Nedense yeni Valimizden beklentim yüksekti

Türkiye tarihine kara bir leke olarak düşen 'Madımak katliamının” 24. yılındayız. Bundan tam 24 yıl evvel Sivas'ta ki Madımak otelinde Pir Sultan Abdal şenliklerine katılmaz üzere Sivas'a gelen topluluk, yobaz dinciler tarafından...

Türkiye tarihine kara bir leke olarak düşen “Madımak katliamının” 24. yılındayız.

Bundan tam 24 yıl evvel Sivas’ta ki Madımak otelinde Pir Sultan Abdal şenliklerine katılmaz üzere Sivas’a gelen topluluk, yobaz dinciler tarafından diri diri yakılarak öldürüldü.

Oysa onlar oraya ışık olmak için gitmişti.

Otuz üç tane aydın insan söyleşiler yapacak, kitaplarını imzalayacak, şarkılar söyleyeceklerdi.

Otuz üç aydının içinde folklor gösterisi yapmaya hazırlanan 12 yaşındaki Koray Kaya’da vardı.

Hiçbirine acımadılar…

Göz göre göre organize olup, sloganlar atıp oteli ateşe verdiler.

***

O dönem Tansu Çiller bir haftalık Başbakandı.

Çiller’in katliam ile ilgili söylediği sözler ise siyasi tarihe ikinci bir leke olarak düştü.

Çiller, olaylar öncesinde otelin önünde toplanan kalabalığı kastederek, “çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir” dedi.

Dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel ise halkın ağır tahrik sonucu galeyana geldiğini savundu.

Türkiye’nin siyasi baş aktörü olan iki isim katliamı bu şekilde hafife alarak Madımak davasında şuan gelinen noktanın öncüsü oldular.

***

Uzun süre Devlet Güvenlik Mahkemelerinde görülen dava kısır döngü içinde devam etti.

Dava sonuçlanmadan karar bile verildi.

O zaman henüz kapatılmamış olan DGM’nin Başsavcısı “olayda örgüt yok, tahrik var” dedi ve dava bu minvalde yürüdü.

Göstermelik cezalar verildi ancak bu cezaların hiç biri yürürlüğe girmedi.

Temyizdi, itirazdı derken 2014 yılında olay, zaman aşımına uğratıldı.

Ve insanlık suçunun işlendiği o katliam dosyası zaman aşımı sebebiyle arşive kaldırıldı.

Bu elim vakaya bir de adaletsizlik eklenince yanan canlar bir daha yandı.

***

Ve o kara günün yıldönümünde yanan canlar unutulmadı.

Her yıl olduğu gibi bu yıl da başta Alevi Kültür Dernekleri olmak üzere kitle örgütleri İzmit merkezde 5 yüz metrelik bir yürüyüş yapmak istedi.

Ancak yeni valimiz Hüseyin Aksoy, OHAL sebebiyle bu yürüyüşe izin vermedi.

Duyunca nedense çok ama çok şaşırdım.

Ben yeni valimiz konusunda aldığım referanslara göre sanırım beklentiyi yüksek tuttum.

Dakika bir gol bir duvara toslayınca kendime geldim.

***

Kısacık bir yürüyüşün kime ne zararı olabilirdi ki?

Her yıl yapılan anma etkinliklerinin aynısı yapılacaktı.

Yürüyüş, basın açıklaması ve dağılma…

Ama buna bile tahammül gösteremediler.

“İkili yürüyün, üç olmayın” dediler.

Bunları duyunca resmen kendimi savaş ve işgal altındaymış gibi hissediyorum.

Korkularım, kaygılarım bir kat daha artıyor.

***

Sayın Valim… Keşke bu yürüyüşe izin verseydiniz.

İlk eylemde adınız “yasak” ile gündeme gelmeseydi.

Sizi tanımıyorum fakat zor bir bölgeden geldiğinizi biliyorum.

Belki de tedbirli olmanız da bu yüzden.

Ama bu şehir öyle sandığınız gibi bir şehir değil.

Yürüyüş deyince aklınıza yüzler, binler gelmesin.

Keşke yapabilseler ama yapamazlar.

Üstelik bu tür anma etkinliklerinde sayı her geçen yıl aşağı düşer.

Kimseye zararları da olmaz.

Vardır bir bildiğiniz diyorum!

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları