Sizin kadar iyi satamıyoruz

Sosyal medyada ara ara esprili sözler paylaşmayı seviyorum. O platformu gazetecilik mesleğimden ayrı tutmaya çalışıyorum. Ama ne yaparsam yapayım bu kimlik üzerime oturmuş. İnsanlar hemen bu kimlikle bütünleştirerek altına yorumu yapıştırıyorlar....

Sosyal medyada ara ara esprili sözler paylaşmayı seviyorum.

O platformu gazetecilik mesleğimden ayrı tutmaya çalışıyorum.

Ama ne yaparsam yapayım bu kimlik üzerime oturmuş.

İnsanlar hemen bu kimlikle bütünleştirerek altına yorumu yapıştırıyorlar.

Şikayetçi miyim, asla…

Bizler toplumu aydınlatıcı, gerektiğinde uyarıcı olmalıyız.

Dahası geniş bir yüreğe sahip olmalı, hatta sabır taşı olmalıyız.

Bu nedenle sosyal medya sayfamda ağır hakaret veya küfür içermediği sürece isteyen istediği yorumu yapabilir.

***

Dün de bazen yaptığım gibi biraz tebessüm ettiren, biraz da düşündüren bir söz paylaştım.

Dedim ki;

“Bahceli önüne geleni kapatıyor;

Anayasa mahkemesi kapatılsın,

Barolar kapatılsın,

Tabipler Birliği kapatılsın,

HDP kapatılsın, diyor

Sırada Şoförler odası olabilir”.

***

Bu paylaşımın altına keyifli yorumlar olduğu kadar sert eleştiri yorumları da geldi.

Kimini tebessümle kimini olgunlukla karşıladım.

Ama bir yorum var ki, kimliği nedeniyle onu öne çıkarmak istedim.

Yorumu yapan kişi MHP Kocaeli’de geçmiş dönemlerde il başkanlığı yapan Ruhi Çavdar idi.

Ruhi Çavdar şöyle demiş:

“Üniter yapıya ve ulus devlet anlayışına karşı çıkan her organizasyon mutlaka tasfiye edilmelidir.

Siz iş birliğine devam edin, biz muhalefet etmeye devam edeceğiz”

***

“Siz” derken neyi kastetti anlamadım.

Benim üniter yapıya karşı olmayacağımı, olanları desteklemeyeceğimi, kimseyle iş birliğine girmeyeceğimi Ruhi Başkan az çok bilir.

O yüzden hiç üzerime alınmadım.

Ruhi Çavdar’ın bu yorumunu “Ölümüne lidere sadakat” olarak algılıyorum.

Sağ partilerdeki biat kültürünü bilirim.

Lider yanlış bile yapsa, dün ak dediğine bugün kara bile dese en ufak bir şey değişmez.

Lider istedi diye, hiç güvenmediği, yanlışları boyunu aşan il başkanına bile en ufak bir ses çıkaramaz.

Ama sorsan adına “Dava” der geçerler.

Devlet Bahçeli yarın çıkıp “Cumhur ittifakını bitiriyorum” dese işte o zaman seyreyleyin cümbüşü.

O yüzden çokta büyütmemek lazım.

Bu vesileyle Ruhi Başkana bende hoşgörüsüne sığınarak cevap vermiş olayım:

Sayfalar dolusu yorum da yapsanız benden bir vatan haini çıkmaz Sayın Başkan!

Sadece sizin kadar iyi satamıyoruzdur, hepsi bu…!

MEHMET ELLİBEŞ’E

HAYIRLI OLSUN

AKP Kocaeli’de ilk tokadını yerel seçimlerde yedi.

İzmit’i CHP’ye kaptırdı.

Böylece kırılamaz denilen 13-0 algısı bir anda kırılıverdi.

AKP muhalefetle tanıştı.

Şimdi bu tanışıklığın ötesine geçmeye çalışıyor.

Etkili muhalefet yapmayı öğrenmeye çabalıyor.

Dahası İzmit’i yeniden geri kazanmanın planlarını yapıyor.

Ama bunu yaparken öbür yandan parti teşkilatlarının heyecanını kaybetmemesini,

Kimsenin kimseyle ayrışmamasını istiyor.

***

İşte böyle kaotik bir ortamda AKP teşkilatının başına kimsenin ses çıkaramayacağı

Herkesin saygı duyacağı bir isim olan Mehmet Ellibeş getirildi.

Ellibeş üç dönem Gölcük Belediye Başkanlığı yaptı.

Gölcük adına geride büyük eserler bıraktığından falan söz edemeyiz.

Ancak Ellibeş dokuz kralla barışık olmayı iyi bilen bir idareci olarak bütün kesimin saygısını kazandı.

Onun bu bütünleştirici özelliğinden dolayı Erdoğan tarafından il başkanı yapıldı.

***

Mehmet Ellibeş geçtiğimiz Mayıs ayında göreve geldi.

Ve bu görevi devralırken şöyle bir laf etti.

“Bir huzur ortamı oluşturarak çalışacağız. Bunu temin etmek bizim görevimiz. Bu gemiyi karaya oturtmadan sağlam liman olan seçime götüreceğiz"

Bu sözden de anlaşılacağı gibi Ellibeş kriz ortamı aşılana kadar görevi kabul ettiğini işaret ediyor.

Kongre vakti gelince bayrağı yeni bir isme devredeceğinin mesajını veriyor.

Kısacası Ellibeş’in ne patron olma ne de siyasette farklı konumlara yükselmek gibi bir hırsı yok!

***

Bir yıldır oturduğu il başkanlığı koltuğunda Ellibeş nasıl bir performans gösterdi diye soracak olursak;

Bir sürü yorum yapabilirim.

Masaya yumruğunu vuramıyor, kimse için risk almıyor, kimseyle zıtlaşmıyor, gündem yaratmıyor.

Kendi gündemini oluşturamıyor, sosyal medyayı kullanmıyor vs. gibilerinden pek çok eleştiri sıralayabilirim.

Ama bunların hiçbir önceliğinin olmadığı ortada.

Neden mi?

Çünkü dün yapılan duyuruda Kocaeli il kongresinin tarihi açıklanırken;

Aynı anda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKP Genel Başkanı sıfatıyla il kongresine geleceği duyuruldu.

***

Haberi duyar duymaz ilk yorumum şu oldu:

“Mehmet Ellibeş’e hayırlı olsun”

Evet, biraz siyasetten anlıyorsam, bunun okuması budur!

Kongre tarihinin yakın olması ve Erdoğan’ın iştirak edecek olması;

Ellibeş ile yola devam kararı alındığının bir göstergesidir.

Demek ki AKP’nin yeni tarzı bu olacak.

Hırçın, dominant, gücü elinde tutan, patronajlık taslayan, işine gelmediğini dışlayan, ekipleşen, muhalefeti tahrik edici söylemlerde bulunan il başkanı modeli AKP’nin gündeminde yok!

Bir tek kişiyi bile kaybetmeme üzerine politika izleneceği yönünde kanaatim var.

Hele de AKP üç parçaya ayrılmışken…

***

Fotoğrafa böyle bakarsak genel merkez doğru karar vermiş diyebiliriz.

Bugün AKP’nin kendi içinden doğan yeni partilerin il başkanlarının Ellibeş’in açıklamalarını eleştiren, onu karşısına alan söylemlerde bulunduklarını gördünüz mü?

Soruyorum Adem Koç’a, Mehmet ağabey iyidir diyor.

İyidir mutlaka ama tabiri caiz ise savaşmak için cephe açtınız.

Böyle mi savaşacaksınız?

Onu bırakın, ana muhalefet partisi il başkanı dahi Ellibeş’ten saygıyla bahsediyor.

Hepimiz saygı duyuyoruz, o başka.

Ama saygı duymak başka bir şey siyaset yapmak başka bir şey.

Bu anlamda Ellibeş’te herhalde bir şeytan tüyü var.

Kimse onu kırmak dökmek istemiyor.

***

Şu anda AKP’ye lazım olan da bu değil mi?

Yoksa Mehmet Ellibeş’in çok başarılı olduğunu kim iddia edebilir?

Kısacası Ellibeş’in saydığımız eksiklikleri genel merkez tarafından çok önemsenmiyor.

Demek ki yaygın kanaat Ellibeş’in uzlaşmacı, birleştirici, naif bir kimlikte olduğu yönünde.

Tabi bunun yanında 12 ilçede yapılan kongrelerin AKP tarzıyla; “kusursuz” geçmesinin de etkisi var.

Dolayısıyla il başkanlığı için hayaller kuran, Ankara’ya dolaylı yoldan tazyik yapan kim varsa hayallerini bir süre daha ertelemek zorunda.

Siyasette 24 saat çok uzun bir süre.

Ama Perşembe’nin gelişi Çarşamba’dan belli.

Çok büyük sürpriz olmaz ise Mehmet Ellibeş sekiz Kasım’da

Erdoğan’ın katılımıyla “seçilmiş il başkanı” sıfatına kavuşacak.

Torun sevmeyi erteleyip, bir dönem daha teşkilata “Ağabeylik” edecek.

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları