İDEAL CUMHURİYET KÖYÜ PROJESİ..
3 Şubat 2018 günü AK Parti Kocaeli Milletvekili Zeki Aygün il binasında gerçekleştirdiği basın açıklamasında kent ve ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunurken '”E-5 üzerinden geçerken baktığınızda Kocaeli bir köy görüntüsünde...
3 Şubat 2018 günü AK Parti Kocaeli Milletvekili Zeki Aygün il binasında gerçekleştirdiği basın açıklamasında kent ve ülke gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulunurken
“”E-5 üzerinden geçerken baktığınızda Kocaeli bir köy görüntüsünde görünüyor.”” demişti.
Sn Aygün bunu neresi için söylüyor?
AKP nin 14 yıldır yönettiği bir kent olan Kocaeli için söylüyor..
14 Yıl bir kentin çehresini değiştirmek için yeterli bir süre.
Bunun örneğini Eskişehir’de görüyoruz.
Sn. Yılmaz Büyükerşen yönetiminde Eskişehir aynı süre içinde büyük bir dönüşüm geçirerek bugün ki modern görünümüne kavuşmuştur.
Kocaeli bunu neden başaramamıştır, bunun nedenlerini ayrıca değerlendirmek lazım.
Bugün ilginizi çekecek bir başka konudan bahsedeceğim.
Sn. Aygün bu ifadesi ile Kocaeli’nin köye benzemesini olumsuz bir eleştiri olarak yapıyordu.
Yani köye benzemek istenilen bir durum değil..
Konu köyden açılınca Cumhuriyet döneminde köy ve köylülerimize bakış açısına biraz değinmek istiyorum.
Günümüzde farkında olmadan kullanılan köye benzemek, köylü gibi davranmak değimleri hep olumsuz anlamda kullanılmaktadır.
Bunun sebebi köylerimizin gerek ekonomik, gerek yapısal açıdan ve gerekse sosyal ihtiyaçlar açısından istenilen seviyede olamamasıdır.
Peki, bunun suçu kimindir?
Kentler gelişirken köylerimiz neden geri bırakılmıştır?
Atatürk “” Köylü Milletin Efendisidir “” sözünü söylerken bunu içi boş bir söz olarak söylememiştir.
Bu sözün bir anlamı vardır.
Atatürk köylünün bir milleti oluşturan ana unsur olduğunun bilincinde kalkınmanın köylerden başlayarak gerçekleşmesi gerektiğine inanıyordu.
Köyler kalkınmadan ülke kalkınamazdı.
O yıllardaki şartları bir düşünelim,
Nüfusumuzun % 80 i geçimini tarıma dayalı olarak sağlamakta ve köylerde yaşamaktaydı. Köylerde yol, su, elektrik yoktu, okul yoktu, sağlık ocağı yoktu. Okuma yazma oranı yok denecek kadar azdı. Mesleki bilgiden yoksun, atalarından öğrendiği şekliyle kara düzen tarım ve hayvancılık yaparak geçiniyordu.
Mustafa Kemal Atatürk Cumhuriyetin kurulmasından hemen sonra her biri devrim niteliğinde pek çok adım atmıştır. Bunların içinde en çok önem verdiği eğitim ve kalkınma hamleleridir.
Köylerin kalkınması için 18.03.1924 tarihinde Köy Kanunu çıkarılmış, okul, yol su yatırımları başlatılmış, sıtma ile savaş, Halk Evlerinin açılması (1932), Tarım Kooperatiflerinin kurulması(1924), 1930’lu yıllarda tartışılmaya başlanan Toprak Reformu çalışmaları, Köy Enstitüleri(1936) gibi çeşitli uygulamaları başlatmıştır.
Atatürk devlet işlerinden fırsat buldukça Anadolu’yu gezerdi.
Yıllarca süren savaşlardan çıkılmış, düşman yenilmiş, Cumhuriyet ilan edilmişti.
Ancak yokluk ülkenin her tarafını acı bir rüzgâr gibi kavuruyordu.
Özellikle köylerde halk yokluk ve çaresizlik içinde ayakta kalmaya çalışıyordu.
Atatürk bu yurt gezilerinde köylülerin dertlerini dinler, yanındakilere notlar aldırırdı.
Her yurt gezisinden döndüğünde içini bir acı hüzün kaplardı.
Köylerin içinde bulunduğu bu durumdan kurtulması için hep yeni çareler düşünür ve bunları uygulanması talimatını verirdi.
Köy Büroları bunlardan biridir.
KÖY BÜROLARI
Köy Büroları 25 Aralık 1935 tarihinde, 2883 sayılı, “İkinci Umum Müfettişlik ve Müşavirlerinin Teşkilat Kadroları Hakkındaki Kanun’un kabul edilmesiyle kurulmuştur.
Köy Bürolarının amacı, köylerdeki tarımsal ve hayvansal üretim, satış ve tüketim tarzlarını düzenlemek ve sağlık, kültür, tarım ve bayındırlık işlerini planlayarak yürütmek şeklinde özetlenebilir.
Bir nevi günümüzdeki İl Özel İdaresi ve İlçe Tarım Müdürlüklerinin görevine benzer bir niteliğe sahipti.
İkinci Umum Müfettişliğinin ve köy bürolarının kurulmasından sonra Beş Yıllık Köy Kalkınma Programı hazırlanmıştır.
İstiklal Savaşı komutanlarından Kazım Paşa (Dirik) İzmir Valiliği yaptığı dönemde (1926-1935) Köy Büroları ile ilgili çalışmalarla yakından ilgilenmiş ve köylerin imarı ve kalkınmasına önem vermiştir.
