Adalet Tanrıçaları

Sizi biraz mitolojik tarihimize biraz götüreceğim. Evet, mitolojik tarihte adalet tanrıçaları kimlerdi. 'Kılıç” adaletin verdiği cezaların caydırıcılığını ve gücünü, 'Terazi” adaleti ve bunun dengeli bir şekilde...

Sizi biraz mitolojik tarihimize biraz götüreceğim. Evet, mitolojik tarihte adalet tanrıçaları kimlerdi.

“Kılıç” adaletin verdiği cezaların caydırıcılığını ve gücünü, “Terazi” adaleti ve bunun dengeli bir şekilde dağıtılmasını simgeler. “Kadın” olması ise bağımsızlığı ifade eder.

Hukukun evrensel ilkelerini simgesel olarak taşıdığı için Themis heykeli adaleti en iyi şekilde ifade etmektedir.

Victor Hugo şöyle demektedir; ” İyi olmak kolaydır, zor olan adil olmaktır”

Themis, Yunan mitolojisinde Uranüs ve Gaia’nın kızı olan adalet ve düzen tanrıçasıdır. Kendisi öfkeli veya cezalandırıcı değildir. Ona yeteri kadar saygı gösterilmediğinde veya adaletsizlik yapıldığında, o sessiz kalmış ve onun yerine Nemesis gerekli karşılığı, cezayı vermiştir.

“Themis”, aynı zamanda kâhindir ve kehanet gücü varmış, kehanet yeri olan Delphi tapınağını o inşa etmiş. Delphi tapınağı denilince ilk akla gelen girişte yazılı olan ” Kendini Bil ” ” Nosce te ıpsum ” .Ne kadar güzel. İnsan kendini bilse başkalarını tenkitle ve düzeltmekle yaşamasa. Adaleti kendi içinde yaşayan insan bilir ki kendini düzeltince birçok şey düzeliyor.

Tarihi süreç içinde yani antik Yunan döneminden sonra gelen medeniyetler tarafından: Themis, başka isimler altında şekillenmiştir. Örneğin: Roma döneminde, Themis’in yerini “Jusitia” alır.

Jusitia’nın Themis’ten farkı: gözlerinin kapalı olarak simgelenmesidir bu da tarafsızlığını simgeler. Romalılar: tanrıçanın, adaletli bir yargılama yapabilmesi için, gözlerinin kapalı olmasını ve karşısındakini görüp etkilenmemesi gerektiğini düşünmüşler.

İnanılır gibi değil nerden nereye….

MA’AT: Ma’at, Mısır’ın doğruluk ve adalet tanrıçasıdır. Thoth’un karısı olduğuna inanılır ve ondan sekiz çocuğu olmuştur. Bu çocuklardan en önemlisi Amon’dur. Bu sekiz evlat, Hermopolis’in baş tanrılarıdır ve oradaki rahiplere göre, onlar yerküreyi yaratmışlardır.

Ma’at, oturan ya da ayakta duran kadın formlarında resmedilmiştir. Onun resimlerinde her zaman başında bir tüy bulunur. Bazı resimlerinde ise kollarında bir çift kanat görülür.

Firavunlar ülkelerini bu tanrıçanın belirlediği ilkelere göre yönetirlerdi ve böylece “evrensel düzenin” sağlanacağına inanırlardı. Kafasında bir devekuşu tüyü taşır. Bu tüy saf iyiliği, hakikati ve doğruluğu temsil eder ve Osiris’in mahkemesinde ölünün kalbi terazide bu tüy karşına konurdu. Böylece ölen kişinin iyi ve kötü ruhlu olduğu anlaşılırdı.

İnanışa göre, zamanın başlangıcında dünya yaratılırken ortaya çıkan kaos Ma’at’ın koyduğu kurallar ile ortadan kalkmıştır. Bu nedenle firavunların bu kurallardan uzaklaşması durumunda kaosun geri gelip Mısır ve dünyayı yok edeceğine inanılır.

Ölü kişi yargılanırken, Ma’at’ın tüyü ile ölünün kalbi terazinin kefelerine konur. Eğer, kalp tüy ile dengede kalırsa, ölü Duat’ta ölümsüz yaşama hak kazanır. Çünkü, tüy kadar hafif yürek günah ve şeytanın yükünü taşımıyor demektir. Tüy ağır gelir ise bu kişinin kötülüklerinin daha ağır geldiğine delalettir ve o kişi Ammut adı verilen canlı tarafından yenilir

Ölü, yeryüzünde yaşarken hangi fiilleri işlediğini ve hangi kuralları çiğnemediğini bir bir sayar.

“Hiç kimseye kötülük etmedim.

Yakınlarımı bahtsızlığa sürüklemedim.

Gerçek evinde alçaklık etmedim.

Kimseyi gücünün dışında çalıştırmadım.

Benim yüzümden kimse korku duymadı,

yoksulluk ve acı çekmedi, bahtsız olmadı. Tanrıların kötü gördükleri şeyleri hiç bir

zaman yapmadım.

Kölelere kötü muamele etmedim ve ettirmedim. Kimseyi aç bırakmadım.

Kimseye gözyaşı döktürmedim.

Kimseyi öldürmedim ve kimsenin

kahpece öldürülmesini emretmedim.

Kimseye yalan söylemedim. Hiç bir utandırıcı davranışta bulunmadım.

Zina etmedim. Yiyecekleri pahalı ve eksik satmadım. Terazinin dirhemi üzerine hiç bir

zaman elimi bastırmadım. Teraziyle tartarken hiç bir zaman hile yapmadım.

Süt çocuklarının ağızlarından sütü uzaklaştırmadım. Hayvanları çalmadım.

Tanrının kuşlarını avlamadım.

Ölmüş balığı tutmadım. Hiç bir arkın suyunu başka yöne çevirmedim.

Ben temizim, temizim, temizim…”

Hakikatin ”Tüy” ile tartıldığı bir ortam zor değil mi? Hiçbirimiz bu tüye karşı kazanamayız galiba. Ama burada önemli olan teraziyi denge de tutabilecek, daima aydınlık tarafta olabilecek kararlar almak. İyinin yanında olmak ama olurken de adil olmak. Adil olmak isterken sizi anlayamayanlarla belki mücadele etmek. İnsan hayatına doğum ve ölüm arasında anlam kazandırabilmek için yaşamıyorsa zaten bu kadar ince düşünmeyecektir. Sözümüzün sonunda yine Victor HUGO dan;

”Vicdan insanın içindeki tanrıdır.”

Evet, saklanamadığımız ”vicdan” .Terazi de Kılıç da bizim elimizde aslında.

Hepinize adaletli ve Hayırlı günler dilerim.

SON DAKİKA HABERLERİ

Erhan Uysal Diğer Yazıları