Kurban olmak
Geçtiğimiz günlerde kurban bayramını kutlamanın ve de dini görevlerimizi yerine getirmenin onurunu yaşarken bu süre içinde tabi ki toplumsal açıklamaları ve de olayları takip etme şansımızda oldu.. Dünya da artık bilgilere ulaşmak çok...
Geçtiğimiz günlerde kurban bayramını kutlamanın ve de dini görevlerimizi yerine getirmenin onurunu yaşarken bu süre içinde tabi ki toplumsal açıklamaları ve de olayları takip etme şansımızda oldu.. Dünya da artık bilgilere ulaşmak çok kolaylaştı. Bizlere kalan tek görev ise okumak ve de okuduğumuzu anlamak oluyor. Tabi ki hepimizin egosu vardır. Ne kadar çok okuyabilirsek egomuza o kadar hâkim olabiliriz sanırım. Sizlerle birazdan kurban üzerine öğrendiklerimi paylaşmak istedim.
Kurban, Allah’a yakınlık sağlamaya aracı olan şey anlamına gelir. Kurban, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak amacıyla canlı veya cansız bir varlığı Allah’a sunmaktır. Dinlerde kurban uygulaması, Allah’ın hoşnutluğunu kazanmak için yapılır. Bunun için ya bir hayvan kesilir ya da bir meyve, bir tahıl veya başka bir yiyecek ona sunulur.
Kurban uygulaması insanlık tarihi kadar eskidir. Tevrat’ta ve Kuranı Kerim’de Hz. Âdem’in çocukları olan Kabil ile Habil’in kurban uygulamalarından söz edilmektedir
Dinlere göre kurban uygulamalarının amaçları ve yerine getiriliş şekilleri farklı olabilmektedir:
İnsanoğlu bazen ibadet ettiği Allaha yakınlaşabilmek ve onun hoşnutluğunu kazanmak; ona hayranlığını ve teşekkürünü ifade etmek için kurban kesmiştir. Bazen de onun gazabından korunmak ve bir dileğinin yerine gelmesi için ilk ürününü, ya da çocuğunu tanrısına sunmuştur.
İlkel dinlerde krallar, kâhinler, ölüler ve putlar için de kurban kesilirdi. İslâm öncesi Araplarda ise putlar adına kurban kesme geleneği vardı. İlkel dinlerde insan kurbanına da rastlanmaktadır. Bazen bir kız, bazen bir esir, bazen bir köle sunak denilen yerde törenle kurban edilirdi.
Geçmişte Asurluların da çocuk kurban ettiklerini Eski Ahit’ten öğrenmekteyiz.
Kurban kesme geleneği Yahudilikte de vardı. Yahudiler bu görevi Kudüs’te altar (sunak) denilen yerde yerine getirirlerdi. Fakat Yahudiler, Babil sürgününden (M.Ö. 586) sonra kurban kesme geleneğini terk ettiler.
Hıristiyanlar ise Hz. İsa’nın insanlığı “aslî suç”tan kurtarmak için kendisini feda ederek kurban ettirmiş olduğuna inanırlar. Onlar bu nedenle başka kurbana gerek kalmadığını söylerler.
İslâm öncesi Türklerde de Gök Tanrı’nın hoşnutluğunu kazanmak için hayvan kurban edilirdi. Hinduizm, Konfüçyanizm ve Şintoizm gibi dinlerde de kurban ibadeti bulunmaktadır.
İslâm’a göre, belli nitelikleri taşıyan bir hayvan kesilerek kurban ibadeti yerine getirilir.
HZ. İBRAHİM VE OĞLU İSMAİL
Hz. İbrahim’in çocuğu olmuyordu, ancak çocuğu olmasını çok istiyordu. Bir çocuğu olursa onu Allah yoluna kurban etme sözü vermişti. Bir süre sonra oğlu İsmail dünyaya geldi. Hz. İbrahim çocuğu olmasına çok sevinmişti. Ancak İsmail belli bir yaşa geldiğinde gördüğü bir rüya Hz. İbrahim’e zor anlar yaşattı. Rüyasında Hz. İbrahim, oğlu İsmail’i kurban ettiğini gördü. Bunu, Allah’ın kendisine bir hatırlatması olarak değerlendiren Hz. İbrahim, çok zor bir sınavla karşı karşıya kaldı: Bir yanda babalık şefkati ile gözü gibi sevdiği oğlu; diğer tarafta ise bütün varlığını uğruna verebilecek kadar sevdiği ve söz verdiği, yüce Allah vardı. Bu olay, Kuranı Kerim’de şöyle anlatılmaktadır:
“İbrahim, ‘Rabbim! Bana iyilerden olacak bir çocuk ver.’ diye yalvardı. Biz de ona yumuşak huylu bir oğlan müjdeledik. İsmail, babası İbrahim'le birlikte yürüyüp gezecek çağa gelince, 'Ey oğulcuğum! Rüyada seni kurban ettiğimi görüyorum. Bir düşün, ne dersin?’ dedi. İsmail de, ‘Ey babacığım! Ne ile emrolunduysa yap, Allah dilerse benim sabredenlerden olduğumu göreceksin.’ dedi. Böylece ikisi de Allah'a teslimiyet gösterip babası oğlunu alnı üzerine yatırınca, biz, ‘Ey İbrahim! Rüyayı gerçek yaptın, işte biz iyi davrananları böylece ödüllendiririz.’ diye seslendik. Doğrusu bu apaçık bir deneme idi. Ona, fidye olarak büyük bir kurbanlık verdik. Kendisine, sonradan gelenler için de iyi bir nam bıraktık. Selâm olsun İbrahim’e. İşte biz iyileri böylece ödüllendiririz.” (37/Saffât suresi)
Sanırım biraz aydınlanma sağlayabildim. Okumak iyidir değerli dostlarım.
Kardeşçe sevgi ve saygılarımı iletiyorum.