İyi Bayramlar

Bir gün zaman akıp gidecek ve olsa olsa 30 – 40 seneye kadar bir bakacağız bayramlarımız kalmamış. Hatırlarsınız sanırım, her çocuk bir mutluluğun resmiydi sanki. Pamuk şekere bulanmış yüzlerde coşku ve bayramın izlerini görmek mümkündü....

Bir gün zaman akıp gidecek ve olsa olsa 30 – 40 seneye kadar bir bakacağız bayramlarımız kalmamış. Hatırlarsınız sanırım, her çocuk bir mutluluğun resmiydi sanki. Pamuk şekere bulanmış yüzlerde coşku ve bayramın izlerini görmek mümkündü. Ceplerde misketler, diğer cepte sakız ya da çikolatanın artist kartları, ama elbette mendil içindeki bayram harçlıkları için bir yer vardı.

Bir de bayram yerleri vardı elbet; Atlıkarıncalar, hedefe atılan plastik simitler, aynalar ve bin bir çeşit oyunlar hem de hiç ayrımcılık olmayan sevgi ve özgürce kucaklayan bir dönem. Bu ele avuca sığmayan yaramaz afacanların okul karnelerinde; hayat bilgisi, hal ve gidiş ile yurttaşlık dersleri vardı. Bu derslerin özellikle hep “pekiyi” olması onların gözünden koca dünyaya bakışlarına farklı bir renk, anlam ve değer katardı.

Büyüdü çocuklar ve şimdi bu çocuklar bizler artık yetişkin insanlar olduk. Geçmişi özlemle hatırlayan ve özleyen kesim olduk. Anamızdan babamızdan gelen zengin yaşam kültürünü başta çocuklarımızla olmak üzere devam ettirmeyi çok arzu ettik ama çok başarılı olamadık. Birçok değerlerimizi yitiriyoruz. Başta bayramlar olmak üzere…

Hiç bir şey eskisi gibi değil artık tüm evren belki bir “tık” la açılıyor ama gönül kapıları kapalı ve buruk, hiç bir şey babaların anlattığına benzemiyor, ne sevgiyle okşanan bir baş, ne de bayram harçlığını beyaz mendil içinde veren biri var.

Babalar bile bu hayali nerdeyse unutmuş zaman tünelindeki filmi çocuklara aktarmakta zorlanıyorlar. Yaşam dediğimiz sayılı nefesler tükenmiş hayat teknolojiye yorgun düşmüş. Kum saati tıkanmış. Yeni nesil çocuklarına torunlarına ne anlatacak acaba? Pardon bayram mı demiştin…

Şu dönemde bile giderek kaybolan geçmişin belki de hala yaşayan en önemli geleneği.

Benim yaşımdakilerin hatırladığı gibi 30-35 sene önce Şenay’ın dillerden düşmeyen bir parçası vardı

“Hayat Bayram Olsa”;

“Şu dünyadaki en mutlu kişi

Mutluluk verendir

Şu dünyadaki sevilen kişi

Sevmeyi bilendir

Şu dünyadaki en bilge kişi

Kendini bilendir

Şu dünyadaki en soylu kişi

İnsafa gelendir

Bütün dünya buna inansa

Bir inansa hayat bayram olsa” diyerek devam ederdik parçaya.

Bayramları yaşam süremizdeki en önemli ve anlamlı günler olarak karşılıyoruz. Eskiler bayramın gelişi arifeden bellidir derler. Çünkü herkesi bir telaş sarar giyim kuşamdan bayramlık alışverişe hatta bayram temizliği bile meşhurdur. Davulun sesi, bayram namazları, zengin bayramlık kahvaltılar onun ardından kabristan ziyaretleri uzayıp gider bu ritüeller…

Gönlünüzce geçecek nice bayramlara…

Dr. Erhan UYSAL

SON DAKİKA HABERLERİ

Erhan Uysal Diğer Yazıları