Bu kararlar, esnafı daha da batırır!

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam kabine toplantısı sonrası yeni koronavirüs kararlarını açıkladı. Toplantının bitmesini dört gözle bekleyen...

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün akşam kabine toplantısı sonrası yeni koronavirüs kararlarını açıkladı. Toplantının bitmesini dört gözle bekleyen vatandaşlar ve esnafların, heyecanı, Erdoğan’ın ekrana çıkması ile birlikte ikiye katlandı. Erdoğan, pek çok meseleden söz ettikten sonra koronavirüs kararlarını tek tek açıklamaya başladı. Erdoğan’ın konuşmasını son ses dinleyen esnaf ve vatandaşta, önce kafa karışıklıkları oluştu, sonrasında kararların internet gazetelerine düşmesiyle birlikte alınan kararlar kafalarda netleşmeye başladı. Tabii giderilen kafa karışıklıkları sadece hangi illerde hangi değişiklikler yaşanıp yaşanmayacağı ile ilgiliydi. Bir de giderilemeyenler var. Bu yazımda onları irdeleyeceğim…

***

Malumunuz, bu risk haritası, 100 bin nüfusa düşen vaka sayısına göre hesaplanıyor. Yani yüz bin kişide görülen vaka sayısına göre şehirlerin risk rengi belirlenmiş oluyor. Yüz binde 100 ve üzeri vaka görülen iller çok yüksek riskli iller oluyor.

İşte kararlar, bu renklere göre açıklandı dün… Türkiye haritasında, mavi renk: düşük, sarı renk: orta, turuncu renk: yüksek ve kırmızı renk: çok yüksek riskli iller olarak yerini aldı.

***

20-26 Şubat aralığındaki verilere göre düşük, orta, yüksek ve çok yüksek riskli iller şöyle sıralandı:

Düşük riskli iller (MAVİ): Uşak, Şanlıurfa, Mardin, Şırnak, Hakkari, Siirt, Batman, Diyarbakır, Bitlis, Van, Bingöl, Muş, Ağrı, Iğdır…

Orta riskli iller (SARI): Bursa, Manisa, Aydın, Denizli, Isparta, Afyonkarahisar, Eskişehir, Ankara, Çankırı, Karabük, Bartın, Kastamonu, Çorum, Yozgat, Kırşehir, Nevşehir, Adana, Hatay, Gaziantep, Kahramanmaraş, Malatya, Sivas, Elazığ, Tunceli, Erzincan, Bayburt, Erzurum, Kars.

Yüksek riskli iller (TURUNCU): Kocaeli, İstanbul, Kırklareli, Tekirdağ, Çanakkale, İzmir, Muğla, Antalya, Bilecik, Kütahya, Düzce, Bolu, Zonguldak, Kırıkkale, Karaman, Mersin, Niğde, Kayseri, Kilis, Artvin, Ardahan, Yalova.

Çok yüksek riskli iller (KIRMIZI): Edirne, Balıkesir, Burdur, Sakarya, Sinop, Samsun, Amasya, Tokat, Ordu, Giresun, Gümüşhane, Trabzon, Rize, Konya, Aksaray, Osmaniye, Adıyaman…

Şimdi, hangi risk gruplarına göre hangi kararların alındığını kısaca aktarayım:

Hafta sonu sokağa çıkma kısıtlaması: Düşük (mavi) ve orta (sarı) riskli illerde tamamen kalktı. Yani cumartesi ve pazar günü, mavi ve sarı ile işaretli illerde artık hafta sonu yasağı yok. Yüksek ve çok yüksek riskli illerde ise bir süre daha pazar günü yasak devam edecek, cumartesi günü sokağa çıkmak serbest olacak.

Saat 21.00-05.00 arası sokağa çıkma kısıtlaması: Ülkenin tamamında risk haritasına bakılmaksızın saat 21.00-05.00 arası sokağa çıkma kısıtlaması sürecek.