Kazım Paşa (Dirik) 6 yıllık Trakya Umum Müfettişliği döneminde( 1935-1941) bu konuda tüm ülkeye örnek olacak çalışmalara imza atmıştır.
İDEAL CUMHURİYET KÖYÜ PROJESİ
Trakya Umum Müfettişi Kazım Dirik bu çalışmalardan edindiği tecrübeler ile Cumhuriyet yönetimine yaraşır, modern köyler oluşturulması amacıyla 1937 yılında hazırlanmış bir planı Atatürk’e sunar. Planı kimin çizdiği hakkında kesin bir bilgi yoktur.
Planın adı: İDEAL CUMHURİYET KÖYÜ dür.
1930 lu yılların şartlarında kalkınmayı ve aydınlanmayı köyden başlatacak bu projeyi Atatürk beğenir.
Atatürk bu proje konusunda Hasan Rıza Soyak'a da şunları söylemiştir:
"Eğer Hükümet, Dirik'in girişim ve düşüncelerini benimser, daha derli toplu, daha hesaplı bir biçime koyarsa ele mükemmel bir köyleri kalkındırma programı geçebilir."
Atatürk’ün de katkılarını sunduğu ve uygulanmasını istediği bu proje 1938 de Atatürk’ün sağlığının bozulması, sonrasında 1939 da İkinci Dünya Savaşının patlaması ile dönemin şartlarında uygulanamamıştır.
Kazım Dirik projenin bir nüshasını da o dönemde Afet İnan’a verir.
Afet İnan daha sonra yazmış olduğu Devletçilik İlkesi ve Cumhuriyetin Ellinci Yılı İçin Köylerimiz adlı kitaplarında bu projeye yer vermiş ve projenin aslını Kazım Dirik’ten aldığını, projenin aslını Türk Tarih Kurumuna bağışladığını ifade etmiştir.
Nedir bu “İDEAL CUMHURİYET KÖYÜ PROJESİ “
Cumhuriyete yakışır modern bir köy yaratma amacı ile hazırlanmış bu proje, ortasında bir meydanı bulunan dairesel yollar ile 3 bölgeye ayrılmış, 6 adet yol ile meydana bağlantı sağlanan bir vaziyet planına sahipti
Okul, cami, köy konağı, sağlık ocağı, otel–han, çocuk bahçesi ve fabrika dâhil toplam 44 yapı bulunan planda, köyün orta yerinde bir Mehmetçik anıtı tasarlanmıştı. Anıt çevresinde sosyal tesisler ve çeşitli dükkânlar bulunmaktaydı.
Yapılan plana baktığımızda İDEAL CUMHURİYET KÖYÜNDE şu bölümler bulunmaktaydı.
Okul ve Tatbikat Bahçesi
Öğretmen Evi
Halk Odası
Köy Konağı
Konuk Odası
Okuma Odası
Konferans Salonu
Otel Han
Çocuk Bahçesi
Köy Parkı
Telefon Santralı ve Köy Söndürgesi
Köy Gazinosu ( Radyolu)
Ebe ve Sağlık Korucusu
Tarımbaşı
Hayvan Sağlık Korucusu
Sosyal Kurumlar
Ziraat ve El İşleri Müzesi
Gençler Kulübü
Hamam ve Etüv Makinesi
Köy Yunak Yeri
Cami
Revir
Kooperatifler
Köy Dükkânları (Arabacı, Kalaycı, Bakkal, Terzi, Berber, Nalbant, Marangoz, Demirci)
Spor Alanı
Damızlık Tavşan, Tavuk ve Arı İstasyonları
Damızlık Ahır (Aygır ve Boğa)
Kanara
Mandıra
Değirmenler
Fabrikalar
Asri Mezarlık
Hayvan Mezarlığı
Kireç, Taş, Tuğla ve Kiremit Ocakları
Yonca ve Hayvan Pancar Tarlası
Koruluk
Köy Gübreliği
Fenni Ağıl
Pazar Yeri ve Köy Zahire Locası
Aşım Durağı
Panayır Yeri
Selektör Binası
Artezyen
Fidanlık
İdeal Cumhuriyet Köyü Projesini Köy Enstitüleri ve Köy Büroları ile birlikte düşündüğümüzde aslında Cumhuriyeti kuranların köy ve köylümüzün çağdaşlaşma ve aydınlanma yoluyla refaha ulaşma projesi olarak görebiliriz.
Bir an için gözlerinizi kapatın ve bu köyü hayal edin,
İdeal Cumhuriyet köyünde
Modern ve sağlıklı bir ortamda yaşayan köylüler,
Okullarında Köy Enstitüsünden mezun olan öğretmenlerinin hayatın her yönünde eğitim verdikleri öğrenciler,
Köy Büroları ile üretimin planlandığı, üreten kazanan bir halk..
Bir tarafta okuma odaları, bir başka tarafta halk evleri, müzeleri, konferans salonları , çocuk bahçesi, parkı, ebesi, veterineri, gençlik odaları, spor alanı, mandırası, reviri vs. daha neler neler..
Hayali bile güzel değil mi?
İşte bunu başarabilseydik,
Her biri birer kutup yıldızı gibi parlayan köylerimiz için
Hiç kimse köye benzemeyi bir eleştiri sıfatı olarak kullanamazdı..
Sağlıcakla kalınız.
Yararlanılan Kaynaklar:
Prof. Dr. A. Afet İnan: Cumhuriyetin Ellinci Yılı İçin Köylerimiz adlı eseri.
Prof. Fehmi Yavuz: Birinci ve İkinci Beş Yıllık Kalkınma Planlarında Köy ve Köylü Sorunu adlı eseri.
Sinan MEYDAN Akl-ı Kemal (2. Cilt),