KOTO’da son viraj!
Kocaeli Ticaret Odası seçimleri için artık son virajdayız. Bugüne kadar söylenen söylendi, yapılan yapıldı. Komiteler, meclis üyeleri, adaylar, şu bu derken KOTO ile ilgili sayısız habere yer verdik. KOTO bu kentin dinamosu olması nedeniyle...
Kocaeli Ticaret Odası seçimleri için artık son virajdayız.
Bugüne kadar söylenen söylendi, yapılan yapıldı.
Komiteler, meclis üyeleri, adaylar, şu bu derken KOTO ile ilgili sayısız habere yer verdik.
KOTO bu kentin dinamosu olması nedeniyle benim çok fazla önem verdiğim bir kurum.
Bundan önce Murat Özdağ dönemini iyi bilen biri olarak
Yeni dönemde KOTO’da söz sahibi olacak kişilerin nitelikli, vizyonlu, temsil güçleri sağlam kişiler olması en büyük arzumuz.
Çünkü nasıl ki bu toplum, dejenere olmuş siyaset nedeniyle hak etmediği kişiler tarafından yönetiliyorsa
Aynı şey ticaret odaları için de geçerli.
***
Düşünsenize… iktidar partisi dediğimiz AKP Türkiye’nin en güçlü partisi ama kısır döngüler nedeniyle başa gelen isimlerin çoğu beş para etmez.
Nerede eciş bücüş insan var, onlar bir yere baş olmuş.
En basitinden bu hafta sonu yapılan açık lise sınavının cevap anahtarını basmayı unutan beceriksizleri gözünüzün önüne getirin.
Maalesef gelinen noktada görüyoruz ki, bir güruh var ve o güruh çapına bakmaksızın sadece istiyor.
Şehirleri yönetmek istiyor, belediyeleri yönetmek istiyor, odaları yönetmek istiyor, dernekleri yönetmek istiyor, hatta mahalle muhtarlıklarını bile yönetmek istiyor ve asla çapına bakmıyor.
Ticaret ve sanayi odalarında da bu var.
Bunun böyle olmaması için düz bir oda üyesi, eli kalem tutan bir gazeteci olarak KOTO’nun seçim sürecinde dikkatli olmaya çalıştım.
Tecrübe kabul ettiğim önyargılarımı dahi bir kenara attım.
Ne varsa onu yazmaya çalıştım, duygusal olmadım. Herkesin düşüncesine yer verdim.
Ama artık son güne geldiğimize göre içimizdekileri de yazalım, öyle değil mi?
***
Açık konuşacağım. Ben bu işin Necmi Bulut ile olmayacağını düşünenlerdendim.
Çünkü Necmi Bulut, bundan birkaç ay öncesinin Necmi Bulut’u değildi.
Fakat bizi yanıltmayı başaracak derecede kendinde revizyona gitti.
Diksiyonu gelişti, beşeri ilişkilerde gözle görülür düzelmeler oldu, ticaret odasını ilgilendiren konularda kendini geliştirdi, teşkilatçılık yönü iyi olduğundan kolay ekipleşti.
Seçim odaklı olmadı, olduysa da dışarıya belli etmedi, KOTO faaliyetlerine devam etti.
Kısa süre içinde çoğu üyeyi gölgesine almayı başardı.
Belki yüzde yüz değil ama KOTO için mevcut koşullarda en uygun aday haline geldi.
Yani Necmi Bulut’ta, tarifi zor bir gelişme oldu. Bu bir tılsım mı ne bilmiyorum fakat güvenilen isim olmayı başardı.
***
Ancak sonra sonra gördüm ki Necmi Bulut güçlendikçe yanındakilerden kimilerinde bir rehavet, bir şımarma baş gösterdi.
Bazıları kendilerini vazgeçilmez sandı, kerameti kendinde aradı.
Bazıları ise yerini sağlama aldığını görünce daha ilerisini kurcalamaya başladı.
Başkanlık, meclis başkanlığı rüyalarına girdiler, hala da bu rüyadan ayılmış değiller.
Seçim sonuçlandıktan sonra gizlendikleri yerden kafa kaldırmaları hiç sürpriz değil.
Necmi Bulut siyasetteki ihanet kotasını burada da bir şekilde hissedecek.
Ama hesapları tutar mı, orasını bilmem.
Benim gördüğüm, Bulut kent kamuoyunda geniş bir kabul gördü.
Bundan sonra işi zor değil.
***
Ve KOTO’da gelelim Erdoğan Yılmaz’a…
Yılmaz’a ayrı bir paragraf açmak istiyorum.
