Sosyal deney
Yanılmıyorsam 2012 yılının Ağustos aylarıydı. O yaz, tatil programı Türk kıyıları ve Yunan adaları arasında mekik dokumak üzere planlanmıştı. İlk olarak Kaş'a gidilecek üç gece konaklama yapılacak, bu arada gündüz plaj keyfi...
Yanılmıyorsam 2012 yılının Ağustos aylarıydı.
O yaz, tatil programı Türk kıyıları ve Yunan adaları arasında mekik dokumak üzere planlanmıştı.
İlk olarak Kaş’a gidilecek üç gece konaklama yapılacak, bu arada gündüz plaj keyfi olarak da Meis adası tercih edilecekti.
Tatile otobüs ya da uçak yerine kendi aracınızla giderseniz, çok daha fazla yer gezme şansınız oluyor.
Kaş dönüşü yeni rotayı anlatayım, sıkı durun;
Bir gece Marmaris, dört gece Rodos adası, bir gece Bodrum, üç gece Kos adası, bir gece Çeşme ve finalde iki gece Sakız adası…
Nasıl kafanız karıştı değil mi?
Sonuçta 4 Yunan adasını ziyaret edince, Duty Free alışverişi de zengin oluyor.
Alkollü içecekler, sigara, parfüm gibi ihtiyaçlar vergisiz olunca da bagaj tıka basa doluyor.
Tatil dönüşü kanuni hakkımız olan onlarca şişe alkolle mini bir bar bile açabilirmişim.
Aradan yıllar yıllar geçti. Sonradan ve zaman içinde tükettiğim viski, uzo, votka, şarap ve likörden oluşan servet değerindeki bu onlarca şişenin de hatıra fotoğrafını çekmiştim.
Yahu insan ucuz aldığı içkilerin fotoğrafını neden çekmek ister?
Manyaklık!
2018 yılının bitimine son iki gün kala bir muzırlık yapıp bu sözünü ettiğim şişelerin fotoğrafını facebook ve instagram hesaplarımda paylaşarak altına şu notu düştüm;
“Arkadaşlar, geçirdiğim bir rahatsızlık nedeniyle alkole veda etmek zorundayım! Şu an elimdekileri de (bedelsiz olarak) isteyenlere dağıtacağım. Buradan yorum yapmayın mesaj atın, mesajların geliş sırasına göre hediye edeceğim. (Votkalardan birini ve bir Martini'yi bir arkadaşa ayırdım, diğerleri sahiplerini bekliyor.)
Böyle çılgın bir ileti olabilir miydi?
Ya gerçekse?
Uğur Bayram kafa mı buluyor yoksa?
Tüm bu şüpheleri görmezden gelen ya da gelmeyen tamamı 107 arkadaşımdan aldığım telefonlar, mesajlar ve yorumlar önce güldürdü, sonra da düşündürdü beni!
Aslında sağlığım yerindeydi, aslında bu bir sosyal deneydi ve ne yazık ki aslında denekler eşim-dostum ve arkadaşlarımdı.
45 dakika sürdü bu deney ve daha fazla dayanamayıp fotoğraflı yorumumu görüntüye engelledim.
Fotoğrafta tekila içkisi olmasa da tekila isteyen arkadaşımdan, viskileri almak üzere hiç gelmediği evimin konumunu soran dostuma kadar bu deneyin sonucu buz gibi yüzüme vurmuştu!
Mesaj atan, telefonla arayan ya da yorum yapan arkadaşlarımın sadece beşte biri içki istemedi. Sadece beşte biri votka ya da uzolara talip olmadı.
Sadece 45 dakika süren bu sosyal deney süresince telefonum hiç susmadı!
Arayanlar sadece sağlığımı merak eden, yapabileceği bir şey olup olmadığını soranlardı.
İlk arayan Fatih’ti, Fatih Gürses:
“Abim hayırdır, neredesin hemen geliyorum!”
Aylardır görüşmesem de kardeşten öte bu davranışıyla, neredeyse yanına gidip yanaklarını ısırasım geldi Fatih’in.
Daha sonra aile fertlerim, yeğenlerim dışında; gerçekten çok korkan (Sadece sağlığımı sorgulayan) sevdiklerime gerçeği anlattım.
Deneklerim ise gerçeği birkaç saat sonra öğrendi.
En duygusal sözler de okul devrem Ertuğrul Yılmaz’dan geldi:
“Uğurcum şaka bu değil mi? Sen iyi olduğunu söyle ben sana bir şişe rakı göndereyim. Ya da başka bir içki.”
Aslında sağlığımı düşünmeyip, ithal alkol şişelerinin parıltısına kendini kaptıranlara hiç kızmadım.
Sadece sözde hastalığımı merak edip ulaşanlarımı daha çok sevdim.
Mesela geçen yıl facebook’ta doğum günü tarihini gizlediğimde kutlayan kişi sayısı 7’ydi (yazıyla sadece yedi)
Oysa bir önceki yıl 1000 (bin) üzerinde tebrik mesajına tek tek cevap vermiştim.
Sözün özü şu ki sevgili okurum, böyle saçma sapan deneyleri sakın sen yapma!