu taşıma araçları bir tarafta denetleniyor, bir tarafta doluyor. Dediğim gibi en işlek caddeler, pandemi öncesi gibi en işlek yine. İnsanlar kafe ve restoranlarda oturarak çay içmeyi, yemek yemeyi özlemiş, saat de sınırlı olunca o saat dilimi içinde kafe ve restoranlara akın etmişler. Sakarya’dan da gelenler vardır illa ki.

Peki ne yapmak gerekir ya da gerekirdi? Kafe ve restoranların kısmen açılması doğru bir karar mıydı? Olması gereken kesinlikle bu değildi. Esnafın derdine çare olamadı iktidar. Onları ayakta tutacak, onlara nefes aldıracak, borç batağının, faizin pençesine düşmelerini önleyecek bir hamle yapmadı. Yap-işlet-devret modeliyle inşa ettirilen, köprülere garantör oldu da kapalı kalan esnafına olamadı. Faizleri düşürüp, müteahhitleri batmaktan kurtaran hükümet, akabinde faizi bir hayli artırdı. Kredi çekmek zorunda kalan esnafın, bu faizin altından nasıl kalkacağını düşünmedi bile. Yapılması gereken kafeleri, restoranları belli bir zaman diliminde açmak değil, risk ortadan kalkana dek kapalı tutmak, bu sürede de esnafın iflasını durduracak destekler sağlamaktı.

Bunu yapmadı ya da yapacak ekonomik gücü bulamadı. O zaman yapılacak şey belli: Salmak… Belli bir zaman dilimine sıkıştırmadan kafe ve restoranları, kırmızı, turuncu, sarı, mavi demeden açmak gerek. Saat 21.00 sonrası ve hafta sonu yasağını, nargile ve oyun yasağını kaldırmak gerek.

Zaten saat 21.00 sonrası da hafta sonu da fabrikalar açık, insanlar virüsü fabrikalardan evlerine taşıyor. Yasaksız gün ve saatlerde de daha fazla kişiye bulaştırıyor. İnsanlar zaten taşmış parklara, sokaklara. Çocuklar zaten yasak falan demeden parklarda. Adam sendrom yaşamıyor, sadece bulaştırıyor, gitmemiş hastaneye, test yaptırmamış, HES koduna bakarak neyi denetliyorsunuz ki? Belli saatlere izin verip, belli saatleri sınırlayarak bitti mi bu virüs, bitmedi? 2 hafta sonra vaka sayısı düşmese de açacaksınız zaten her yeri. Zaten kaldıracaksınız 1 aya kadar tüm tedbirleri. Kocaeli, belki de şu anda risk haritasında kırmızı oldu bile. Kırmızı olursa kapatabilecek misiniz tekrardan bu dükkanları? Esnafın aldığı malları, geri çağırdığı personelleri tınlamadan yapabilecek misiniz bunu? Yapamayacaksınız. Yani yapmayın da zaten, perişan edersiniz insanları.

Ee o zaman neden bekliyor Sakarya, diğer kırmızı renkli iller boş yere? Neden tam saat açılmıyor tüm illerde dükkanlar. Tam açın kardeşim, kaldırın kısıtlamaları, kısmen saldınız bari, tam salın milleti, ne halimiz varsa görüyoruz zaten tedbir adı verilen tedbirsizliklerinizle. Bırakın en azından esnaf bitmesin, çalışanları sefalet çekmesin. Yarar sağlamıyor tedbir dedikleriniz, bari zarar da vermesin artık.

Vaka sayıları
SON DAKİKA HABERLERİ

Yılmaz Karabıyık Diğer Yazıları