Yüz yüze eğitim ve sınavlar: Okullar, Türkiye genelindeki tüm okul öncesi eğitim kurumlarında, ilkokullarda, 8. ve 12. sınıflarda yüz yüze eğitime açılacak. Düşük ve orta riskli illerde ilaveten ortaokullar ve liseler dahil, diğer kademelerde de eğitime başlanacak. Yüksek ve çok yüksek riskli illerde ise genel uygulamanın dışında sadece liselerdeki yüz yüze sınavlar yapılacak.

65 yaş ve üstü ile 20 yaş ve altı vatandaşların sokağa çıkma kısıtlaması: Sokağa çıkma saatleri sınırlı olan 65 yaş üstü ve 20 yaş altı grubundaki vatandaşlarımızla ilgili düzenleme, düşük ve orta riskli illerde kalktı. Yüksek ve çok yüksek riskli sınıftaki illerde ise sokağa çıkma süresi artırılarak sürecek.

Restoran, lokanta, kafeterya, tatlıcı, pastane, kıraathane gibi yerler: Restoran, lokanta, kafeterya, tatlıcı, pastane, kıraathane gibi yerler, çok yüksek riskli iller dışında Türkiye genelinde faaliyetlerini sabah 07.00 ile akşam 19.00 saatleri arasında, yüzde 50 müşteri kapasiteye ile sürdürecek. Yani çok yüksek riskli iller dışında bu işletmeler, yarı kapasiteli ve saat 19.00’a kadar açık olabilecek.

Halı saha, yüzme havuzu ve benzeri tesisler: Halı saha, yüzme havuzu ve benzeri tesisler, düşük ve orta riskli illerde saat 09.00 ve akşam 19.00 arasında faaliyet gösterebilecekler.

Kamunun çalışma saati: Kamudaki çalışma saatleri malumunuz saat 10.00-16.00 aralığına düşürülmüştü, dün alınan kararlar ile risk haritasına bakılmaksızın tüm illerde kamu, eski çalışma saatlerine dönecek. Yani kamu personelleri, artık 3 saat eksik çalışmayacak.

Nikahlar ve düğünler: Nikah ve nikah merasimi şeklindeki düğünler düşük ve orta riskli illerde 100 kişi, yüksek ve çok riskli bölgelerde 50 kişiyi geçmemek ve 1 saati aşmamak kaydıyla yapılabilecek.

Sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, kooperatifler ve benzeri kuruluşların genel kurulları: Sivil toplum kuruluşları, meslek odaları, kooperatifler ve benzeri kuruluşların genel kurulları, düşük, orta ve yüksek riskli illerde katılımı 300 kişiyi geçmeyecek şekilde yapılabilecektir. Çok yüksek riskli illerde ise yasak sürecek.

Evet hangi rengin hangi illeri kapsadığını, bu renklere göre hangi illerde hangi kararlar alındığını aktardıktan sonra gelelim bu kararları tartışmaya…

Alınan bu kararlar vatandaşları ve esnafı memnun etti mi? Açıklama sonrası yüzler güldü mü, bir bayram havası oluştu mu yurtta? Bu kararlar vaka sayılarını ne derece etkileyecek? İnsanlar, kısıtlamaların tamamen kalkması için bir yarışın içine girer mi? Yani evinde kalmak, bir süre dişini sıkıp sokağa çıkmamak için kendini kasar mı? İnsanlar duyarlılık gösterse de vakalar düşer mi? Bu kararların esnafı ve vatandaşı sıkıntıya sokacak yanları neler?

Gelin tüm bu sorulara mantık çerçevesinde cevap arayalım…

***

Kocaeli, malumunuz bir sanayi kenti. Hafta sonu tam gün ve hafta içi saat 21.00’den sonra sokağa çıkma kısıtlamasına rağmen, her hafta yükseliş eğilimi var bu kentte. Yasaksız saatlerde insanlar sokakta, maske ve mesafe kurallarına uyanlar da var, uymayanlar da. Daha önce de yazmıştım, Eskişehir’de bizzat gördüğüm manzarayı. İnsanlar Eskişehir’de, Kocaeli’de sokağa taşan kalabalıktan çok daha taşıyordu sokağa. İğne atsan yere düşmez bir manzara, ellerinde kalabalıkların içinde içilen sigara. Ama Eskişehir’deki vaka sayısı, Kocaeli’nin 3’te biri kadar. Benim bile çevremde onlarca insan var, fabrikalardan evlerine virüs taşıyan. Sanayi kenti olan Kocaeli’de bu bir gerçek. Yani sokağa taşan kalabalıktan çok daha fazla etki ediyor vaka görülme sayısına fabrikalar.

