Kadın isterse…
Kadın Olmak, özel ve güzel; Çileli ve cefalı Zevkli ve sevimli Zorlu ve yorucu Mutlu ve umutlu Yoğun ve yorgun Mantıklı ve ayrıcalıklı Mücadeleli ve meşakkatli Ama kesinlikle çok keyifli ve değerli. *** Her Sekiz Mart geldiğinde kadına dair...
Kadın Olmak, özel ve güzel;
Çileli ve cefalı
Zevkli ve sevimli
Zorlu ve yorucu
Mutlu ve umutlu
Yoğun ve yorgun
Mantıklı ve ayrıcalıklı
Mücadeleli ve meşakkatli
Ama kesinlikle çok keyifli ve değerli.
***
Her Sekiz Mart geldiğinde kadına dair bir şeyler söylemek sanki bir zorunlulukmuş gibi geliyor.
Oysa ben buna mecbur hissederken bile kendimi ikincil hissediyorum.
Feminen bir bakış olabilir ama “Neden kadınlar günü var da erkekler günü yok” gibi basit, sıradan, sığ bir soru kurcalıyor beynimi.
Bu toplumda kadınları misafir sınıfında görenlerin peşine takılıp gitmek benim hayat anlayışımla örtüşmüyor.
Ama ben böyle düşünüyorum diye Türkiye’de bazı gerçekler maalesef değişmiyor.
Kabul etsekte etmesekte kadınlar olarak hala ikinci sınıf insan muamelesiyle karşı karşıyayız.
Sanki bu evrenin sahibi erkeklermiş, biz ise istilacı olmuşuz.
Bilmezler her erkeği dünyaya getirenin bir kadın olduğunu, hadsizleşir de hadsizleşirler.
***
Yüce Allah tarafından kadına verilen en kutsal özelliklerin başında gelen doğurganlığın neden bize bahşedildiğini merak etmezler.
Ezerler de ezerler.
Namus kavramının
karşısına sadece kadını koyarlar.
Namuslu olmanın güzel ahlak sahibi ve şerefli insan olmakla eş değer olduğunu bilmez çok sayıda şerefsiz.
Onlar bunu bilmiyor diye biz kadınlar geride mi duracağız, hayır!
Tam aksine daha çok ses çıkartacağız, daha sağlam basacağız.
Toplumun bize dayattığı hayata sıkışmak zorunda değiliz.
Hayallerimizin peşinden koşarken ahlak yoksunu insanların çelmelerinin üzerinden atlayacağız.
***
Sadece kendi iç sesimizi dinleyeceğiz.
Cesaretimizle korkutacağız.
Önyargılara inat doğru bildiğimizden şaşmayacağız.
Çünkü biz kadından önce insanız, insan!
Kendimizi insan çizgisine çekmeyi başarmalıyız.
Bizi hiç kimse cinsiyetimiz nedeniyle aşağılayamaz, hor göremez, üzerimizden hikaye yazamaz!
Önce biz değerimizin farkında olacağız.
“Kadın yapamaz”
denilen ne varsa yapabileceğimizi herkese ispat edeceğiz.
Kadın isterse neler yapar, herkese göstermeliyiz.
Temsiliyet noktasında iddialı ve ısrarlı olacağız.
***
Aile politikalarını belirleyen erkekler değil, biz kadınlar olmalıyız.
Erkek egemen sektörlere daha fazla ilgi göstermeliyiz.
Ben bu gazeteyi kurarken beş dakika bile tereddüt etmedim.
Gelecek eleştirilerin hepsini çok önceden bilerek bu işe girdim.
Kadın gazete çalışanı çok vardı ama kadın gazete sahibi yok gibi bir şeydi.
Yanılmıyorsam öyle öne çıkan bir isim de yoktu.
Deli cesaretiydi benimkisi ama hiç umurumda olmadı.
***
Kime güvendim peki?
Önce kendime…
Duruşuma, karakterime,
Sonra aileme, arkadaşlarıma, çevreme.
“Korkma”
dedim, yürü bas git!
Kadınsın diye seniz ezecek adamların ciğerini öğrendin sen!
Yolun doğruysa, işinde iyiysen, kendinden de eminsen hiçbir şeyden korkma, yürü…!
Altı yıldır aynı çizgide yürümeye devam ediyorum.
Emekse emeğin kralını veriyorum.
Bugün bu noktaya gelmiş olmam mesleğin erkek dinazorlarının zoruna gidip ağızlarını bozsalar da;
Nerede duracaklarını bilmelerini kıymetli görüyorum.
***
Ben merkezli bir yazı oldu, farkındayım.
E ne yapalım.
Yılda bir gün hatırlanalım diye 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü ilan edilmiş.
Azıcık şımarmayalım mı yani?
Hem insan arada bunu yapmalı, kendini şımartmalı.
Çünkü gerçekten kadın olmak zor ve meşakkatli bir iş.
Mücadelemiz ancak mezarda biter gibi duruyor.
Ama zorluklarına rağmen kadın olmak, bir o kadarda özel ve güzel.
Anne olmanın tadını ise sözlerle ifade etmek mümkün değil.
***
Şaka bir yana, feminist yaklaşımı bir kenara bırakırsak;
Birleşmiş Milletler tarafından
tanımlanmış, uluslararası bir gün olan,
Temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesi hedefi olan bu özel gün hepimize kutlu olsun.
Kimsenin önyargılarıyla kafanızı bunaltmayın.
Sadece kendinize güvenin.
Doğruluktan, dürüstlükten, ilkelerinizden ödün vermediğiniz sürece
İsteyen istediği gibi yargılasın!
Toplumun değer yargılarını göz ardı etmeden
“El alem ne der”
duvarlarını yıkan bütün kadınlara selam olsun…