Bir tıkla ortada ne Damat ne Dumankaya kaldı!

Basın özgürlüğü diye bir kavram duydunuz mu? Sözlükteki karşılığı şöyle der:

Basın özgürlüğü diye bir kavram duydunuz mu?

Sözlükteki karşılığı şöyle der: "Basın özgürlüğü; haber, fikir ve düşünceleri çoğaltıcı araçlarla, serbestçe açıklayabilme özgürlüğüdür. Bilgi ve düşünceleri serbest olarak toplayıp, yorum ve eleştiri yaparak çoğaltabilmek ve bunları serbest olarak yayımlayıp dağıtabilmek haklarını içerir."

Bu şimdilik burada kalsın, zira hep kağıt üstünde kalıyor…

Her gün gazete okuyan, televizyon seyreden kitle basın özgürlüğünü iyi biliyor.

Bir televizyon kanalını açıyor ya da gazeteyi okuyor bakıyor ortalık güllük gülistanlık...

Enflasyon yüzde bilmem kaç olmuş, işsizlik almış başını gidiyor, esnaf tek tek kepenk kapatıyor, koca koca fabrikalar üretimi durduruyor...

Ama gelin görün ki bu basın kuruluşları için sıkıntı yok.

Ne de olsa ÖZGÜR basın var. Gerçeği değil, işine geleni yazmak gibi acayip bir özgürlüğe sahipler.

Onlar sadece belli kalıplar içinde yazılması ve gösterilmek istenenleri yapmakla mükellefler.

Onların gazetecilik veya basın özgürlüğü diye bildikleri tek gerçek bu.

***

Ve onların karşısında adeta Don Kişot’un yel değirmenleri ile savaşması gibi duran bir grup daha var. Onlar “gerçek gazetecilik” yapmaya çalışan bir grup şövalye…

Ne para, ne güç ne de başka bir şey. Tek gerçek kendi doğru bildikleri…

İşte bu yüzdendir ki, iktidarda kim olursa olsun yine bedel ödeyen onlardır.

Suyun başını tutan güç sahipleri hep ister ki, “basın özgür olsun ama benim istediğim biçimde özgür olsun” ya da “basın tarafsız olsun ama benim tarafımda olsun”…

Zaten yeteri kadar baskı altında tutulan basın bütün bunlar yetmezmiş gibi bir de hukuksal anlamda baskı altında tutulmaya çalışılıyor.

Bunun yegane örneği “erişim engelleme kararı”

Kocaeli Barış Gazetesi bu konuda Kocaeli’de rekortmen, hatta sürekli kendi rekorunu kırıyor.

Nasıl ki cesur gazetecilik konusunda bu kentin tek basın kuruluşuysak, doğal olarak ta en çok haberi erişime engellenen basın kuruluşuyuz.

Bundan gurur duyuyor muyuz peki? E vallahi utanç duymadığımız kesin..!

***

Dumankaya skandalını hatırlarsınız değil mi?

Hani Çayırova’da inşaat yapmaları için özel imar planları hazırlanmıştı.

Daha sonra FETÖ’cü oldukları ortaya çıkınca neler olmuştu neler…

Büyükşehir Belediyesi yetkililerinin bu işten sıyrılmak için kılı kırk yardıkları herkesin malumu.

Bu da yetmedi onlara ve haklarında ne kadar haber yapılmışsa önce engelleme sonra suç duyuru derken sayelerinde hala daha o karakol senin bu adliye benim geziyoruz.

“İyi de biz o haberleri bulamıyoruz, neden gazetenizde yok” diye sorarsanız eğer çünkü o haberler engelli…

Sadece bunlar değil daha çok haber var böyle gazetemizde.

Normal şartlarda haberin muhataplarının hesap vermesi gerekirken “neden böyle haber yaptın” dercesine kesilen ilginç bir ceza şekli.

Ve geldik bugüne…

***

Sabah 3. Ankara Sulh Hukuk Ceza Hakimliğinin evrakı ulaştı elimize.

Onlara göre yine çok sakıncalı haberler yapmışız.

Hatta ve hatta birilerinin kişilik haklarını ihlal etmişiz. İki haberimiz de işte bu sebeple engellenmiş.

Kim mi o hakkını hukukunu yediğimiz adam, Ömer Saçaklıoglu…

Ömer Saçaklıoğlu ismini bilmiyorsanız Doğa Koleji’ni mutlaka biliyorsunuzdur.

Türkiye’nin en büyük eğitim kurumlarından olan Doğa Koleji bildiğiniz gibi geçtiğimiz yıl el değiştirmişti.

Böyle bir el değişimi pek tabi bir gazeteci için önemli bir haber.

Kocaeli’de de okulları bulunan Doğa Koleji’nin bu satış hikayesi bizim ilgimizi çekti.

Doğa Koleji’ni yeni sahibi olan Ömer Saçaklıoğlu’nun bu eğitim kurumunu nasıl aldığı, kimlerle ortaklık yaptığı, geçmişte nasıl ilişkileri olduğu elbette önemli.

***

Yapılan her iki haberde de sadece bu ilişkiler var. Bunun dışında ne Saçaklıoğlu’nun şahsına ne de Doğa Koleji’nin kurumsal yapısı ile ilgili hiçbir şey yok.

Ama 3. Ankara Sulh Hukuk Ceza Hakimliği nasıl olmuşsa şak diye engelleme kararını vermiş.

Aynı mahkemenin bizimle birlikte verdiği diğer engelleme kararlarını incelediğimizde neden böyle bir karar verildiği ortaya çıkıyor.

Mahkemenin verdiği tüm engelleme kararlarının neredeyse tamamında iki isim var.

Birincisi İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Topbaş ikincisi ise şu meşhur damadı Ömer Faruk Kavurmacı…

Haberde tek söylediğimiz, Topbaş’ın damadı Kavurmacı ile

Doğa Koleji’nin yeni sahibi Ömer Salçaklıoğlu’nun farklı bir sektörde faaliyet gösteren şirketteki ortaklıklarıydı.

Daha fazla detaylandırmaya gerek yok sanırım, her şey ortada.

***

Doğru düzgün incelenmeden sadece tek bir dilekçe ile verilen bu erişim engelleme kararları, zaten kağıt üzerinde kalan basın özgürlüğünün ülkede ne hale geldiğinin basit bir örneği…

Nasıl ve neye göre bu kadar radikal karar veriyorlar gerçekten merak ediyorum.

Hayır yani, ben gazetenin yetkilisi olarak sonuna kadar haberlerimin arkasındayken bana sormadan, savunmamı almadan haberi siteden kaldırmakta nedir?

Yeni trend bu galiba…(!)

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları