Sen insan olamazsın…!
Ben Bulgaristan göçmeni bir Türküm. Bu yazıyı göçmen olmasaydım yine yazardım. Bir densizin ettiği sözleri münferit göremezdim. İnsanları etni site yapısına göre sınıflandıran hangi zihniyet olursa olsun karşısında dururdum. Biz öyle...
Ben Bulgaristan göçmeni bir Türküm.
Bu yazıyı göçmen olmasaydım yine yazardım.
Bir densizin ettiği sözleri münferit göremezdim.
İnsanları etni site yapısına göre sınıflandıran hangi zihniyet olursa olsun karşısında dururdum.
Biz öyle gördük öyle yetiştirildik.
Komşusunun dahi nereli olduğunu merak etmeyen toplumdan, bir insanın alt kimliğine göre kendine yer bulduğu dönemde yaşıyoruz.
Durum bu olunca Süleyman Özkaraaslan gibi bazı çapsızlar çıkıp, bizim gibi göçmenleri Suriyeli mültecilerle aynı kefeye koyabiliyor.
Öfkemi mazur görün…!
Bugünden beri bu konuda ne telefonlarım sustu ne bu densize olan öfkem dindi.
Sabahleyin benim de Bulgaristan göçmeni olduğumu bilen hemşerilerimden biri densizin sosyal medyadaki paylaşımını gönderdi.
Resmen kan beynime sıçradı.
Karadenizli olmayı kendine ayrıcalık sayan bu cahil adam demiş ki;
“1989’da gelen Bulgarları, 1950’de gelen Selanik dönmelerini, 100 bin kaçak Ermeniyi, Suriyelilerle beraber gönderelim. Var mısınız çomarlar”
Bakar mısınız sözlere…
Kendi gibi ne kadar çomar varsa bu adamın paylaşımını beğenmiş, gülmüş, yorum yapmış
Haliyle buna sessiz kalmamak adına, tüm Türkiye bu adamın rezilliğini görsün diye haberi manşetimizden verdik.
Süleyman denilen adam, aynı zamanda AKP Başiskele ilçe yönetiminde STK’lardan sorumlu imiş.
Sivil Toplum Kuruluşlarının hemşeri derneklerini kapsadığından dahi bir haber olan bu şahıs,
Haberimizin ardından gelen tepkiler üzerine paylaşımını kaldırıp özür dilemiş.
Dün, saat 15:00 civarlarında yaptığı paylaşım saatlerce orada duruyor ancak haber olunca pişman oluyor.
Yok öyle dava Süleyman efendi…!
Hadi dursaydın ya sözlerinin arkasında, niye kaldırıyorsun?
Neymiş, ironi yapmış-mış.
Acaba sen ironi kelimesinin ne anlama geldiğini bilir misin?
Biri yazıp atmış, bu da kopyalayıp yapıştırmış, sözüm ona özür dilemiş.
Ben senin özrünü kabul etmiyorum!
Bir göçmen muhacir olarak senin hak ettiğin cezayı almanı istiyorum.
İnsanları etnik kimlikleri üzerinden ayrıştırmaktan, kışkırtmaktan, kin ve nefrete sürüklemekten;
Dahası bu memleketin var olması için mücadele veren Selanikli Mustafa Kemal Atatürk’ü de içine alan aşağılık sözlerinden dolayı en ağır cezayı almanı bekliyorum.
Ve bu olayı asla bir siyasi partiye yaslandırmamayı, hiç kimseyi AKP’yi suçlamamaya davet ediyorum.
Böyle densizler her partiden çıkabilir.
Önemli olan o densizlere uygulanacak yaptırımlar…
Bu konuda AKP çabucak tavır aldı.
Kendisi de muhacir olan Başiskele ilçe başkanı Mustafa Koral, disiplin sürecini başlattıklarını açıkladı.
Olaya il yönetimi de el attı.
Derhal partiden ihraç edilmeli, ondan sonra da adli makamlar gereğini yapmalı.
Sabahtan beri beni arayan dernek başkanları da duruma çok tepkili.
Hepsi tek tek açıklama gönderdi.
Bu akşam ne kadar göçmen derneği varsa bir araya gelip, açıklama yapacaklardı.
Savcıları göreve davet edeceklerdi.
Konuyla ilgili Balkan Türkleri Kültür ve Dayanışma Derneği Genel Başkan Yardımcısı Ayhan Orhan aradı.
Kendisi Balıkesir’de başkan danışmanlığı yaptığını ancak KOÜ’deki görevi nedeniyle Kocaeli’den kopmadığını anlattı.
Dolayısıyla Ayhan Orhan’a ulaşan tepkilerin haddi hesabı yok.
Ayhan Bey diyor ki:
“Süleyman Özkaraaslan’ın yaptığı siyasi bir olgu değil. Ak Parti’de de Rumeliye aidiyet var. İl-ilçe başkanları hassasiyetle yaklaştı. Densizin yaptığı hakaretle ilgili savcılığa suç duyurusu yapılacaktır” dedi.
Ayrıca Ayhan Orhan ile sohbetimizde bir şey daha öğrendim.
Bulgaristan’dan zorunlu göçün 30. Yılında Yurtdışı Türkler Topluluğu Başkanlığı ilimizde güzel bir programa imza atacak.
Tahir Büyükakın bu program için yetiştiği takdirde kendilerine yeni yapılan Kongre Merkezi’ni tahsis etmiş.
22 Eylül tarihinde yapılacak olan programa Cumhurbaşkanı Erdoğan da davet edilmiş.
Cumhurbaşkanlığından yapılan geri dönüşte, Erdoğan’ın 180 günlük programına alındığı bilgisi verilmiş.
Bu programı merakla bekleyeceğim.
Mümkünse Süleyman Özkaraslan’ı da en önde oturtup, geçmişe yapılan yolculukta muhacirlerin ne bedeller ödediğini izleyip, oturduğu koltuğa sığamamasını bekliyorum.
O güne kadar bu olay soğusa bile ben unutmam!
Zaman gelip çattığında bu olayı hatırlatmaktan geri durmam!
Ayhan Orhan bir şey daha söyledi.
Süleyman Özkaraaslan’ı Cumhurbaşkanlığı makamına kadar şikayet etmişler.
Konu ilgililerine ulaşmış, takiptelermiş.
Bunu duyunca biraz olsun içim soğudu.
Bundan bir yıl önce AKP Yalova Milletvekili Meliha Akyol’un göçmenler hakkında “Kendini ifade edemeyen ezik insanlar” şeklindeki hakareti karşısında kılını kıpırdatmayanların hassaslaşması ümit verici.
Kocaeli’de de “ensesine vur lokmayı al” tarzında muamele gösterilen, siyasette orada burada çok fazla yol verilmeyen
Dışlandıkları halde sesi çıkmayan, birlik olamayan muhacirler de belki silkelenir kendine gelir.
On çeşit dernek kurmakla birlik olunmadığını, önemli olan kendi içinde bütünleşmek gerektiğini anlamaları için
İlla Süleyman gibi densizlerin ağzına mı düşmek gerekiyordu?
O bile kendinde bu cesareti buluyorsa artık ses çıkarma zamanı gelmiştir.
Bir kez bile kapısından geçmediğim göçmen derneklerinin bugün aynı ağızdan ortak söylem geliştirmesi memnuniyet verici.
Ama bu iş öyle bir açıklama yayımlamakla olmaz, olmamalı.
Takip etmeli. Önce AKP ne yapacak onu beklemeli, sonra da savcılar harekete geçecek mi, ona bakmalı.
Yok öyle kardeşi kardeşe kırdırmak Süleyman efendi.
Sen Karadenizli olabilirsin, eyvallah.
Her bir Karadenizlinin başımızın üzerinde yeri var.
Ama bu memleketin sahibi gibi davranma yetkin yok senin!
Biz ne ezikiz ne de ezeriz.
Biz, yaradılanı yaradandan ötürü seven muhlis insanlarız.
Bu sözü de iş olsun diye kullanmayız, harbiden insana insan olarak bakarız.
Ama sen insan olamazsın.
Sen, ruhun terk ettiği beden ile, beynin terk ettiği beden arasında ortaya karışık bir şey olmuşsun…!
Yazıklar olsun sana…!