Her iki başkan kamuoyunu aydınlatmalı!

Bir hafta aradan sonra tekrar merhaba…

O kadar yoğun bir gündem var ki, insanın tatile çıkası gelmiyor.

Ancak hem çocukların ısrarı hem de çok önce rezerve edilmiş bir tatile daha fazla direnemedik.

Gittik, ailece bir güzel dinlendik.

Tabi bizimkisi yüzde yüz bir tatil oldu mu derseniz,

elbette hayır!

Bir aklımız burada, bir elimiz telefonda, bir elimiz bilgisayarda dolaştık.

Gazetedeki arkadaşlarımın olağanüstü çalışmasıyla hiçbir haberi atlamadık.

Her zamankinden daha hızlıydılar, her zamankinden daha özveriliydiler.

Çünkü bu süreçte hepsi

omuzlarındaki yükün farkındalar.

***

Halkın haber alma özgürlüğünün yarıya indiği bir zamanda,

Doğru ve tarafsız bilgiye ulaşmak kolay değil.

Kocaeli medyasında hangi gazeteyi tıklarsanız tıklayın, bir şekilde yaslandığı yer vardır.

İster kızsınlar ister kabul etsinler ama bu maalesef böyle.

O nedenle biz sorumluluğumuzun daha da arttığının farkında olarak kendimizi daha da geliştirmeyi planlıyoruz.

Kadromuza yeni isimler yeni arkadaşlar katacağız.

Ama bunu hiç acele etmeden, risk almadan önümüzü görerek yapacağız.

Çünkü bizim sırtımızı yasladığımız sponsorlarımız yok!

Hepsini hak ederek kazanmaya çalışıyoruz.

***

Gazetemizle ilgili bu değerlendirmeden sonra gelelim gündemdeki konulara…

Tatile gitmeden önceki son yazımda şöyle demiştim:

“Paralelcilerin kıblesi paraysa, paranın döndüğü yerlere bakın”

demiştim.

Bu yazım üzerine bana o kadar çok mesaj ulaştı ki, aman Allahım ne isimler telaffuz ediliyor sormayın gitsin!

Ancak hiç kimseyi oturduğumuz yerden fişleyecek değiliz.

Her zaman ifade ettiğim gibi, bizler

bilgimize başvurulduğunda devletimizin kurumlarına her türlü yardımcı olmaya hazırız.

Netlik kazanmayan hiçbir olayı veya kişiyi hedef yapmaktan yana değiliz.

Ama öbür yandan, herkesin bildiği isimleri de görmezden gelmeye hiç niyetimiz yok.

***

Bu paralel çetenin yuvalanma yerleri olan belediyelere iyice bakılması gerektiğini söylemiştim ve bir daha yineliyorum.

Bakın, bu tespitimi haklı çıkartan bir gelişme yaşandı bugün.

Körfez Belediyesi’nde bir başkan yardımcısıyla beraber bir birim müdürü açığa alındı.

Açığa alınan birim müdürünün görevi neydi biliyor musunuz?

İmar ve şehircilik müdürüydü.

Ömer Sayar adlı bu vatandaş öyle kritik bir köşeyi tutmuş ki, sormayın gitsin!

Bir de ruhsat işlerinin döndüğü yerde ruhsat şefi olarak çalışan Fatih Gümüş adlı biri var.

Sanırsınız organize olmuşlar.

O da açığa alınan isimler arasında.

***

Gördüğünüz gibi imar konularının döndüğü yerler epey tehlikeli.

Kesinlikle didik didik edilmesi gereken yerlerin başında geliyor.

Çünkü paraya giden yol buralardan geçiyor.

FETÖ’cülere sağlanan imar rantları vs. gibi konular bu ellere teslim edilmiş.

Sadece Körfez Belediyesi’nin imar işleri değil!

Başta Büyükşehir belediyesi olmak üzere 13 belediye de toptan elden geçmeli.

Dumankaya mevzusunu hala unutmadık.

