Demagoji yapma

Kişi girdiği tartışmanın en hararetli yerindedir. Kelimenin tam anlamıyla köşeye sıkışmıştır, verecek yanıt bulamamaktadır. O anda hemen yetişen bir deyiş vardır. 'Demagoji yapma!” Açıkoturumların ve toplantıların değişmez...

Kişi girdiği tartışmanın en hararetli yerindedir. Kelimenin tam anlamıyla köşeye sıkışmıştır, verecek yanıt bulamamaktadır. O anda hemen yetişen bir deyiş vardır. “Demagoji yapma!”

Açıkoturumların ve toplantıların değişmez repliğidir.”Demagoji yapıyorsunuz siz ama”

Savunma sisteminin saldırı modunda geri dönüşüdür.

Bazen bitirici olduğu gibi bazen de topu taca atmak gibidir.

Kullanmayı çok sevdiğimiz bazen telaffuz bile etmekte zorlandığımız bir kelimedir. Demagoji,demogoci, hatta demagoloji ….

Geçmişi bu kelimenin Antik Yunana dayanmaktadır.

Anlamsal olarak “Toplumu pohpohlayarak gaza getirip, kendine çekmeye çalışmak “ olarak da kullanılmaktadır.

TDK Sözlüğünde Laf cambazlığı diyerek de bir anlam verilmektedir. Sözlerle göz boyama, kandırmak anlamına da gelmektedir.

Demagoji kelimesi Yunanca “demos” ( halk )ve “agogos” (liderlik yapmak) kelimelerinin birleşmesiyle oluşmuştur.

Peki öyküsü nedir demagoji yapmanın;

Eski çağda Atina’da demokrasinin gelişmesi amacıyla Kleistenes Atina’yı “Deme.”adı verilen 10 bölgeye ayırmıştı. Yürütme organı konumundaki “boule” adı verilen meclis her “deme” den seçilen 50 kişinin katılımıyla oluşuyordu.

Tüm bu “deme”lerin liderine “demogogos” denirdi.

Demagog kelimesi buradan gelmektedir.

M.Ö 420 lerde artık Atina toplumunda bireysellik ve maddi beklentiler ortaya çıkmaya başladı. Tabii ki bu sebeplerden dolayı da “demogogos” olmanın yoluda populizmden, refah vaatlerinden yani “ demagoji”den geçiyordu.

Mevcut demagog Kimon’un yerine göz koymuştu Perikles…

Aynı zamanda bir aristokrat olan Kimon’un zenginliği karşısında çaresiz

kalınca söylevlerini ekonomik vaatler üzerine kurmaya başlamıştı.

Vaatleri kişisel çıkarlarının peşine düşen seçmenlerin gözünü boyuyordu.

Perikles, Atina’nın zenginliklerini halka rüşvet olarak dağıtmaya başladı.

Kentin hazinesinden halkı beslerken mecliste fırtına gibi esiyordu.

Nitekim Kimon’un yerine “demagogos” seçildi o rüzgârla…

Perikles, “demagogos” unvanını aldıktan sonra popülizmin dozunu iyice

arttırdı.

Pers saldırılarına karşı birçok polisin (şehir devleti)

ortaklaşa kurduğu Delos Deniz Birliği’nin kasasındaki tüm parayı

hortumlayıp Atina’ya harcadı.

Yetmedi, o güne kadar ücretsiz olan memuriyeti maaşlı bir iş haline

getirdi.

Perikles Atina’yı yönetmenin sırrını keşfetmişti; “bol demagoji, bol vaat.”

Halk mutluydu, geçim kaygısı azalmıştı ki bu yüzden felsefe, sanat çok

gelişti Antik Yunan’da…

Perikles’in bulduğu bu formül MÖ 443-429 yılları arasında tam 15 kez

seçimleri kazanmasını sağlamıştı.

Platon, vatandaşı Perikles hakkında “Demagojinin insan vücudunda

cisimleşmiş hali, halkı muazzam ölçüde yozlaştıran, yozluktan yana, bu

yüzden de yozlaşmış biridir” diyordu.

İnsanoğlu var olduğundan beri hep pohpohlanmayı sevdi.

Bu yüzden de duyması gerekenleri değil de, duymayı istediklerini

dillendirenlerin peşinden gitti.

Bu zaaf, her dönem, her toplumu kendi demagoglarıyla buluşturdu…

Perikles MÖ 429’da öldü ama ruhu bu dünyadan hiç ayrılmadı.

Ve tarihin her döneminde yeniden hortladı…

Ne hikmetse, demagogların hepsinin de yegâne beklentisi halkın(!)

mutluluğudur

Halk goygoycuları asıl niyetlerini demagojiyle öyle güzel gizlediler ki.

Kimileri açık açık demagoji yaptı, kimileri çaktırmadan.

Ve bu uğurda her şey serbestti tarih boyunca…

Bazen halkın garibanlığı okşandı.

“Onlar ne veriyorsa ben iki mislini veriyorum” diyen siyasetçiler umut oldu.

Bazen manevi hislerine oynadılar toplumların.

Bazen milliyetçi hislere oynadı demagoglar.

Almanya’yı adeta hipnotize ederek uyutan Hitler gibi.

Ortadoğu’yu kaosa ve karanlığa mahkûm edenler gibi.

1953’te Kenya Devlet Başkanı Jomo Kenyatta’nın yargılandığı mahkemedeki

sözleri bir ibret abidesi olarak geçti tarihe…

“Beyaz adam geldiğinde, bizim topraklarımız, onların ellerinde İncil

vardı. İncil’i verip bizi uyuttular; gözlerimizi açtığımızda İncil bizim

elimizde, topraklarımız onlardaydı”

Demagoglar tarihsel süreçte halkın cehaletinden ve çaresizliğinden

beslendiler.

Peki, günümüzde hala halkın bu kadar kolay kandırılmasının sebebi ne?

Hele hele bilgiye ulaşmak, araştırmak bu kadar kolaylaşmışken…

Bence çok farklı yanıtları var bu sorunun…

Birincisi, artık insanlar beyinleriyle değil mideleriyle düşünmeye başladı.

Karnının doyması, iş bulması vs. günümüz insanının tüm beklentilerinin

önüne geçti.

Sus payı mahiyetinde “avanta”larla gözü boyanan halkın umurunda değil

ideoloji, rejim vs.

Artı, “biz” ruhunun günümüzde “ben” haline dönüşmesinin de bunda önemli

bir payı var.

Bireyselliğe odaklanan insan sağduyuyla değil egoizmle hareket ediyor.

Kendi menfaati toplumsal menfaatlerin üzerine çıkıyor.

Nemalandığı düzenin bozulması korkutuyor onu.

Ve bu yaklaşım tarzları demagojinin panzehirini ortadan kaldırıyor

“sorgulamayı.”

“Oh ne güzel, bunları verecekler bana” diyor ama gerçekten verilip

verilemeyeceğini sorgulamıyor.

Balık hafızasıyla, bugün söylevini alkışladığı kimsenin dün ne

söylediğini anımsamıyor bile.

Hal böyle olunca da kendi kendisini demagojinin kucağına atıyor.

Bilgi çağında bile Perikles’i hortlatıyor.

Toplumun beklentilerini güzel analiz edenler, bu beklentilere oynayarak

hâkimiyeti ele geçiriyor.

Hayal kırıklığıyla yüzleşildiğindeyse iş işten geçmiş oluyor…

Demagojinin büyüsüne kapılan Antik Çağ Atina’sının akıbetini merak

edenler vardır.

Perikles’in toplanan paraları hortumlayıp halkına yağdırmasına tahammül

edemeyen Spartalılarla Atinalılar arasında MÖ 430’da, 27 yıl sürecek

Peleponnessos savaşı patlak verdi.

Demagogos Perikles’in ateşli söylevleri kurtaramadı Atinalıları.

Perikles bu savaşlarda can verdi.

Savaşı kaybeden Atina bir daha asla ve asla belini doğrultamadı.

Neredeyse tüm altın rezervleri tükenen devlet, orduya kaynak bulabilmek

için altından yapılmış kutsal adakları bile eritmek zorunda kaldı.

Tarih tekerrürden ibarettir.

Tüm demagogların maskeleri düşer bir gün…

Sağlıklı ve mutlu günler dilerim.

SON DAKİKA HABERLERİ

Erhan Uysal Diğer Yazıları