Kocaeli, turuncu yani yüksek riskli grupta yer alıyor. Bir önceki haftalık vaka sayısı açıklandığında yüz binde 92,83 iken vaka görülme sayısı, 20-26 Şubat aralığında bu oran yüz binde 99,18’e yükseldi. Yüz binde 100 olsa kırmızı yani çok yüksek riskli iller arasına girecek olan Kocaeli, yüz binde 1 bile olmayan bir farkla çok yüksek riskli il olmaktan yırttı ama şimdilik…

Kafeler, restoranlar, lokantalar, pastaneler ve benzerleri açılacak, cumartesi günü sokağa çıkmak saat 21.00’e kadar serbest olacak, STK’lerin genel kurullarına izin çıktı, az katılımlı da olsa nikah merasimlerine izin var, okullar liseler hariç yüz yüze eğitime başlıyor, kamuda çalışma saatleri normale dönüyor… Yüz binde 1 bile olmayan bir fark ile kırmızı olmayan Kocaeli’de tüm bu uygulamalar hayata geçti bugün itibariyle.

Şimdi soralım…

Vakalardaki yükselişin durmadığı Kocaeli’de, kısıtlamaların gevşetilmesi ile birlikte bu yükseliş nasıl duracak? Diyelim ki durdu, bugüne kadar uygulanan yasakların bir anlamının olmadığı ortaya çıkmayacak mı bu durumda? Diyelim ki durmadı, açılan kafe, restoran, lokanta ve benzeri işletmelerin tekrar kapatılması, esnafı daha da perişan etmeyecek mi? Öyle ya bu süreçte işten çıkarmak yasak, kısa çalışma ödeneği bu ay sona eriyor, esnaflar dükkan açtığında personelin maaşlarını ödemek zorunda kalacak. Kiralarını zaten açıkken ya da kapalıyken ödemek zorundalar. Liseler kapalı… İnsanların işten çıkma saatine kadar açık kalacak bu dükkanlar. Yani bu kafe ve restoranların, saat ve müşteri kısıtlaması ile açılması, esnafı ayağa mı kaldıracak yoksa daha da mı çökertecek tartışılır. Pazar günleri kapalı olan esnaf, insanların izinli olduğu günlerde dükkan açamayacak bu da ayrıca sıkıntı. Tüm bunların yanı sıra, Kocaeli, açıklanacak yeni vakalarda yüz binde 100’ü bulur ya da üstüne çıkarsa ne olacak? Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamasına göre tekrar kapatılmaları gerekecek! Personel geri gelmiş, kimi mülk sahipleri dükkanlar kapalı diye esnafların kiralarını bir şekilde ötelerken şimdi dükkanlar açıldığı için kiralarını zamanında isteyecek ve bir hafta sonra bu risk arttı diye bu dükkanlar tekrar kapatılacak öyle mi? Bu esnafı nasıl bir çıkmaza sokar hiç düşünebiliyor musunuz?

Diyelim ki risk arttı, kırmızı işaretli iller arasına girdik ve buna rağmen yeni bir kararla çok yüksek riskli yerlerde de bu mekanların açılmasına karar verildi, kaosun önlenmesi için! Bu kez de şu an kırmızı işaretli illerdeki esnaflar, “biz o zaman neden 1 hafta boyunca kapalı kaldık” diye isyan etmeyecek mi?

