Toltar ve Yaman'ın akrabasından Işık'a ağır sözler...

Geçen gün yine iddialı bir habere imza attık.

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık'ın, Dilovası heyetinin Ankara'ya gittiğinde belediye başkanı Ali Toltar'ı azarlamasını konu alan durumu haberleştirdik.

Liderlerin "diplomatik krizi" aratmayan bu haberin ardından adeta yer yerinden oynadı.

Ali Toltar'ı seven sevmeyen herkeste bir Toltar aşkı başladı.

Sosyal medyada Toltar'a açılan hastingler mi dersiniz, facede yapılan paylaşımlar mı dersiniz, ne ararsan vardı.

Başkan Toltar'ı yedirmeyiz tarzında paylaşımlarla ona sahip çıktılar.

***

Fikri Işık'ın Toltar'a yaptığı hareket doğru mu değil mi, onun takdirini kendi aralarında yapsınlar.

Biz gazeteciyiz, olayları ifade edildiği şekilde yazar, kamuoyuna sunarız.

Fakat bu haberin ardından deyim yerindeyse bir cadı avı başlatılmış.

Ankara'da yaklaşık 20-30 kişinin olduğu bir odada haberi kimin sızdırdığı tartışılmaya başlanmış.

Bu memlekette "iki kişinin bildiği sır değil" sözünü unutanlar, 30 kişinin önünde yaşanan hadisenin basına yansımasına hayret etmiş (!)

Tabi onlar eski AKP'yi arıyorlar, hala kol kırılır yen içinde kalır zannediyorlar.

Halbuki o köprülerin altından çok sular aktı.

***

Ve duyduğuma göre bu olayın basına çıkmasından panik olanlar hedef saptırmaya çalışıyormuş.

Bu kadar korkmayın yahu! Teşkilat dediğin iki kişiden olşmuyor ki!

Hem teşkilat ile Ali Toltar'ın arasının fevkalade olmadığını sağır sultan dahi biliyor.

Tabi ki teşkilattakiler o odada yaşananların gün yüzüne çıkmasını isteyecekler.

Bu çok etik olmayabilir ama siyasette gayet normal bir reflekstir.

Kim kimin ayağını kaydırırsa, bir adım daha yukarı sıçrar...!

Neyse, devam edelim.

***

Yaşanan gerginliğin ardından, il başkanından zılgıt yiyen Dilovası başkanları

dün basının karşısına geçip, "biz biriz, aramızda sorun yok" anlamına gelen bir basın açıklaması yaptılar.

Sözüm ona, düşman çatlattılar.

Heralde aradıkları düşman biz değilizdir diye umuyorum.

Neticede haberi yalanlamadılar, biraz abartı bulduklarını ima ettiler.

Biz, sorumlu yayıncılık ilkemiz gereği bunu da yayınladık.

Fakat ne yaparlarsa yapsınlar Dilovası'nda işler bir türlü düzelmiyor.

Özellikle Ali Toltar'ın düştüğü durumu hazmedemeyen akrabalarının içi soğmuyor.

Başbakan Yardımcısı Fikri Işık'a öylesine öfkeliler ki, iki önemli akrabasına zarar verebileceklerini hesaba katamıyorlar.

***

Evet, Ali Toltar'ın amcasının oğlu, Milletvekili Cemil Yaman'ın damadı olan İhsan Toltar;

Başbakan Yardımcısı Işık hakkında öyle sözler sarf etmiş ki, hani "yürek yemiş" dedikleri cinsten!

Ali Toltar ve ilçe başkanı Osman Akbulut sorun yok diye dursun, bakın Yaman ve Toltar'ın akrabası Işık'a neler söylemiş?

"Adın bakan da olsa başka birşey de olsa haddini bilmelisin, bilmiyorsan o koltuğun hakkını veremeyen bir işgalcisin. Ha kimse çok böbürlenmesin. Sen Hereke belediye başkanlığını kaybetmişsin hatırladın mı bay Bakan..?"

İhsan Toltar noktasına virgülüne bu sözleri yazmış sosyal medyasında.

***

Siyaset karnesi başarılarla dolu olan Fikri Işık'ın geçmişte Hereke'yi kaybettiğini hatırlatarak aklı sıra Bakan beye haddini bildirmiş.

Dahası "işgalcisin" demiş..!

Sözlerin hiçbiri yenir yutulur cinsten değil!

İhsan Toltar'ın bu paylaşımı Dilovası'nda olduğu gibi Kocaeli'nin her yerinde yankı bulmuş.

Bakan Işık'a çok sayıda kişi tarafından bu paylaşım iletilmiş.

Derken il başkanı Ceyhan'ın bilgisi olmuş ve ortalık karışmış.

Dolayısıyla olay il yönetimine intikal edince bizim de kulağımıza gelmesi zor olmadı.

Şimdi herkes bundan sonra neler olacağını merak etmeye başlamış.

Bu kişi bu cesareti kimden alıyor diye soranlar, Cemil Yaman ve Ali Toltar'ın nasıl bir hamle yapacağını merak ediyor.

***

Hepsinden öteye... Işık ilk kez bu kadar aleni ve ilk kez bu kadar sert sözlerle eleştiriliyor.

Bu da beraberinde "Acaba Başbakan Yardımcısı Fikri Işık eskisi kadar teşkilata ve Kocaeli'ye söz geçiremiyor mu" sorularını gündeme getiriyor.

Baksanıza... İhsan Toltar gibi vekil ve başkan "AKRABASI" bile koskoca Başbakan Yardımcısına hakarete varan sözler edebiliyor.

Ne yalan söyleyeyim, insanın arkasında böyle sağlam akrabası olsun;

Dünya karşında olsun, kaç yazar... (!)