Gündemimizde yoksunuz!
Bugünlerde yerel medyada bir takım hareketlilik var. En büyük hareketi de Özgür Kocaeli Gazetesi çekti. 'Haldızlar batıyor, gitti gidiyor, aha da az” kaldı vs. diyenlere adeta ters köşe yaptı. İlimizde yayın yapan Bizim Yaka Gazetesi'ni...
Bugünlerde yerel medyada bir takım hareketlilik var.
En büyük hareketi de Özgür Kocaeli Gazetesi çekti.
“Haldızlar batıyor, gitti gidiyor, aha da az”
kaldı vs. diyenlere adeta ters köşe yaptı.
İlimizde yayın yapan Bizim Yaka Gazetesi’ni bünyesine kattı.
Böylece medya sektöründeki yerini sağlamlaştırdı.
Herkesin kafasındaki soru aynı.
Haldızlar ne diye bir gazete daha satın aldı?
Gerek var mıydı?
Bu sorunun cevabını bizim bilme şansımız yok.
Ama karlı bir yatırım olduğunu söyleyebilirim.
Bizim Yaka Gazetesi’nden saygıdeğer meslek büyüğüm Galip Ataman Hoca’yı çıkartın, “iddialı bir gazeteydi” diyemezsiniz.
Yazdığı araştırma ve analiz yazılarıyla gündemi tutan Galip Hoca, Bizim Yaka’ya kimlik kattı.
Bu kimlikle birlikte her gün yazılı olarak okuyucuya sunuldu.
Basın ilan kurumundan hatırı sayılı pay alan gazete uygun fiyata alıcı buldu.
Alana da satana da hayırlı olsun.
***
Bu şehirde yerel medyanın önemi çok büyük.
Bakmayın tükenmişlik sendromu yaşayanların bizi aşağılayıp salyalar akıttığına.
İstiyorlar ki onlara üst perdeden cevap verelim.
İstiyorlar ki verdiğimiz cevabın üstünden kendilerine yeni alanlar açılsın.
Ama hiç kimsenin umurunda değiller.
Benim de değil!
Ancak bu demek değildir ki onlar gibi çirkefleşeceğim, üslubumu bozacağım.
Ne de olsa yaşça benden büyükler.
Meslek tecrübeleri ise mukayese götürmez.
Ama demek ki insan yaşlandıkça, çaptan düştükçe böyle hırçınlaşıp sağa sola saldırabiliyor.
İstedikleri kadar saldırabilirler.
Oturduğu yerden bizi düşman ilan edebilirler.
Hodri meydan, topunuz gelin yazabilirler.
***
Onlara şöyle cevap vereyim.
Vallahi de billahi de gündemimizde yoksunuz.
Kendinizi bu kadar önemsemeyin.
Dünya sizin etrafınızda dönmüyor.
Kendi kendinize düşman yaratıp, yarattığınızı sandığınız düşmanlara kin besliyorsunuz.
Bu nasıl bir ruh halidir, nasıl böyle transa geçiyorsunuz?
Bu kızgınlığın, bu öfkenin sebebi ne bilmiyorum.
Kişisel olarak size bir kötülüğüm dokunduğunu da sanmıyorum.
Hatta beni düşman listesine ekleyen şahısla toplamda beş dakikalık sohbetimiz dahi yoktur!
Ona rağmen nasıl böyle çirkinleşiyorsunuz inanın aklım almıyor!
***
Şahsen bir derdiniz varsa açarsınız telefon, yüzüme söylersiniz.
Bu mecralar bizim düello yapacağımız alanlar olmamalı.
Bugüne kadar sizler mesleki rakiplerinizle düello yaptınız da ne oldu?
Günün sonunda her gün en galiz sözlerle birbirinize saldırdığınız insanlarla aynı eksende buluştunuz.
Yani bakacağınız yüze tükürmemeyi öğrenmiş olmanız lazım.
Bunu şahsımla alakalı söylemiyorum! Ki hiç meraklısı değilim.
Yarın öyle bir şey olur ki, en ağır hakaretleri ettiğiniz kişiyle yan yana gelmek zorunda kalırsınız.
Tecrübeleriniz ortada.
Bu potansiyelin sizde var olduğunu gördük.
O yüzden varın gidin işinize bakın.
Bizim kimseyle alıp veremediğimiz yok.
Bizim kimseyle bir yarışımız da yok.
En çok siz okunun, en iyi haberleri siz yapın, en çok sizi dikkate alsınlar falan…
Bu camiada hepimize yetecek kadar yer var.
Mühim olan ne kadar yer kapladığınızdır.
Gerisi laf-ı güzaf…!
----------------------------------------
KİME
“YAZIKLAR OLSUN”
DİYECEĞİZ?
Çöpten ekmek toplayan vatandaş polemiğini hatırlarsınız.
CHP Kocaeli İl Başkanı Harun Yıldızlı,
KBB Başkanı Tahir Büyükakın’ın evinin önündeki çöp konteynerinden
onun deyimiyle “ekmek toplayan” vatandaşın fotoğrafını sosyal medyada paylaşıp,
“Tahir Başkan balkona çıksa görecek”
diyerek “mutlu şehir” göndermesi yapmıştı.
Bu konuya Büyükakın’ın cevabı ise hayli iddialı olmuştu.
“Eğer bu kentte aç bir vatandaş var ve ben onu bulamıyorsam bana yazıklar olsun.
Muhalefet bundan siyaset yapıyorsa onlara da yazıklar olsun”
demişti.
***
Bugün benzer bir durum daha yaşandı.
Gazetemize bir fotoğraf ulaştı.
Bu fotoğraf, İzmit Belediye binası önündeki çöp konteynerinden ekmek arayan vatandaşın fotoğrafıydı.
Doğal olarak haberleştirdik.
Söz konusu fotoğraftaki eylem CHP’li İzmit Belediyesi’nin önünde olunca daha bir ehemniyet kazandı.
“Bakalım Harun Yıldızlı bu fotoğrafa ne diyecek”
diye sorduk.
Tam bunun üzerine Harun Yıldızlı aradı. Çay-kahve var mı dedi.
“Başkan herhalde habere canlı cevap vereceksiniz”
dedim.
Şaşırdı. Yıldızlı henüz haberi okumamış, beraber açtık okuduk.
“Şimdi kime yazıklar olsun diyeceğiz”
dedim.
Harun Başkan mevzu açılmışken konuyla ilgili düşüncelerini paylaştı.
***
Diyor ki;
“Orada hedef Tahir Bey değil. Bu olay Türkiye’nin olduğu gibi bu kentin de gerçeği.
‘Mutlu şehir’ demekle insanlar mutlu olmuyor. Ben bunu demek istedim.
Karaosmanoğlu ‘Çalışınca oluyor’ sözüyle çok çalıştığını göstermek isterdi ama ortada bir şey yoktu.
Tahir Bey ise onu silip, ‘Mutlu şehir’ söylemini öne çıkardı.
Bakın, gidin Gebze bölgesine ne sorunlar var, görün.
Online eğitim diyorlar ama evlerde internet yok!
Böyle mi mutlu şehir olacağız?
Ayrıca Tahir Bey o fotoğrafın eski olduğunu söylemiş.
Bakın fotoğraf bana aynı gün gelmiş”
deyip, telefonunu gösterdi.
Harun Yıldızlı’nın dikkat çekmek istediği nokta başkaydı.
Ama konuya girişi doğru yerden değildi.
Konuya bakış açısı nedeniyle Tahsin Tarhan’ın dediği gibi kendi belediye başkanını da zorda bıraktı.
Hal buyken polemiklerin ardı arkası kesilmedi.
***
Peki, bu olayda haklı haksız aramalı mıyız?
Elbette…
Ama Büyükakın’ın evinin önündeki çöpten ekmek toplayan vatandaşın durumundan direkt onu sorumlu tutamayacağımız gibi,
Aynı şekilde İzmit Belediye binasının önündeki vatandaşın sefaletinden Fatma Kaplan Hürriyet’i sorumlu tutamayız.
Mevzu derin.
Sorumlular daha üstte.
Sorun yönetimsel.
Bakmayın siz Büyükakın’ın “bu kentte aç bir insan var ve onu bulamıyorsam bana yazıklar olsun” dediğine.
Bunu önlemesi veya bitirmesi mümkün değil.
Bu tamamen vicdanen iyi niyetle söylenmiş, samimi ama yapabilirliği çok mümkün olmayan bir şey.
***
Bu ülkede orta direk kavramının yerle bir olduğu noktada
Adaletli gelir dağılımından söz etmek mümkün değilken;
Böyle içi boş işlerle anca gündemi meşgul edersiniz.
Dün Büyükakın’ın evinin önüydü, bugün CHP’li İzmit Belediyesinin önü.
Yarın bir bakmışsınız vilayetin önü, bir başka gün AKP il binasının…
Bunun sonu yok.
Biz her seferinde kime yazıklar olsun diyeceğiz?
O yüzden basit, sığ, hiçbir yararı olmayan işlerle vatandaşı meşgul etmeyin.
Böyle muhalefet olmaz!