VETO yemek bizim farkımızdır!

Bugün ilimiz yine en kangren günlerinden birini yaşadı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 151 adet yatırımın (ki, ortada elle tutulur gözle görülür birkaç tane yatırımdan başka kayda değer bir şey yok) açılış töreni için ilimize geldi. Her...

Bugün ilimiz yine en kangren günlerinden birini yaşadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, 151 adet yatırımın (ki, ortada elle tutulur gözle görülür birkaç tane yatırımdan başka kayda değer bir şey yok) açılış töreni için ilimize geldi.

Her zamanki gibi trafik felç, bir noktadan diğerine gitmek neredeyse imkansız...

Erdoğan gelmeden önce biz de her basın kuruluşu gibi hazırlığımızı yaptık.

Programı kimin nasıl takip edeceğini belirledik.

Ancak o da ne..?

Valilikte bizim adımız yok!

Adımız olmadığı gibi, muhabirimiz Oğuzhan Aktaş’ın ismi “veto” yiyenler arasına girmiş.

Çokta tın dedik.

Hem biz bu muameleye yabancı değildik.

Seçim öncesi “yüksek profilli olduğu için işine son verilen” Davutoğlu’nun mitinginde de aynı şeyi yaşamıştık.

Ona rağmen miting alanına girip, okurlarımızla yandaşların görmezden geldiği her ayrıntıyı sizlerle paylaşmıştık.

*****

Ancak bu sefer bunu istemedik.

Çünkü bu kez kentimize gelen

bu ülkenin Cumhurbaşkanıydı.

Yani herkesin, cumhurun başıydı o…

Her düşünceden insanın gitmekte sakınca görmeyeceği bir isimdi, gitmek lazımdı.

Ama kazın ayağı hiçte öyle olmadı.

Günler önce AKP teşkilatları, parti lideri mitinge geliyormuş gibi

duyurular yaptılar.

Erdoğan’ı tamamen AKP seçmenine kitlediler. Bizden olmayan gelmesin dediler.

Hoş, kimse de onu Türkiye’nin birleştirici gücü olarak görmüyor.

Fakat yine de rejim içerisinde o hepimizin Cumhurbaşkanıydı.

*****

Neyse; biz vetoyu yiyince meydanı yandaş medyaya bıraktık.

Daha bir gün önce gazetenin manşetinden tırnak içinde “Başkan” geliyor şeklinde manşet atan,

Kendisini hala Kocaeli’nin bir numara gazetecisi olduğunu zanneden

gazeteci ağabeyimizin acziyetiyle

Bir kez daha yüzleşmek, belki de bu kararı almamızda etkili oldu.

Bu ağabeyimizi bir gazeteci olarak değil, gazete okuyucusu olarak eleştiriyorum.

Mesleken kendimi onunla yarıştırmıyorum ki asla haddim değil!

Ama mesleğin etik kuralları bakımından, o duayen ismin benimsediği hayat tarzı bakımından düştüğü duruma çok acıyorum.

*****

Evet, herkes bu güce karşı dik duracak kişiliğe sahip olmayabilir

Evet, yıllar sizi yıpratmış ve mücadele gücünüzü zayıflatmış olabilir.

Ama bunun yolu orada kalıp susup oturmak değildir.

Ne kardeşini, ne oğlunu, ne de vazgeçmem dediğin ekibini orada tutamadıktan sonra sen neyi bekliyorsun be abi?

Başkanlık sistemi gelmeden gazeteye atılan manşetten hiç mi rahatsız olmadınız?

Dostlarınız, çevreniz, aileniz, hala sosyal demokratlarla oturup kalktığınız arkadaşlarınız size hiç mi bu acı gerçeklerden bahsetmiyor?

Gerçi o manşeti atarlarken

size zerrece danışmadıklarını tahmin edebiliyorum.

Tekrar ediyorum; bu eleştiriyi sade bir okuyucunuz olarak yapıyorum. Amacım size gazetecilik dersi vermek değil.

Çok severek okuduğum bir büyüğümün birazcık olsun özüne dönmesi için..!

O nedenle sakın ola, sapla samanı karıştırma!

*****

Diğer taraftan bir sözüm de AKP İl teşkilatına…

Bizim gazetemize akreditasyon vermemekte ki amacınızı

az çok anlıyorum.

Sevmediğiniz konuları kaşıyoruz.

Bizler “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı kandırıyorsunuz” diyoruz.

“Sizin paralelden falan rahatsız olduğunuz yok, bedavadan işler yapıyorsunuz”

diyoruz.

Yetmiyor, Erdoğan’ı yerel basınla buluşmaya çağırıyoruz.

Ve bunların hiçbiri hoşunuza gitmiyor.

Ya olursa diye korkuyorsunuz!

*****

Ama inanın programa gelseydik, seyircilerin arasından atlayarak Erdoğan’a sizi şikayet etmeyecektik.

“Bunlar çoğu paralelin ta kendisi”

demeyecektik.

“Nasılsa sizin kandırılmaya müsait olduğunuzu çözdüler”

Öyle ya; ne cemaat kaldı kandırmadık, ne de eski yol arkadaşlarınız.

“Şimdi bir gol de kendi teşkilatlarınızdan, milletvekillerinizden, bakanlardan, belediye başkanlarından yemeye hazır olun”

demeyecektik.

“Siz cemaatin okullarına giden kaynağı kestiğinizi zannederken, Baaşiskele’de bir yurt cemaat okulu olarak eğitim izni aldı”

demeyecektik.

Sadece Erdoğan’a ihanetin yalakalığa dönüşmüş halini canlı canlı izlemek için oraya gelecektik.

Ama olmadı, gelmedik, gelemedik.

Siz de yine rahatça gerçekleri

Erdoğan’dan gizlemeye devam ettiniz.

Ancak hep söylerim;

Gerçeklerin bir gün mutlaka ortaya çıkmak gibi kötü bir yanı vardır.

Bunlar ortaya çıkınca ne olacak gerçekten merakla bekliyorum.

*****

Ayrıca bir gazetenin veto yemesi demek, onun diğerlerinden farklı olduğunu ortaya koyar.

Biz farkımızın farkındayız çünkü gerçeklerden kaçmıyoruz.

Bana kalırsa siz de bu farkın farkındasınız ve bu hiç hoşunuza gitmiyor !

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları