Bize de bu yakışırdı…

Bugün Türk Polis Teşkilatının kuruluş yıldönümüydü. Sabah şöyle bir düşündüm; rehberimdeki polis arkadaşlardan kim varsa arayıp sesini duyayım, günlerini kutlayayım dedim. Gazeteye geldim haberlerle ilgileniyorum, gündeme bakıyorum...

Bugün Türk Polis Teşkilatının kuruluş yıldönümüydü.

Sabah şöyle bir düşündüm; rehberimdeki polis arkadaşlardan kim varsa arayıp sesini duyayım, günlerini kutlayayım dedim.

Gazeteye geldim haberlerle ilgileniyorum, gündeme bakıyorum falan derken telefonum çaldı.

Arayan kişi polis arkadaşlarımızdan biriydi.

Ben aramadan siz aradınız, önce davrandınız diye gülüştük.

Kısa bir hal hatırlaşmanın ardından memur arkadaşımız karakola gelmemiz gerektiğini söyledi.

Konu ne dedim; konu çok diye cevap verdi.

Anlaşıldı, tam bize yakışır şekilde geçirecektik polis haftasını.

Yazı işleri müdürümüz Yılmaz Karabıyık, ben ve Uğur Enç… üçümüz de lazımmışız.

Uğur önemli bir haber peşinde olduğundan bize katılamadı, o sonra tek başına ifade verecek.

Neyse, biz gidelim dedik, giderken de eli boş gitmek olmazdı.

Aldık tatlımızı bastık gittik Saraybahçe Polis Karakoluna.

Önce oradaki arkadaşları tek tek kutladık.

Kısa bir sohbetin ardından geldik dosyalara…

Konu nedir memur bey dedim.

Konu çoktu ama hepsi aynı kapıya çıkıyordu.

Bir tanesi Haldızlarla ilgiliydi, diğeri de Sayın Ömer Polat ile alakalıydı.

Haldızlar malumunuz üzere, bizden pek hoşnut değiller.

Adım atsak şikayetçi oluyorlar.

Son günlerde Real AVM ve rant konusunda yaptığımız bütün haberleri derleyip toplamışlar ve şikayetçi olmuşlar.

Olabilir… herkesin savunma hakkına saygılıyız.

Söyleyeceğimizi söyledik, ifademizi tamamladık.

Ardından geldik Sayın Ömer Polat’a…

Onun neden şikayetçi olduğunu ise bir türlü anlayamadım.

Geçenlerde bir haber yapmıştım, “Kocaeli’nin basın imamı kim” diye!

Rahatsız olmuş…

Haberin içinde kimseyi zan altında bırakmamışız, kimsenin adını zikretmemişiz.

Sadece sormuşuz; “Bu FETÖ illeti en ufak bir köy derneğinin başına bile bir imam diktiyse,

Kocaeli basınının imamı kim” dedik.

Kim bizim piyasaya ayar veriyor merak ettik.

Varsa ortaya çıkarılmalı dedik.

Yaptığımız bu haberi sosyal medya sayfamda paylaştım.

Doğaldır ki altına her kesimden farklı yorumlar geldi.

İşte bu yorumlarda isim zikredenler de olmuş.

Haliyle bundan büyük rahatsızlık duymuş ki normaldir.

Orada adı geçen herkesten şikayetçi olurken beni de es geçmemiş.

FETÖ ile amansız mücadele eden birinin verdiği çabaya zarar veriyormuşuz.

Halbuki hiç alakası yok.

Ben bugüne kadar hiç kendisinden şüphelenmedim(!)

Şüphe duyacak bir şey yoktu ki, her şey ortada!

Öyle olsaydı Sayın Polat bugün burada değil, Murat Dağdeviren’in yanında olurdu!

Boşuna alınganlık yapıyor.

Hem ben devletimizden daha mı iyi bileceğim?

Polat’ta en ufak bir arıza olsa FETÖCÜLERE kiraladığı binayı geri alabilir miydi, alamazdı.

Aldığına göre problem yok demektir.

Bakın Manşet Kocaeli binasının sahibi, benim de komşularım olan Belgin ailesi neredeyse iki yıldır mülklerinden kira alamıyor.

Neden? Çünkü Şenol Çiçek’in gazetesi olan Manşet Kocaeli KHK ile kapatılmıştı ve bina mühürlenmişti.

Sonra serbest bırakıldı ama binanın mührü bir türlü açılmadı.

İnsanlar aylardır çalmadık kapı bırakmadı ancak binayı geri alamadı.

Şimdi aldıysalar onu bilmem fakat FETÖ’den dolayı mühürlenen binayı geri almak kolay iş değildir.

O yüzden ben Polat’ın hiçbir şekilde bu yapıyla alakası olduğunu söylemiyorum.

Daha önce de dediğim gibi, Polat’ın en büyük şansı, çok iyi komşular edinmiş olması.

Ama bir insan göz önündeyse böyle şeyler oluyor.

Biz Ömer Polat için sıradan bir insan diyemeyiz.

Polat “sıradan” çıkalı çok zaman oldu.

Bizim ne haddimize…!

****

Bu vesileyle, polis teşkilatımızın kuruluş yıldönümünü, günün anlam ve önemine yakışır biçimde

bize larakolda geçirten ilgili arkadaşlara sonsuz teşekkür ediyorum.

Bize de böylesi yakışırdı…

SON DAKİKA HABERLERİ

Aysun Özcan Diğer Yazıları