Çok net ve bir o kadar iddialı bir şey söyleyeyim mi?
Ben Erdoğan Yılmaz’ın başkan olmak gibi bir derdi olduğuna inanmıyorum.
Az evvel yukarıda dediğim gibi, ön yargılarımı bir kenara bıraktım bu seçim sürecinde.
Erdoğan Yılmaz’ın tüm haberlerine hiç komplekssiz yer verildi bu gazetede.
Çünkü olması gereken buydu.
Ama bu saatten sonra toptan bir değerlendirme yapmak artık farz oldu.
***
Erdoğan Yılmaz hakkında TÜMSİAD başkanlığı döneminden bu yana çok haber yazdım.
Asla güven vermeyen hal ve tavırlarının yanı sıra, ticaretinde de sıkıntılı olduğu konuşulan bir kişiydi.
Yılmaz hakkında kimsenin cesaret edip yazamadığı pek çok konuyu yazmış biri olarak
KOTO başkanlığına talip olmasına asla anlam veremiyordum, hala da anlamış değilim.
Çünkü burada yazılmayan ama dışarıda onu tanıyan herkesin hakkında neler konuştuğunu çok iyi biliyoruz.
Ancak bunlara rağmen Yılmaz basında iyi yer buldu, yıpratılmadı.
***
Yılmaz bu süreçte yıpranmaya yüz tutmuş isminin önüne “KOTO Başkan Adayı” sıfatını ekledi.
Aslında kendisi de biliyor kazanamayacağını ama bir risk almak zorunda hissetti.
TÜMSİAD dönemindeki defolarından arınmak ister gibiydi.
Benim cemaat işlerine ters olduğum malumunuz.
Bu noktada başlayan önyargıma rağmen Erdoğan Yılmaz’ı adaylık döneminde yakından tanımaya çalıştım.
Belki bu kez yanılıyorumdur dedim ama yanılmadığımı gördüm.
Bunu bana bizzat kendisi gösterdi.
Çok ayrıntıya girmeyeceğim ama şunu bilin!
Erdoğan Yılmaz bu işin olmayacağını öyle iyi biliyor ki, inanamazsınız.
Yanındakiler de çok iyi biliyor.
Fakat Necmi Bulut’un yanında yer bulamayan eskiler kendi cesaretsizliklerinden dolayı
Erdoğan Yılmaz’dan medet umar haline geldiler.
Hepsinin tek hesabı birkaç komitede meclis üyesi olmak.
Ondan sonra da kazanan tarafa gözü kapalı bodoslama muhalefet etmek.
Uyarsa meclis başkanlığı koparmak, uymazsa her şeyi bilen meclis üyesi olarak içeriyi karıştırmak.
Aynen bu duyguyla başlayacaklar ticaret odasındaki görevlerine.
***
Salı günü seçim yapılacak.
Ve bu seçim hakkında bir tespit daha yapıp konuyu noktalayayım.
Necmi Bulut’un rakibi asla Erdoğan Yılmaz değildir!
Yılmaz zaten şu ana kadar yürüttüğü kampanyayla alacağını aldı, ismini bir güzel akladı.
Artık ona her yerde “KOTO BAŞKAN ADAYI YILMAZ” denecek.
Geçmişi kimse hatırlamayacak.
Olası bir oda seçiminde, dernekte, milletvekilliğinde, orada burada adı ortaya atılacak.
Potansiyel adaylar listesinde yer alacak.
Ama diğer yandan, malum yapının boşalttığı cemaat kadrosunun en önde gidenlerinden biri olarak
Belki de milyonlarca lira tutarındaki ihaleler kendisine gelmeye devam edecek.
Ve biz bunları hiç duymayacağız bile.
Tıpkı şimdi olduğu gibi…
***
Kocaeli Ticaret Odası seçimlerinin kentimize hayırlı olmasını diliyorum.
Kazanmaya yakın görülen Necmi Bulut’un ve ekibinin rehavete kapılmamasını tavsiye ediyorum.
Sandık bu, sağı solu belli olmaz.
Bir bakmışsınız bir yerden düğmeye basılmış ve karşı taraf tulum çıkarmış.
Mucizeler gerçek olduğu için vardır, aksi takdirde adı mucize olmazdı.
Hoş, kazananın bana faydası yok ama bu yarış ülkemizin genel gidişatı hakkında belli başlı ipuçları vereceği için sonucu oldukça önemsiyorum.
***
KOTO seçim sürecinin sonuna geldiğimizde aklımdan geçen bazı şeyleri paylaşmak istedim.
Sanırım çokta nazik yazdım, anlayanlar anlamıştır..!