Bu işler olmasaydı, şu anda Dumankaya denen paralelcilerin inşaatları

Çayırova’da iki katı kat izni kıyağıyla yükseliyor olacaktı.

***

Bir şeyi çok merak ediyorum;

Mesela Körfez Belediyesindeki bu arkadaşlar açığa alındı ya hani?

Açığa almakla iş bitiyor mu? Sorumluluk orada noktalanıyor mu?

Örneğin ben o isimleri oraya kimlerin getirdiğini merak ediyorum.

Bana suyun başındaki isimler lazım!

Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da aynı şekilde…

Kökünü kurutacağız diyor Erdoğan.

Çokta haklı. Kök kurumadan üstten makaslamayla büyümeyi engelleyebilir misiniz?

Engelleyemezsiniz..!

O yüzden bu isimleri oralara kimler yerleştirdi, kimler farkındaydı, kimler değildi, kim kandırıldı, kim kandırdı bilmek istiyoruz.

***

Bilmek istediğim bir şey daha var.

Rantın bol olduğu imar konularında bu arkadaşlar Körfez gibi bir ilçede nelere aracılık etmişler?

Tek suçları Bank Asya’ya para yatırmak olmasa gerek, öyle değil mi?

Körfez’de kimlerin işlerini kolaylaştırdılar?

Hangi şirketlere ve iş adamlarına torpil yaptılar?

Başkan İsmail Baran geriye dönüp neler yaptıklarına bakacak mı?

Dahası Erdoğan’ın istediği gibi

köklerine inebilecek mi?

Bekleyip göreceğiz ama Körfez’de ki bu olay, diğer ilçelere örnek olsun.

Kendinden emin olan belediye başkanları bir an evvel

paranın döndüğü yerlere bakıversin bir zahmet.

Dahası İsmail Baran bu kişilerin nerelere nüfus ettiklerini iyice incelesin.

***

Ayağımın tozuyla öğrendiğim bir konu daha var!

Dilovası Belediye Başkanı Ali Toltar’ın öz yeğeninin

açığa alınması konusu.

Toltar’ın ağabeyinin oğlu Savcı Yusuf Toltar da gözaltına alınan savcılar arasında yer aldı.

Bunu duyunca gerçekten şok oldum.

Neden şok oldum onu da bilmiyorum.

Bir an aklıma Ali Toltar’ın en şans verilmeyen belediye başkan adayları arasında yer alırken

Birden bire ipi göğüslemesi geldi.

İnsan ister istemez filmi geri sarıyor.

***

Asla Toltar da paralelci mi acaba diye bir şey söylemiyorum!

Ama ailenin kariyer sahibi bir ferdinin hemde Adalet makamını temsil ettiği bir yerde

FETÖ’cü çıkması beni dumura uğrattı.

Haberimizin ardından çok kişi aradı.

Ali Toltar’ın bir savcı yeğeni olduğunu bilmeyenler bir tarafa,

Bilenlerin uğradığı şaşkınlık diğer tarafa.

Duyduğuma göre Başkan Toltar da hayli üzgünmüş bu olaydan dolayı.

Hatta Toltar ailesi yakın zaman sonra yapacakları bir düğünü bile ertelemiş deniliyor.

Doğal olarak moraller bozuldu, keyifler kaçtı.

Ne diyelim?

İnsan akrabasını seçemiyor işte.

Bugün FETÖ örgütü mensubu Murat Özdağ’ın 96 yaşındaki babası bile oğluna veryansın ediyorsa

Kendi öz evladını millete şikayet ediyorsa, Ali Toltar ne yapsın?

Allah kimseye vatan haini olmayı nasip etmesin!

Çünkü bunun izahı ve de affı yok!

***

Bence Ali Toltar bu konuda ki samimi düşüncelerini kamuoyuyla paylaşmalı ki,

İlçedeki ve teşkilattaki sesler kesilsin!

Bu işlerde flu olmak, SESSİZ KALMAK inanın hiç iyi değil!