Vurun abalıya…!
Ne demişler, vay gidene… Kalan sağlar kaldığı yerden savaşmaya didişmeye devam ediyor. CHP’li genç Tugay Adak’ın hazin hikayesi Türkiye’de vicdan sahibi olan...
Ne demişler, vay gidene…
Kalan sağlar kaldığı yerden savaşmaya didişmeye devam ediyor.
CHP’li genç Tugay Adak’ın hazin hikayesi Türkiye’de vicdan sahibi olan herkesin yüreklerini dağladı.
Bizim buradakiler ise “Acımız çok taze” ayağına hala ağızlarını açıp tek kelime etmedi, edemedi.
İnsanın diyecek sözü olmayınca elbette bir kılıf bulacaktır.
Ama ne yaparlarsa yapsınlar, ne kılıf uydururlarsa uydursunlar Tugay’ın ödediği ağır bedel karşısında onların da bir fatura ödeyeceği gerçektir.
Hepsi bunun farkında.
Farkında oldukları için de ihaleyi birbirilerinin üzerine yıkma yarışına girdiler.
Tabi, elde bir belediye var, o zaman ne yapalım; saldırın, vurun abalıya…
Bilinçli bir şekilde Hürriyet aleyhine kara propaganda yapılıyor.
Bu işte sorumluluk alanlar yani asıl suçlular altı yıldır neredeydi?
Neden o süre zarfında Tugay’la ilgilenmediler?
Kılıçdaroğlu’na söz verenler neden onun sözünü yerde bıraktılar?
O gün bu sözün gereğini yapmayanlar niçin tek suçlu Fatma Kaplan Hürriyet’miş gibi davranıyorlar?
Hani olayı en başından bu yana bilmesem bu numaraları yerim.
Ama vakanın başlangıcı 2014 senesine dayanıyor.
Sayın Kılıçdaroğlu ta o zaman Tugay’ı ve ailesini CHP’nin Kocaeli örgütüne emanet etmişti.
Geçen süre zarfında kılını kıpırdatmayanlar şimdi kalkmış belediyede neden iş verilmediğini sorguluyor.
Evet, Tugay işe alınması gereken ilk kişilerin başında geliyordu.
Meclis üyesiymiş, başka ilçedenmiş, bunların hiçbiri mazeret olamaz.
Çünkü Tugay, CHP’li gençler içinde sembol bir isimdi.
Partisi için sakat kalan ve bundan menfaat devşirmeyen tertemiz bir çocuktu.
Ama gel gel gelelim Tugay o belediyenin kapısından içeri giremedi.
Ve bunda tek suçlu Fatma Kaplan Hürriyet değil!
Suçlu, örgüt başkanı Harun Yıldızlı.
Suçlu, TBMM Başkan Vekili Haydar Akar.
Suçlu, PM Üyesi Tahsin Tarhan.
Pardon da siz bugüne kadar hangi genç için ne yaptınız?
İş isteyen gençlerin telefonlarına bakmayı kendine zül gören burnu havada adamlar!
O makamlara bulunmaz özellikleriniz dolayısıyla mı geldiniz?
Sizi oraya bu örgütün gençleri, kadınları taşımadı mı?
Ama o kadar çığrığından çıkmıştınız ki, bir yerde duvara toslayacağınız belliydi.
Ve maalesef o duvar Tugay oldu.
Şimdi gelinen noktada bu işin altında ezilenler işin içinden sıyrılmak için Başkan Hürriyet’i alttan alttan linç etme peşindeler.
Hep birlikte oturup “bundan sonra ne yapabiliriz” demek yerine;
“Hürriyet belediyede iş vermedi ondan intihar etti” diyecekler utanmasalar.
Oysa her biri ayrı ayrı bir sebepti.
Tugay’ın intiharından sonra yapılması gereken şey belliydi.
Örgüt başkanı Harun Bey basının karşısına çıkıp, “Suçlu biziz. Tugay’a sahip çıkamadık. Hepimiz suçluyuz. Önce Tugay’ın ailesinden sonra da gençlerden özür dileriz” demeliydi.
Ama Yıldızlı bunu yapmadı.
Yapması istendiği halde yapmadı.
Neden?
Çünkü bu ölümde hiç payı olmadığına kendini inandırmış.
Evet, daha az payı var bu doğru.
Ancak sahip çıkılmayan bir gencin hazin hikayesi üzerinden partisi Türkiye’ye rezil olmuşsa o noktada il başkanı sessiz kalamaz!
Krizlerde, kaoslarda kafasını kuma gömemez!
Maalesef şu an yapılan tam da bu.
Öte yandan en başından beri tek kelime etmeyen,
Ne cenazede ne mevlitte ne gençlerin açıklamasında ortalarda görünmeyen Haydar Akar var.
Kendisi yok ama yakınındaki adamlar Tugay’ın arkasından veriyor veriştiriyor.
Yok ölüm sebebi başkaymış, yok oymuş, yok buymuş.
Ne biliyorsunuz, açıklasanıza görelim.
Yüreğiniz yetmez!
Vicdanınızdan değil, alacağınız tepkiden korkarsınız.
Ölmüş bir çocuğun ardından konuşmak cesaret ister değil mi?
Ama konuşmadan da duramazsınız.
O yüzden fısıltı yoluyla yaparsınız yapacağınızı.
Fakat şunu bilin, herkes her şeyin farkında.
Tugay’ı öldüren sizin vurdumduymazlığınız ve vefasızlığınız.
Bu gerçeği değiştirmeye sizin dedikodularınız yetmez!