Galip Hoca olması gereken yerde
Gazetecilik benim geç keşfettiğim bir meslek. O yüzden merdivenleri hızlı çıkmam gerektiğini düşünürüm, ama haddimi de bilirim. O merdivenlerden çıkarken...
Gazetecilik benim geç keşfettiğim bir meslek.
O yüzden merdivenleri hızlı çıkmam gerektiğini düşünürüm, ama haddimi de bilirim.
O merdivenlerden çıkarken yukarıdaki meslek erbaplarını gölge gibi takip ederim.
Yaşı benden büyük olan meslek büyüklerime (hak edene) sonsuz saygı duyar,
Onların herhangi bir haberimize veya köşe yazıma yaptığı yorumu çok değerli bulurum.
*
Saygı duyduğum meslek büyüklerimden biri Galip Hoca’dır.
Galip Ataman Hoca ile yıllara dayalı bir hukukum yok.
Ama nedense sanki yıllardır bende bir Galip Hoca sevgisi saygısı var ve o hep bir noktada duruyor.
Hiçbir zaman onun gibi yazı yazamayacağımı, onun gibi analizler yapmanın imkansız olduğunu bilerek kendisinden feyz alırım.
Galip Hoca bu kentte genel kabul gören bir isimdir.
Tartışmasız en iyi kaleme sahiptir.
Onun hangi gazetede yazı yazdığının önemi yoktur, okuyucusu nerede olsa bulup okur.
Ama Galip Hocaya yakışan, daha prestijli bir yerde olmak ve daha geniş okuyucu kitlesine ulaşmaktı.
Değerli meslektaşım Adem Turgut, geçen günkü yazsında Galip Hoca’nın Haldız grubuna dahil olan Bizim Yaka Gazetesi’ne geçtiğini yazmış.
Duyunca sevindim, işte şimdi oldu dedim.
Elleriyle büyüttüğü eski gazetesini artık Galip Hoca yönetecek ve eminim farkı fark edilecek.
*
Önerileriyle, eleştirileriyle zaman zaman bana fayda sağlayan değerli büyüğüme yeni görev yerinde başarılar diliyorum.
Kendisini hiç ayağa düşürmedi.
Hep saygın kalmayı başardı.
Görev aldığı gazete satıldığında ortalığa düşmedi.
Gelen tekliflere teşekkür edip, vefasını yerine getirdi.
Kendini duayen sanan çöp ağızlılar gibi üç kuruş için kimseye diz çökmedi.
Evime erzak alamıyorum diye ağlanmadı.
*
Ne demişler, kalite asla tesadüf değildir.
Galip Hoca, Sadun (Abi) Çetin gibi gazeteciler kolay yetişmiyor.
Her ikisine de çok kıymet veriyorum.
Meslektaşlarını ezerek, onların üstüne basarak kendilerini ispat çabasına girenlere resmen adamlık dersi veriyorlar.
Utanmadan sıkılmadan “Bizi 25-30 bin lira kurtarmaz” kabilinden sözlerle
Fiyat tarifesi verenlerin aksine
Geriden gelen yeni nesil gazetecilere fikirleriyle destek oluyorlar.
*
Onlara teşekkür etmek hep yapmak istediğim şeydi.
Sadun Ağabeyin, Galip Hoca’nın arayıp “röportajlarını beğeniyorum, şu yazından şöyle bilgi sahibi oldum” demeleri
Bizim gibi bu yola çok sonra girenler için çok kıymetli.
Allah sizlere sağlıklı uzun ömürler versin.
Çok yaşayın.
Çok yaşayın ki, ortalık kendini duayen sanan fiyat tarifeli küfürbaz gazetecilere kalmasın.
Yolun açık olsun Galip Hocam.
Bizim Yaka Gazetesi artık emin ellerde…
-----------------
MUHARREM TUTUŞ O SORULARI CEVAPLADI
İzmit Belediyesi AKP meclis üyesi ve çiçeği burnunda Grup Başkanvekili Muharrem Tutuş’u;
Bugün gazetemizde misafir ettik.
