Turizm kenti olacağımıza inanalım mı?
Bugün bu kentte bir adım daha atıldı. Kocaeli'nin sanayi şehri olmaması konusunda ısrarlı tavrını sürdürenler, bir Turizm Çalıştayı düzenledi. İki gün sürecek olan çalıştaya turizm sektörünün katılımcıları ile, kentin yönetim...
Bugün bu kentte bir adım daha atıldı.
Kocaeli’nin sanayi şehri olmaması konusunda ısrarlı tavrını sürdürenler, bir Turizm Çalıştayı düzenledi.
İki gün sürecek olan çalıştaya turizm sektörünün katılımcıları ile, kentin yönetim kademesi katıldı.
Konuşmalar on numara beş yıldız dedikleri cinstendi.
***
Söylenenleri okuyunca kendimi bambaşka bir şehirde hissettim.
Gerçeklerle yüzleştiğimde ise o konuma gelmek için daha çok beklememiz gerektiğini fark ettim.
Bir kere bu kentin en büyük problemi, siyaseti hayatın merkezine koymaktan vazgeçmemektir.
Atılacak her adımda ilk önce siyasi çıkarlar, siyasi mesajlar ön planda tutuluyor.
Merkezi hükümetin bakış açısının genişlediğini fark edemeyen yerel yönetimler, Kocaeli’yi bir kapana sıkıştırıp gidiyor.
Sonra da sözüm ona “Turizm kenti” olmaktan bahsediyor.
*
Evet, turizm adına bazı olumlu adımlar atıldığı, turistler için cazip gelecek destinasyonlar oluşturulduğu doğru.
Ama yetmez…!
İlk önce zihinlerin değişmesi lazım.
Okyanusu vaat ederken derede boğulmamak lazım.
Kentin marka değerini artıracak işlerde siyaseti kenara atmak lazım.
Ancak böyle yol alabiliriz, sanayiye boğulan şehrimizin aslında turizm kenti olabileceğine böyle inanabiliriz.
*
Hep söyledim yine söylüyorum.
Geçmişteki 15 yıllık yerel yönetimin zihniyeti yüzünden çok şey kaybettik.
Kartepe’de kayak merkezi olabilecek, dışarıdan binlerce insanın gelebileceği koca dağı bile bir kişiye peşkeş çektik.
Sonuç ortada…
O bölgeye halk rağbet etmedi, kala kala Araplara kaldı.
Şimdi başta Maşukiye olmak üzere Kartepe’nin her yerini Araplar sardı.
Eş ve çocuk sayısına göre proje yapan, evler inşa eden fırsatçı müteahhitler türedi.
Bazıları bunu “Destinasyon” olarak yorumlasa da ben bir bakıma “kuşatma” olarak görüyorum.
Bunun övünülecek bir yanı olmadığını düşünüyorum.
*
Ormanya, şu-bu güzel…
Ancak çok ağır gidiyoruz.
Yedi yıl önce marka kent çalışması için kentin dinamikleri ve sektör temsilcileriyle Amsterdam’a gidilmiş.
Peki, elde ne var?
İngilizce ve Türkçe olarak hazırlanmış Turizm kitabı ve fuarlar…
Yedi yılda bunlar yeterli mi, değil.
Başkan Büyükakın’ın çizdiği portrenin gerçeğe dönüşmesi için bir turizm master planı olması şart!
Her şey kara kucak gidiyor, yetmiyor işin içine siyaset sokuluyor.
*
Seçim beyannamesinde 4 mevsim turizm vaat ederek, bize gri şehri unutturma sözü veren Büyükakın’ın ortaya koyduğu vizyon şüphesiz çok etkileyici.
Turizm konusu uzun vadeli bir iş.
Planlama sürüyor.
Büyükakın’ın söylediğine göre çalışma tamamlanınca şehrin turizm potansiyelini daha iyi anlayacakmışız.
Bir an evvel tamamlansa da görsek diyorum.
Bugün çalıştayın düzenlendiği beş yıldızlı otelin ve aynı düzlemdeki diğer otelin yarısından çoğunun boş olduğunu biliyorlarsa, gerisini anlatmaya gerek yok.
Tez elden bu şehrin çakralarını açmak lazım.
Olur mu, niye olmasın.
İlk adım atıldı, gerisini izleyip görelim bakalım nasıl bir plan ortaya çıkacak?
EKMEKTEN SİYASET ÇIKMADI
Kocaeli Fırıncılar Odası Başkanı dün telefonla arayıp müjdeyi verdi.
Halk ekmek projesi nihayet hayata geçiyormuş.
Bugün yaptıkları basın toplantısı ile Başkan Ali Sarı, projenin detaylarına indi.
Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Büyükakın’ın ilçelerin tamamından yetki alarak ortaya koyduğu proje, Kasım ayı içerisinde start alacak.
200 gram ekmek, belirlenen satış büfelerinde, belirlenen saatler içerisinde 1 TL’den satılacak.
İşin güzel tarafı, halk ekmek büfelerinde çalışacak olan kişiler, satış noktasına yakın mahallelerdeki kadınlardan oluşacak.
Yetmediği noktada erkek çalışanlar tercih edilecek.
Yani bu projede kadın istihdamına yönelik bir çaba var.
Güzel gelişme…
*
Yıllardır bu kentte kırılamayan Karadenizli fırıncı lobisi ilk defa asgari müşterekte halkla buluşmayı başardı.
Bu başarıda emeği geçen herkese teşekkür etmek lazım.
Malum, halk ekmek konusu benim hassas yaklaştığım bir konu.
Vakti zamanında çok sayıda arkadaşımla birlikte az mücadele vermedim.
Bir şekilde hayata geçiyor olması sevindirici bir durum.
Projenin sağlıklı işleyip işlemeyeceğini ise zaman gösterecek.
Şimdilik şehrin merkez ilçesi İzmit’te uygulanacak olan halk ekmek, kentimize hayırlı olsun.
*
Bir diğer teşekkür de İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet’e…
Hürriyet, halk ekmek konusunda kararlı çıkış yaptı.
Aynı kararlılık Büyükakın’da da vardı.
Halk adına yararlı olacak bir işte Başkan Hürriyet’in büyükşehirle inatlaşmaması, bundan siyaset devşirmemesi olumlu bir adımdı.
Vatandaşın faydasına olan işlerde ortaklaşmaktan kimseye zarar gelmez.
*
İzmit uzun bir aradan sonra halk ekmeğe kavuştu.
Bunun eleştirilecek bir yanı yoktur.
“Ekmeği belediye üretsin, fırıncıların burnu insin” diyecek halimiz yok.
Fırıncıların inadı kırıldığına göre buna ihtiyaç da yok.
Bu işin normali budur.
Soframıza ucuz ekmek geliyor mu, geliyor. Bizim istediğimiz bu değil mi?
Fırıncılar bizim düşmanımız olmadığına göre, halk ekmeği hazmettiklerine göre olay tamamdır.
Aslına bakarsanız belediye ne ekmek üretsin, ne konut yapsın, ne düğün salonu işletsin.
Belediye asli görevlerini yapsın, kamu yararını öne koysun yeter.
Böyle olunca kazanan vatandaş oluyor.
Halk ekmek fırıncıya zarar ettirmeyeceği gibi vatandaşa bir tık nefes aldıracak olumlu bir adımdır.
İşlevi konusunda tereddütlerim olsa da bunu yaşayıp görmek lazım.
------------------------------