CHP’de bunlar nasıl bir araya geldi?
Ne yalan söyleyeyim, ilk başlarda çok şans vermiyordum. Ama olanları görünce 'Hakan Çakar baya dişli rakipmiş” diyorum. Öyle ya; baksanıza tabloya. Karşısında 'asla bir araya gelmez” denilen kim varsa aynı adayda buluştu. Hepsinin...
Ne yalan söyleyeyim, ilk başlarda çok şans vermiyordum.
Ama olanları görünce “Hakan Çakar baya dişli rakipmiş” diyorum.
Öyle ya; baksanıza tabloya.
Karşısında “asla bir araya gelmez” denilen kim varsa aynı adayda buluştu.
Hepsinin ortak paydası Gökhan Ercan oldu.
Kim derdi ki Alparslan Seymen ile Selman Yıldırım aynı isim için var gücüyle çalışacak?
Kim derdi ki Mehmet Ümit Küçükkaya ile Uğur Koştur aynı adaya destek verecek?
Ve kim derdi ki Selman Yıldırım, Mehmet Ümit Küçükkaya’ya bir kez daha güvenecek?
Vakti zamanında Selman Yıldırım ile çok konuştuk bunları.
O, siyasetin ekip işi olmasının yanında aynı zamanda akıl oyunu olduğuna inanıyor.
Zaten şu anki duruşu da başka türlü açıklanamaz.
Bense siyasetin düşe kalka yapıldığına vurgu yapıyorum.
Selman Yıldırım çok kez düştü ama bir o kadar da gücün merkezi oldu.
Gökhan Ercan şanslı. Yıldırım’ın delege potansiyelinin yüksek olduğu bir dönemde onu yanına almayı başardı.
Bunun yanına bir de “CHP’nin ombudsmanı” olarak nitelendirilen Alparslan Seymen eklenince,
Gökhan Ercan hayli şanslı denilebilir.
***
Sefa Sirmen faktörüne gelince…
Her ne kadar kamuoyunda bu kongre “Sefa Sirmen-Hikmet Erenkaya eksenine çekilse de
Sirmen’in delege üzerinde bir ağırlığının kaldığını hiç sanmıyorum.
Eskiden olsa neyse ama seçimden seçime ortaya çıkan bir Sefa Sirmen, örgüt üzerindeki etkisini yitireli çok oldu.
Beş yıl kaybol, bir partilinin bile derdiyle dertlenme, sonra ortaya çık.
Aynı 2014’te olduğu gibi, basının “CHP sömürgenleriyle” bu partiyi dizayn etmeye kalkış!
O zaman nasıl yemediyse şimdi de yemeyecektir.
Kısacası Sirmen, Gökhan Ercan’a yarardan çok zarar getirecek.
***
Bu kongrede Sefa Sirmen’i, Hikmet Erenkaya ile bir tutmak bir açıdan adaletsizlik olur.
Çünkü seversiniz-sevmezsiniz, Hikmet Erenkaya örgütten bir an olsun elini çekmedi.
Erenkaya için CHP bir yaşam biçimiydi.
Seçim olsun ya da olmasın, partililerle hep irtibattaydı.
İş arayanıyla, aş arayanıyla muhatap oldu.
Hangi düğünde, hangi cenazede, hangi asker uğurlamasında, hangi parti bayramlaşmasında ararsanız arayın Erenkaya oradaydı.
Parti üzerindeki ağırlığını kaybedecek bir boşluk vermedi.
Ama Sirmen hep üst perde takıldı.
Etrafındakiler onu gizemli biri gibi gördü.
Aslında gizemden çok bu Sirmen’in kişisel tercihiydi çünkü o an bir hedefi yoksa partililerin işleriyle ilgilenmek ona zul geldi.
Bu dediğime hangi CHP’li itiraz edebilir?
Münferit birkaç olay ve kişi dışında Sirmen’in her daim partiyle ilişkide olduğunu kim savunabilir?
Geçmişte yaptığı belediye başkanlığında elde ettiği popülaritesiyle varlığını sürdürdü.
Ama son yıllarda adeta CHP ile arasına duvar ördü.
Şimdi ise Alparslan Seymen’in örgüt üzerindeki ağırlığını kendi gücü gibi görerek kazanç elde etme çabasına girdi.
***
Durum bu olunca mevcut ilçe başkanı Hakan Çakar bir adım öne çıktı.
Beklenmedik biçimde teveccüh görmeye başladı.
Bu kadar beş benzemez yan yana gelince ister istemez kafalarda soru işaretleri uyandı.
Acaba diyorlar; CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu’na karşı bir hareketlenme mi var?
Öyle ya; Sirmen Kılıçdaroğlu’ndan haz etmez. Hatta ağır eleştiri cümleleri Google taramasında çıkacaktır.
Küçükkaya derseniz, Muharrem İnce’nin buradaki eli ayağı, gözü-kulağı.
Önder Sav ekibinden gelen Gökhan Ercan ise ulusal çizginin iyi bir temsilcisi.
Yarın öbür gün çift adaylı bir kurultayda böyle bir yapının tercihi kimden yana olur?
Fotoğrafın bütününe bakmak lazım.
Diyeceksiniz ki Hakan Çakar ve hareket ettiği kişiler Kılıçdaroğlu’na bayılıyor mu?
Onlarda da durum pek farklı değil.
Ama diğer ekip kadar sivrilen pek kimse yok.
En azından Hakan Çakar’ın daha önce böyle bir ekip çalışması içinde bulunmadığını biliyoruz.
***
CHP İzmit ilçe kongresiyle alakalı daha tespitlerim bitmedi.
Onlar da sonraya kalsın.
Bu kongrede bizim bir tarafımız yok.
Ancak geçmişte yapılan bariz hataların göz göre göre tekrarlanmaya çalışıldığını söylemek mümkün.
***
Gökhan Ercan’ı çok severim. Kocaeli’ye geliş zamanlarını bilirim.
Çok kıvrak bir zekaya ve operasyonel yeteneğe sahiptir.
Ama düşüncelerimi de söylemeden duramam!
Hakan Çakar’ı ise dün tanıdım.
Dün tanıdım diye ona ön yargıyla bakmam!
Şimdilik bu tespitimi paylaşmış olayım.
Devamı yarına kalsın…