Muharrem Tutuş ile dün akşam randevulaştığımızda henüz başkanvekili değildi.
Sebebi ziyareti ise dün “Büyükakın Tutuş’a ne dedi” başlıklı yazıma cevap vermekle ilgiliydi.
*
Olayı uzun uzadıya anlatmaya gerek yok.
Ocak ayı belediye meclisinde AKP’li Engin Uçar, alkollü iki mekanın açılması için önerge vermiş ve ortalık birbirine girmişti.
Duruma hazırlıksız yakalanan AKP’li diğer üyeler alkollü mekanlara karşı olsalar da
Grup başkanvekili Soydabaş’ın çekimser oy kullanmasıyla beraber arafta kaldılar.
*
Tam bu tartışmalar sürerken Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın’ın
Muharrem Tutuş’u arayarak “önergeyi geçirin” dediği öne sürüldü.
Bu iddialar doğru muydu, değil miydi?
Gerçekten Büyükakın Tutuş’a böyle bir direktif verdi mi, verdiyse Tutuş neden Büyükakın’ı takmadı?
Muharrem Tutuş tüm bu sorulara cevap verdi.
Neler dediğini mini röportajımızda okuyacaksınız.
*
Muharrem Tutuş’a gelince…
AKP içerisinde öteden beri takip ettiğim, siyasi zekasını beğendiğim bir meclis üyesi.
Genç ama tecrübeli. Genç ama birikimli.
Bunu sohbetimizde de fark ettim.
Onunla ilgili kanaatimi ilerleyen günlerde daha çok yazacağım.
Hele bir görevine başlasın.
Durduk yere gaz vermenin veya onu aşağı çekecek ifadeler kullanmanın manası yok.
İzleyip, yorumumuzu yapacağız.
*
Evet, Muharrem Tutuş dün yazdığım yazı üzerine neler söyledi,
buyrun okuyun.
*
***Muharrem Bey, Ocak ayında alkollü işletmelerin ruhsat problemini çözmek için verilen önergenin komisyona gitmesini istediniz ama olmadı. Komisyona gitseydi sorun çözülecek miydi?
-Bir kere vatandaşların özellikle bilmesini istediğim şey şu. Alkollü mekân açmak isteyen kişiler şayet açmak istedikleri yer kırmızı alan içerisindeyse meclise bile gelmesine gerek yok. Oradaki oylama bu arkadaşlara izin verelim mi vermeyelim mi oylaması değildi. Burada hemen oylansın mı yoksa komisyona gönderip kırmızı alan işini komisyonda tartışıp kökünden mi çözelim anlamı taşıyordu.
***Ama komisyona gitmiyorsa da geçiyor anlamı taşıyordu, ki geçti de…?
-Geçmeyebilirdi de ama. Hayır oyu çıksaydı komisyona gitmeden reddedilmiş olacaktı. Oylama yapıldı 16-14 oy çıktı geçti. Onlar 16 biz 18 çıksaydık bu kez gündemden tamamen çıkmış olacaktı. O esnaflara yine zarar veren bir sonuç çıkabilirdi. Bir daha belki de hiç meclise gelemeyecekti. Oradaki oylama evet hayır oylamasından ziyade bu konuyu komisyona götürüp konuşalım oylamasıydı.
***Bu işler komisyonda konuşuldu bir çözüm alınamadı. Hala neyi tartışacaklar?
-Orada başka bir mecliste gündem olmuştu. Mustafa Abi (Soydabaş) ve Necat Abi (Çakır) aralarında bir şey düzenleyip getirmişlerdi. O da esasen grup kararı değildi orada konuşup karara bağlayalım dendi ama o da olmadı. Bu konu 6-7 ay önce bizim grubumuzda konuşulduğunda onay almamıştı o zaman için. Bunda da böyle tekrar gelince kendi aramızda konuştuğumuzda komisyona gönderelim, ne yapacaksak etraflıca konuşalım dedik. Bu alanın tekrar güncellenmesi, alanın içindeki yerlerle ilgili yeni düzenleme yapılmasıyla ilgili etraflıca konuşulsun diye bir oylama yapıldı. Bizim duruşumuz komisyona gitmesiyle ilgiliydi.