Keza nikah merasimleri…

Nikah tarihi alıp, eşe dosta haber veren insanlar, kentimiz aldıkları tarihte bir anda çok yüksek riskli il haline gelirse ne yapacak? STK’lerin genel kurulları da keza öyle…

Bunun yanı sıra insanlar otobüs ve trene binerek hiçbir izne tabii olmadan şehirler arası seyahat yapabiliyor. Bunu yasaklı gün ve saatlerde de gerçekleştirebiliyor. Komşu il Sakarya mesela, çok yüksek riskli iller arasında. Cumartesi ve pazar günü sokağa çıkma yasağı uygulanan bu ilden, cumartesi günü yasak uygulanmayan Kocaeli’ye, İstanbul’a ya da diğer illere bir akış olursa bu nasıl engellenecek?

Neresinden tutarsanız tutun kafa bulandıran, esnafı mutlu etmeyen bir açıklama idi dünkü açıklamalar. Özellikle de esnafların penceresinden bakacak olursak…

***

Yazımı, bir esnaf ağabeyimin anlattıkları ile tamamlıyayım, sonrası yorum sizin…

Bu esnaf ağabeyin kafe&restoran tarzı bir işletmesi mevcut. Birkaç dükkanın birleşmesi ile oluşan işletmesinde 2-3 kira, üste aidat, vergi ödüyor. Nargile ve oyun üzerine müdavimleri vardı koronavirüs salgını başlayana kadar…

Oyunun ve nargilenin yasaklanması ile ilk normalleşme sürecinde de ayakta kalabileceği bir kazanç elde edemedi. Kendini toparlayamadan ikinci bir kısıtlama dönemine girildi ve aylardır dükkanı kapalı…

23 personeli varken şimdi 9 personeli kalmış. İşten çıkarmak yasak ama 1700 lira civarı bir parayla geçim olmayacağından 23 personelden 14’ü istifa etmiş. Kimi ailelerinin yanına dönmüş, kimileri farklı sektörlerde iş kovalamak için işten ayrılmış. Şimdi bu esnaf, kısa çalışma ödeneği de sona ereceğinden 9 personel ile saat 07.00-19.00 saatleri arasında işletmesini yarı kapasiteli olarak işletmeye çalışacak ve bu insanlara maaş ödemek mecburiyetinde olacak.

Pandemi döneminde 2,5 milyon liraya yakın kredi çekmiş toplamda. Geri ödemesi, faizle birlikte 3 milyon lirayı aşıyor. Şimdi aylık 76 bin lira kredi ödüyor. Bunun yanı sıra kira ödüyor, aidat ödüyor, vergi ödüyor, stopaj ödüyor, izletemediği maçlar için Digitürk’e para ödüyor, yasak olan nargilenin ruhsatı sürsün diye devlete yıllık nargile için 5-10 bin lira vergi ödüyor. Devletin açıkladığı bin liralık desteği dahi şu ana kadar alamamış, alanlara da çok az rastladığını söylüyor.

İşletmelerinin yarı kapasiteli ve saat 19.00’a kadar açılmasının kendilerine hiçbir katkı sunmayacağını, aksine personele maaş ödemek durumunda kalınacağından ve mülk sahiplerinin kirayı ödemeleri için direteceğinden daha da zora gireceklerini söylüyor.

Ve bu esnaf ağabey gibi sayısız esnaf var. Kredi faizleri uçtu…
Esnaf borçlu…
Evini geçindirmek zorunda olan personel perişan…

Peki nasıl olacak bu işler? Bu işletmeleri açmak yerine, kısa çalışma ödeneğinin bitirilmemesi, en az asgari ücret düzeyinde ödenmesi ve esnafa kira ve faizsiz kredi desteği sağlanması, pandemi bitene kadar, vergilerin kaldırılması daha mantıklı bir hamle olurdu…
Tabii bunu kaldıracak ekonomik güç varsa…
Yoksa da tamamen kaldırılması gerekliydi kısıtlamaların kanımca.
Allah esnafımızın yardımcısı olsun ne diyeyim.

Vaka sayıları
SON DAKİKA HABERLERİ

Yılmaz Karabıyık Diğer Yazıları