***Meclis esnasında Başkan Tahir Büyükakın’ın sizi aradığı, alkollü mekanları kapsayan önergeyi geçirmeniz gerektiği ancak sizin takmadığınız söylendi. Ben de bunu köşeme taşımıştım, orada neler oldu? Tahir Bey’le bir görüşme gerçekleştirdiniz mi mecliste?
-Evet, Tahir Başkan beni oylamayla alakalı meclis esnasında aradı. Daha önceki kararımız neyse aynı kararın arkasında durmamız gerektiğini mevzunun komisyona gönderilmesi gerektiğini, komisyonda da kararın tekrar ele alınması gerektiğini söyledi bana. Size söylenen gibi ‘Kabul edin, geçirin’ gibi bir şey asla demedi. Tam tersi farklı yerlere gitmesin iş, mevzuyu komisyona gönderin. Komisyonda konuşun hatta geçirmeyin dedi.
***Komisyona gitseydi ne olurdu?
-Onu bilemem şimdi bizim il başkanımız var, büyükşehir belediye başkanımız var, ilçe başkanımız var. Konu kurullarımızla görüşülüp ona göre karar çıkardı.
***Bir kırmızı alan düzenlemesine ihtiyaç duyulduğunu siz de kabul ediyorsunuz, doğru mu?
-Ben size sorayım Üçyol’a birisi gelip orada bir binayı satın alıp alkollü yer açıyorum derse ne olur yani? Problem olur. Benim kanaatim bir düzenleme gelmesi yönünde.
***Evet, kırmızı alana bir düzenleme gerekiyor ama kırmızı alanların hepsi kapatılsın, yenisine izin verilmesin, mantığıyla mı yaklaşacaksınız yine?
-Ben bununla ilgili grup başkanvekili olarak bir şey söyleyemem şu anda. Konuşmadık henüz kimseyle, grup ne düşünür bu durumla alakalı bilemem. Ocak’taki mecliste bu iş eğer komisyona gitseydi farklı bir karar çıkacağını düşünüyorum çünkü zemin artık problem çıkarmaya başladı. CHP’ye de sıkıntı çıkarıyor bu konu. Fark ettiyseniz Fatma Hanım ikide bir ‘Biz vermedik ha’ deyip durdu. İyi bir şey olduğunda siyasetçi “ben yaptım bu işi” der ama ısrarla kaçıyor o mevzudan. Dediğim gibi orada komisyona gitmiş olsaydı aynı sonuçlanmazdı o iş. Bu benim kanaatim ve gözlemim. Şu anlık süreçte o iki kişinin sorunu bitti.
***Orada Mustafa Soydabaş yerine Muharrem Tutuş grup başkanvekili olsaydı, Engin Uçar bu önergeyi verseydi ne olurdu?
-Engin Uçar ben grup başkanvekili olsaydım yine bu önergeyi verebilirdi yine aynı tabloyla karşılaşabilirdik. Orada sonuçta gidip kimsenin elini indirecek halimiz yok. Belki bu süreçleri sezinleyip o ilişkileri kurup ona göre pozisyon alınırdı. Fakat siyasette öngörülemeyecek olaylar her zaman olabilir.
***Peki, grup başkanvekilliği süreci nasıl gelişti?
-Dün akşam ilçe başkanımız ( Ali Güney) arayarak bugün saat 10.00’da partiye davet etti. ‘Seçmeleri yaptık ve senin hakkında karar aldık’ dedi, görevi bize verdi.
***Meclis üyesi arkadaşlarınızdan arayıp tebrik ettiler mi?
-Allah razı olsun çoğu aradı, önceki dönemlerden tecrübesi olan meclis üyelerimizden benim aradıklarım da oldu. Daha çok yeni hepsine gideceğiz, hepsiyle görüşmemiz lazım. Bizim grupta esasen baktığımızda Mustafa abinin (Soydabaş) tecrübelerinden faydalanmaya devam etmemiz gerekiyor. Disiplin sürecinde karar ne çıkar bilemiyorum ama biz mecliste Mustafa abiden çok istifade ettik. Mustafa abi birçok mecliste konuda bize yol açtı, yol gösterdi. İzmit’te faydalı olacak işlere kafa yordu. Süreç ne olursa olsun, karar ne çıkarsa çıksın bizim Mustafa abiden istifade etmemiz gerekiyor.
***Grup başkanvekilliği aynı zamanda ağır bir sorumluluk. Partimi daha iyi temsil ederim, diyor musunuz?
-Bu işi hep birlikte layıkıyla yapacağız ama işin aslı şu, bizim bir grup başkanımız var zaten o da ilçe başkanıdır. Meclislerde grup başkanı olmadığı için vekiller biraz daha bu işi yöneten aktör olarak görünüyor. Tabii ki biz robot değiliz ama ocak meclisinde gördük o süreçte yönetmek, sürecin altından kalkmak parti politikasını savunmak önemli işler. İnşallah Mustafa abinin sevilen sayılan havasını ben devam ettireceğim. Meclis üyelerine, grup başkanvekilliği yapmaktan ziyade ben oradaki süreci yönetmeyi düşünüyorum.
***Normalde Fatma Kaplan Hürriyet’e karşı çok sert mücadele ediyorsunuz. Grup başkanvekilliği etiketinden sonra bu aynı olacak mı? Yoksa daha uzlaşmacı bir dil mi kullanacaksınız?
-İşin esası şu. Ben yapacağım işe çalışıyorum, görevimi layıkıyla yapmaya çabalıyorum. İki gündür kamuoyuna baktığınızda grup başkanvekili Muharrem Tutuş olacak şeklinde yazılıyor. Bunların elbette bir alt yapısı var.
***Hak etmeyle mi ilgili?
-Hayır, neden kamuoyunda ismimin gündeme geldiğini izah ediyorum. En önemlisi mali konularla alakalı çok gündem maddesi geliyor, biz de mali müşavir olunca bu tür konular hep bize geliyor. Konuma çalışıyorum, gündemi takip ederim siyasette de alt yapımız var. Bir iki kelimeyi yan yana getirebilmek de Allah vergisi. Bilgi güçtür derler, ben bildiğim konuda akşama kadar konuşurum ama bilmem lazım bilmiyorsam hissedersiniz zaten. Bilmiyorsam konuşmam. Önce öğrenirim, çalışırım öyle konuşurum.
***İzmit Belediye meclisinde sizin farkınızı hissedecek miyiz?
-Hiçbir fark hissedilmedikten sonra bu işi yapmanın bir anlamı yok. Kendime inanmasam zaten yapamam derdim. İşimi yapıyorum, çalışıyorum. Arkadaşlarımızla iletişimi sürekli canlı tutup grubu bir arada tutacağız.
***AKP’de söz birliğinin olmaması gibi şeyler yansıyor, grupta dağınıklık var mı gerçekten. Gerçi olsa da var demez hiçbir siyasetçi?
-Emin olun toplantılarda her şey çok güzel gidiyor. Herkes her konuda aynı şeyi düşünüyor gibi bir durum da yok. Ama emin olun CHP’nin grup toplantılarından daha hareketli geçiyor bizim toplantılarımız. Herkes bir şey düşünüyor ama en nihayetinde ortak bir şeyde buluşuyoruz. Zaten ocak meclisinde yaşanan olayın nedeni de bu. Grupta konuşulmamış, üzerlerinde mutabakat oluşmamış bir konu oraya gelince sonuç bu oldu. Grup dağınık olsaydı önceden olurdu bu. Hiç öyle bir şey yok.